
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şubesi tarafından düzenlenen “Mobbing ve Tıbbi Belgeleme” başlıklı panelde konuşan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, mobbingin iş ortamında sindirilmek, dışlanmak anlamına geldiğini belirtti.
Fincancı, “Çünkü mobb çete demek. Daha doğrusu hayvan grubu demek. Hayvan grupları, diğer hayvan gruplarını dışlamak ya da yabancı bir hayvan kendi grupları içine girdiğinde onu uzaklaştırmak için şiddet davranışı gösteriyorlar. Ve insanlar için de doğal olarak aynı biçimde kullanılıyor. Bir grubun davranışı olarak tanımlamak çok daha doğrudur.
Mobbing uygulaması, sadece şiddeti uygulayan kişiymiş gibi görünse de şöyle bir boyutu da var; diğer insanlar buna tanıklık ediyorlar ve ne yazık ki en hafif tanımı ile sessiz kalıyorlar. Sessiz tanıklık da aslında bu şiddet eylemine katılım anlamına geliyor. Dolayısıyla ister istemez bir grup davranışı oluyor” şeklinde konuştu.
“MOBBİNG CİDDİ SORUNLAR DOĞURUYOR”
İş yerlerinde değişik şiddet ortamlarının oluştuğunu ifade eden Fincancı, “Özellikle biz sağlık çalışanları açısından mobbing çok katmanlı bir hal. Hastanelerde şiddet uygulayıcıları yalnızca çalışma arkadaşlarımız değildir. Sıklıkla çalışma arkadaşlarımız dışında hizmet sunduğumuz grup mobbing uygulamasında önemli bir yer tutuyor.
Mobbing, belli bir süre devam edip tekrarlayıcı özelliği nedeniyle o kişilerde çok ciddi tıbbi sorunların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Bu belki yalnızca ruhsal bir takım etkilemeler gibi görünse de aslında her ruhsal etkilenme bedenimizde her türlü etkilenme gösterebiliyor.
Doğrudan etkilenen organlarımız, dokularımız var. Çok sık olarak kronik ağrı yakınmasıyla başvurularla karşılaşıyoruz. Bu ağrı yakınmaları neye bağlı olarak yapılara baktığımızda da birçoğunda kas iskelet sisteminde bu gerginliklerin yarattığı kaslarda sürekli kasılmaların yarattığı hasarlanmalarla karşılaşıyoruz” dedi.


















