Diyetisyen Özge Yüksel, “Kilo vermede asıl hedef yağ kaybıdır. Bu tür diyetler ise vücuttan yağ kaybettirmediği gi bi kas ve su kaybına neden olur. Bunun sonucunda kişinin kan şekeri düşer, halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı gibi belirtiler meydana gelir” diyor.
Tek tip beslenmeye dayalı bu diyetlerde, besin çeşitliliği azaldığı için vitamin ve mineral yetersizliği bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açıyor. Sık şok diyet yapan kişilerde metabolizma hızı azalınca, ileriki dönemlerde kilo verme zorlaşıyor ve verilen kiloların büyük çoğunluğu kısa sürede geri alınıyor.
İşte sağlığı bozan diyetler:
ATKINS DİYETİ: Protein ve yağ miktarı yüksek, karbonhidrat miktarı düşük. Diyetteki doymuş yağ ve kolesterol miktarının yüksekliği kardiyovasküler hastalık riski oluşturur.
ALKALİ DİYET: Bu diyet teorisine göre; şeker, yağ, çay, kahve, nişasta vücudun Ph dengesini nötrleştirirken; et, yumurta, peynir, tahıl, erik ve armut asitleştirir. Süt, sebze, meyve ve yağlı tohumlar ise alkalileştirme özelliği gösterir. Vücutta Ph dengesini sağlayan bir kontrol mekanizması bulunduğu için asitli ya da alkali gıdaları tüketmek veya içmek hiçbir şekilde Ph değişikliğine yol açmaz.
İSVEÇ DİYETİ: 6-13 gün arasında uygulanan çok düşük kalorili (1000 kcal altı) ve daha çok protein ağırlıklı bir diyettir. Vücut uzun süreli düşük kalorili diyet ile beslendiği için kas kaybı yaşar. Buna bağlı olarak metabolizma hızı azalır, vücudun ihtiyacı olan demir, potasyum gibi önemli eser elementler ve vitaminler alınamaz.
KARATAY DİYETİ: Karbonhidrat miktarı oldukça sınırlı, protein ve yağ miktarı yüksektir. Az ve sık beslenme inanışının aksine 2 öğün beslenme esas alınır. Diyette karbonhidrat miktarının “Yok” denilecek kadar az olması kan şekeri düşüklüğü ile tansiyon yükselmesine neden olabilir. Bu tip proteine dayalı diyetlerde ürik asit seviyesi yükselebilir ve gut hastalığı görülebilir.
DUKAN DİYETİ: 4 evreden oluşur. İlk evre sadece proteine dayalıdır. Zaman içinde diyete sebze, meyve ve ekmek de eklenir. Uzun dönemde fazla protein alımına bağlı ürik asit seviyesi yükselir. Böbreklere gereğinden fazla yük bindiği için bu organlar daha fazla çalışır ve fonksiyonlarında bozulmalar meydana gelir. Doymuş yağ miktarı yüksek olduğu için kalp hastalıkları riski de fazladır.
TEK TİP BESİN DİYETLERİ: Lahana diyeti, ot diyeti, patates diyeti, soğan çorbası diyeti, dondurma diyeti, havuç diyeti gibi tek tip beslenmeye dayalı olan diyetlerden uzak durulması gerekir. Bunlar, sağlığı tehdit eden düşük kalorili ve besin öğelerinden fakir diyetlerdir. UZAK DURUN
Diyabet hastaları
Kalp hastaları
Hamileler
Emzirme dönemindeki anneler
Ergenlik dönemindeki bireyler
Karaciğer hastaları
Anemisi olanlar
Kaynak: Habertürk