Yıllık yedi milyon tonla çikolata oldukça fazla tüketiliyor. Bu, yeryüzünde yaşayan her insan başına bir kilogram çikolata tüketildiği anlamına geliyor.
2010 yapımı “Çikolatanın Karanlık Yüzü” gibi belgesellerin işaret ettiği gibi bu iştahın bazı kötü yan etkileri var.
Çikolata endüstrisi, ormanların yok edilmesi ve hammaddesi olan kakao çekirdeklerinin hasadında çocuk işçilerin çalıştırılması gibi etik ve sürdürülebilirlik sorunlarını görmezden gelmemesi için uzun süredir baskı altında.
Peki sektör bu popüler zevke gölge düşüren sorunları ele almak konusunda ne kadar başarılı?
Sürdürülebilirlik: Çikolata nereden geliyor?
Çikolata endüstrisinin temel sorunlarından biri, çikolatanın hammaddesi olan kakao çekirdeklerinin arzının oldukça sınırlı olması.
Kakao ağaçları oldukça hassas ve yetişirken yüksek yağış ve sıcaklığa ihtiyaç duyarlar. Buna karşın ağaçların ışık ve rüzgardan korunmak için orman örtüsüne ihtiyacı vardır. Bu koşulları sağlayan sınırlı sayıda ülke var.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerinde göre, sadece iki Batı Afrika ülkesi – Fildişi Sahili ve Gana – dünya çapında hasat edilen kakao çekirdeklerinin neredeyse yüzde 52’sini tek başına üretiyor.
Nijerya ve Kamerun gibi bölgedeki diğer ülkelerin üretimiyle, Afrika’nın payı yüzde 69’a yükseliyor.
İklim krizi ve ormansızlaşma
Batı Afrika’da iklim krizinin etkisiyle sıcaklık ve kuraklığın artırması beklentisi çiftçiler için büyük bir endişe kaynağı.
Diğer bir sorun da ormansızlaşma. Üreticiler kakao ağacı tarlaları oluşturmak için doğal orman alanlarını yok ediyor.
Çevre odaklı hak savunucuları Fildişi Sahili’ndeki yüksek ormansızlaşmanın ana sebeplerden birinin kakao çiftçiliği olduğunu söylüyor. Dünya Bankası verilerine göre ülke son 50 yılda orman örtüsünün yüzde 80’ini kaybetti. Bu, dünyanın en yüksek ormansızlaşma oranlarından biri.
Buradaki ormanlar hala tehdit altında. Uydu verilerini kullanarak dünya çapında ormansızlaşmayı haritalayan ABD merkezli Mighty Earth, Afrika ülkesinin yalnızca 2020’de 470 kilometrekarelik bir orman alanını kaybettiğini kaydediyor.
Ormansızlaşma diğer yandan, uzun vadede aynı çiftçilerin geçim kaynaklarını tehdit eden iklim kriziyle doğrudan bağlantılı.
Afrika’nın kakao endüstrisi konusunda uzmanlaşmış University College London’da araştırmacı Dr. Michael Odijie, günümüzde hakim ekonominin bu kısır döngüye neden olduğuna inanıyor.
Odijie BBC’ye verdiği demeçte: “Kakao çiftçiliğinin çok büyük bir ekolojik maliyeti var. Ne yazık ki, bakir ormanlık alanlarda kakao üretmenin maliyeti otlaklardan daha düşük olduğu ve [kakao] fiyatları sürdürülebilir üretim için çok düşük olduğu için bu durumun devam etmesi muhtemel” dedi.
Ancak endüstri bu konularda sorumluluk almaya başladığını iddia ediyor.
ABD merkezli dünyanın en büyük çikolata üreticisi Mars, BBC’ye yaptığı açıklamada 2025’e kadar kullandığı kakaonun “ormansızlaşmadan arınmış” hale gelmesi gibi adımlar atarak tedarik zincirini daha sürdürülebilir hale getirmeyi amaçladığını anlattı.
Sorularımıza cevaben yapılan açıklamada, “Yasadışı yollarla sağlanan kakaonun Mars tedarik zincirinde yeri yoktur” ifadesi kullanıldı.
Mars ayrıca, Fildişi Sahili ve Gana’daki hükümetlerle ortak kurulan Kakao ve Orman Girişimi’nin bir parçası olduğunu belirtti. Şirket bu ülkelerde ormansızlaşmayı sona erdirmeyi ve orman alanlarını restore etmeyi amaçladığını kaydetti.
Çocuk işçiler
Kakao çiftçiliğinde çocukların (ve yetişkinlerin) zorlu çalışma koşullarına dair kanıtlar var. 1998 yılında, BM Çocuk Fonu komşu ülkelerden çocukların kakao çiftliklerinde çalışmak için sistematik olarak Fildişi Sahili’ne kaçırıldığını açıklamıştı.
İngiltere merkezli kölelikle mücadele eden STK, Anti-Slavery International’a göre bu uygulamalar hala devam ediyor.
Örgütün sözcüsü Jessica Turner BBC’ye verdiği demeçte, “Tahminlere göre, dünya çapında kakao sektöründe en az 30 bin yetişkin ve çocuk zorunlu olarak çalıştırılıyor.”
Ancak çocuk emeğinin daha geniş kullanımı farklı bir anlama geliyor. Bu terim, Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) göre, “çocukları çocukluklarından mahrum bırakan” – onların okula gitmesini önleyen, zararlı veya tehlikeli koşullarda çalıştırıldığı işleri ifade ediyor.
2020’de Chicago Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, Fildişi Sahili ve Gana’nın kakao yetiştirilen bölgelerinde yaşayan beş çocuktan ikisinin, keskin alet kullanımı, gece vardiyaları veya güneşe ve tarımda kullanılan kimyasal ürünlere maruz kalma gibi tehlikeli olarak sınıflandırılan işlerde çalıştığını buldu.
Çikolata endüstrisi, 2001 yılından bu yana, Harkin-Engel protokolü adı verilen uluslararası bir anlaşmanın parçası olarak, kakao üretiminde çocuk işçiliğine son vermeyi taahhüt etti. Ancak 2020 yılına kadar Fildişi Sahili ve Gana’da çocuk işçiliğinde yüzde 70’lik bir azalma sağlanması gerekiyordu.
Çikolata endüstrisindeki dünyanın en büyük oyuncularının bir bölümünün altında toplandığı şemsiye kuruluş Dünya Kakao Vakfı (WCF), endüstride çocuk işçiliği sorunu yaşandığını kabul etti ve yalnızca Fildişi Sahili ve Gana’da kakao çiftçiliğinde çalışan 1,6 milyon çocuk olduğu yönünde tahminlerini aktardı.
WCF, web sitesinde “tedarik zincirinde zorla çalıştırma, modern kölelik veya insan kaçakçılığı uygulamalarına karşı sıfır tolerans” gösterildiğini söylüyor.
BBC, yorum için WCF ile temasa geçti, ancak yanıt alamadı.
Yediğimiz çikolata için adil bir fiyat ödüyor muyuz?
Adil bir endüstriyi savunan ve hatta çikolata endüstrisindeki bazı üreticilere göre çikolata için adil bir fiyat ödemiyoruz.
Make Chocolate Fair adlı bir farkındalık kampanyası yürüten Almanya merkezli bir STK Inkota, kakao üreticilerine ödenen düşük fiyatların çikolata endüstrisinin karşılaştığı sorunları pekiştirdiğini söylüyor.
Inkota İnsan Hakları danışmanı Evelyn Bahn BBC’ye verdiği demeçte, “Kakao çiftçileri derin bir yoksulluk içinde ve bu, çocuk işçiliği ve ormansızlaşma gibi konularla doğrudan bağlantılı” dedi.
Adil ticaret uzmanları, 2020’de ortalama kakao çiftçisinin günde sadece 0,90 dolar kazandığını tahmin ediyor, bu da Dünya Bankası’nın aşırı yoksulluk eşiğinin (1.90 dolar) altında.
Dr Michael Odijie, “Yoksulluk ve buna bağlı tüm sömürü uygulamaları, esas olarak kakao çiftçilerine ödenen düşük fiyattan kaynaklanıyor” dedi.
Inkota ve Fairtrade Vakfı gibi kuruluşlar, bu soruna karşılık kakao çekirdeklerinin piyasa fiyatlarının artırılması gerektiğine inanıyor.
Bazı çikolata şirketleri, çiftçilere daha fazla ödeme yapmayı alenen taahhüt etti.
Bunlardan biri de, çikolata endüstrisinde işçi sömürüsüne karşı aktivizm platformu olarak kurulan ve şu anda Holllanda’nın en çok satan çikolata markası olan Tony’s Chocolonely.
Şirketin İngiltere’deki Genel Müdürü Ben Greensmith BBC’ye verdiği demeçte, “Var olmamızın tek nedeni, çikolatayı çocuk ve köle emeğinden arındırmak. Ve [kakao için] adil bir fiyat ödemek.” dedi.
Ve bu, müşterilerin tatlı bir ikram için çok daha fazla para ödeyeceği anlamına gelmiyor. Inkota, kakao çiftçilerine üretimleri için geçim ücreti ödenirse 100 gr çikolatanın fiyatının 0,20 dolardan az artacağını tahmin ediyor.
Bahn, “Bu gerçekten çok büyük bir artış değil ancak kakao çiftçilerinin yaşamlarında büyük bir fark yaratacak.” diyor.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE