GSS reklamlarında kullanılan bilgi dili ne kadar gerçek?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın reklamlarına bakılırsa referandum nedeniyle yurttaşların gelir düzeyi birden yükselmiş, işsizlik azalmış, sosyal güvencesi olmayan ve 53 TL GSS primi ödeyen yurttaşlar her türlü sağlık hizmetinden yararlanmaktadır. Kendi getirdikleri işsiz yurttaşları borçlandırma ve gelir testi uygulamasını, reklamla “Borçları yapılandırıyoruz müjde!” diye topluma “satmaya’’ çalışıyorlar! Fakat devletin resmi rakamları reklam dilini yalanlıyor!
Zenginleşen Türkiye’nin yoksul yüzü!
BirGün’de yer alan habere göre; 2016 yılında hanedeki kişi başına gelir asgari ücretin üçte birinden az olan 6 milyon 683 bin 106 kişiye GSS prim desteği sağlandı. Zorunlu GSS uygulamasının başlatıldığı Ocak 2012 tarihinden Aralık 2016 tarihine kadar toplam 24 milyon 820 bin 523 yurttaşımız gelir testine girdi.
2016 yılında gelir testine girenlerin yüzde 98 kadarı asgari ücretin altında gelir düzeyine sahip iken yüzde 72,35’i brüt asgari ücretin 1/3’ünün altında. Görüldüğü gibi herhangi bir sosyal güvencesi olmayan yurttaşlardan gelir testine girenlerin önemli bir bölümünü, yoksulluktan dolayı temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve yaşamlarını en düşük düzeyde dahi sürdürmekte güçlük çeken kişiler oluşturmaktadır.
Ayrıntıda saklı gerçekler
Torba Kanun ile 5510 Sayılı Kanuna geçici madde eklenerek, 60’ıncı maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borçları, prim borcunun yeniden hesaplanmasını, hesaplanan yeni borcun 1 Nisan 2017 tarihinden itibaren 12 ay içinde peşin ve taksitle ödenmesi halinde faiz uygulanmaz hükmü ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar ödenmiş GSS primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı tutarları iade ve mahsup edilemez hükmü getirilmiştir.
Bu değişiklik ile, AKP hükümeti döneminde uygulanmaya başlanan, çalışmayan ve sosyal güvencesi olmayan kişilerin, GSS kapsamında gelir testine girerek gelirlerine göre sağlık sigortası için aylık prim ödemesi gerekenlerden; primini ödeyemeyenler borçlandırılıyor, gecikme zammı (faiz) uygulanıyor, sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanamıyordu. Primler, gelir testi sonucuna göre ve her yıl asgari ücrete göre değişiyordu.
Değişiklik ile primler gelirlerine göre değil, prime esas kazanç alt sınırının otuz günlük tutarının yüzde 3’ü üzerinden, yoksula da zengine de 53,33 TL aylık prim ödeme uygulaması getirilmiştir.
Prim borcu yeniden hesaplanıyor, hesaplanan yeni borcun 1 Nisan tarihinden itibaren 12 ay içerisinde peşin veya taksitle ödenmesi halinde faiz uygulanmıyor.
Borcu olanlar peşin ödediklerinde ya da taksitlendirdiklerinde, 1 Nisan tarihinden itibaren 53,33 TL aylık primi yatırdıktan sonra sağlık hizmetinden yararlanabilecek.
Aylık geliri asgari ücretin 1/3’ünden az olan 6 milyon 683 bin 106 kişinin gelir düzeyi bir ayda anlamlı bir artış göstermediğine göre, bu kişiler GSS primini devletin ödeyebilmesi için gelir testine gireceklerdir.
En son GSS borç yapılandırılması 2016 yılı Eylül ayı itibariyle borç anaparaya 12 ay eşit taksitle ödeme imkânı getirilmişti.
Borcunu taksitlendirip ödeyenler geçmişe yönelik ödediği prim ile gecikme cezası ve gecikme zammı tutarları iade ve mahsup edilemeyecek.
Bakanlığın referandumda kamuoyunu etkilemek için yaptığı anlaşılan reklama bakılırsa işsizlik azalmakta, GSS borçları ödenmekte, zenginlik yaygınlaşmakta ve herkes sağlık hizmetine rahat ulaşabilmekte. Oysa sağlık hizmetlerine rahat ulaşabilmek için sadece GSS primini ödemek yetmiyor, cebinizden 14 kalem katkı-katılım payı ve ilave ücret ödemek zorundasınız.
Reklamlar bize önümüzdeki aylarda Genel Sağlık Sigortası’na ek olarak yurttaşın cebinden sistematik olarak piyasaya para aktarmanın ve yeni kaynak yaratmanın yollarından biri olan Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nı göstermektedir.
Acı gerçek; hükümetin reklamlarla halka pazarladığı mutluluk değil, aylık geliri asgari ücretin 1/3’ünden az olan 6 milyon 683 bin 106 kişinin bulunduğu ve geliri asgari ücretin 1/3’ünden fazla olan yaklaşık 5 milyon kişinin ise GSS primini ödeyemediği gerçeğidir.
Rakamlarla sabit olan, işsizliğin artması, mültecilerin köle gibi çalıştırılarak kayıt dışı çalışmanın teşvik edilmesi, toplumun büyük kısmının borçlanarak yaşamını sürdürmeye çalışmasıdır.
Özetleyecek olursak iddia neydi?
»Borçlar silindi!
»Eşitlik sağlandı!
»Gelir testi zorunlu olmaktan çıktı!
»Herkes “mutlu mesut’’ sağlık hizmetlerine ulaşılacak!
Oysa;
»Borçlar yeniden düzenleniyor.
»Yüksek gelirli ailelerin prim borcu aylık 426 TL yerine 53,33 TL üzerinden hesaplanıp düşürülüyor.
»Geliri asgari ücretin üçte birinden az olan yurttaşlar ile GSS primini yatıramayanlar sağlık hizmetlerinden yararlanmak için gelir testine girecek. Gelir testine girmeyenler, asgari ücretin yüzde 3’ü üzerinden borçlu duruma düşüyor.
»Borcunu ve primini ödeyemeyen yurttaşlar sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanamayacak. Sağlık hizmetlerine rahat ulaşabilmek için sadece GSS primini ödemek yetmiyor, cebinizden 14 kalem katkı-katılım payı ve ilave ücret ödemek zorundasınız.