Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Yürütme Konseyi üyesi onkoloji uzmanı Halis Yerlikaya,“Türkiye’de günlük vaka sayının 30 binin üstünde olduğunu söyleyebiliriz. Açıklanan rakamlar testi pozitif çıkıp, hastanede tedavi altına alınan ağır hastalar. Geri kalanlar evlerinde hastalığı geçiriyor. Eve gönderilenler kaderlerine terkediliyor” dedi.
Yerlikaya, evde hasta olanların ne yapması gerektiği konusunda da önerilerde bulundu.
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de koronavirüste ikinci dalga çok sert geçiyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüs (Covid19) nedeniyle son 24 saatte 92 kişinin hayatını kaybettiğini, toplam can kaybı sayısının 11 bin 418’e yükseldiğini açıkladı. Toplam hasta sayısı ise 3 bin 116 artarak 411 bin 55’e çıktı.
Koca’nın, 13 Kasım’da açıkladığı verilerde ise, 93 kişinin hayatını kaybettiğini, toplam can kaybı sayısının 11 bin 326’ya yükseldiğini duyurmuştu. Dün toplam hasta sayısı ise 3 bin 45 artarak 407 bin 939’a çıkmıştı.
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Yürütme Konseyi üyesi onkoloji uzmanı Halis Yerlikaya, “Açıklanan rakamlar testi pozitif çıkıp, hastanede tedavi altına alınan ağır hastalar. Geri kalanlar evlerinde hastalığı geçiriyor. Eve gönderilenler kaderlerine terk ediliyor. Türkiye’de günlük vaka sayısı 30 binin üstünde olduğunu söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Yankılar’ın konuğu Yerlikaya’nın değerlendirmelerinden özet şöyle:
“Türkiye dışında dünyada vaka, hasta ayrımını yapan başka ülke yok. Vaka sayılarında ciddi bir artış var. Türkiye süreci şeffaf bir şekilde yürütmüyor. Açıklanan rakamların hiçbir bilimsel anlamı yok.
Türkiye’deki gerçek tablonun ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz ama şunu çok iyi biliyoruz. Başta İstanbul olmak üzere birçok yerde, yoğun bakımlarda yer bulunamıyor, çok ciddi ağır hasta vakaları ile karşı karşıyayız…
İstanbul’da yoğun bakımlarda yer kalmamış birçok hasta acil servislerde yatacak yer bekliyor. Genel durumları kötü olup evlerine gönderilenlerde ani ölümlerin yaşandığı hastalar var.
Her yerde, her ailede kaybettiğimiz hastalarımız oldu, bunlar önlenebilirdi, ölmeyebilirlerdi.
Diyarbakır’da da neredeyse her aileden birilerini Covid-19’dan kaybettik. TTB olarak bu yüzden ‘yönetemiyorsunuz’ dedik, şu anda da kaygılıyız. Kışa doğru gidiyoruz, havaların soğuması, kapalı alanlarda daha çok insanların bir araya gelmesi bulaşma riskini çok daha fazla hale getiriyor.
Her geçen hafta artan vaka sayısıyla karşı karşıyayız, ölüm ve ağır hastalarda da artış var.
Hasta vaka ayrımı tıpta yok. Vaka eşittir, hastadır, hasta eşittir vaka. Ama Bakanlık yoğun bakımlarda olanları ağır hastalar diye ayrı kategoriye koydu. Sadece hastanelerde tedavi edilen testi pozitif çıkan kişileri hasta olarak ifade etti. Testi pozitif olup, evde olanları hesaba katmıyorlar…
Hastanede yatışı olan ‘ağır hasta’ diye ifade ettikleri yoğun bakımlarda entübe ve entübe olmayan hastaları kastediyorlar. Bu konuda da güven veren bir yaklaşım yok.
Şu an net sayıyı vermek mümkün değil ama günlük vaka sayısının bakanlığın açıkladığından 10 kat fazla olduğunu biliyoruz. 30 binin üzerinde olduğunu söyleyebiliriz.
Türkiye’de çok ciddi bir takip sistemi yok. Bir kişi pozitif çıktığında o kişiyle temasta olan herkesin testinin yapılması gerekiyor ama yapılmıyor.
Oysa bu hastalığın en önemli noktası, toplumsal bulaşın önüne geçmek.
Risk grubunda olan hastalar eve gönderiliyor, evde bir hafta içerisinde çok yakın takip de yapılamıyor. Durumları kötüleştikten, nefes darlığı vb şikayetleri arttıktan sonra hastaneye geliyorlar. Bu durumda kaybettiğimiz hastalar var.
Bu risk grubunda olan hastaların bir kısmının da en azından gözlem altında tutulması için hastanelere yatırılması gerekiyor.
Hasta artışı olduğu zamanlarda hastaneler tıkanıyor. Eve gönderilen hastaların takiplerinde sıkıntıları var. Defalarca hastaneye gelip gönderilenler var. Durumu ağırlaşmadan yatıramadığımız hastalar var. Çünkü durumu daha kritik olanlar yatırılıyor.
Bu kişilerin çok yakından takip edilmesi, yaşamları içerisinde gözlemlenmesi, gerekli sosyal desteğin sağlanması gerekiyor.”
KAYNAK: AHVAL / Burhan Ekinci ile Yankılar