Haberdar
  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER
    • GENEL
    • ANALİZ HABERLER
    • BİLİM TEKNOLOJİ
    • ÇEVRE
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR SANAT
    • MAGAZİN
    • MEDYA
    • MODA
    • RÖPORTAJ
    • SAĞLIK
    • SOSYAL MEDYA VE TEKNOLOJİ
    • DÜNYA
    • SPOR
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER
    • GENEL
    • ANALİZ HABERLER
    • BİLİM TEKNOLOJİ
    • ÇEVRE
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR SANAT
    • MAGAZİN
    • MEDYA
    • MODA
    • RÖPORTAJ
    • SAĞLIK
    • SOSYAL MEDYA VE TEKNOLOJİ
    • DÜNYA
    • SPOR
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Haberdar
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Ana Sayfa SAĞLIK

Anestezistler neden ölmek istiyor?

2015-10-23
Anestezistler neden ölmek istiyor?
Share on FacebookShare on Twitter

484 anestezi ve reanimasyon uzmanıyla gerçekleşen araştırmaya göre, çalışanların yüzde 30’u nöbetlerinin algılarını bozduğunu söyledi. Yarısından fazlası ise meslek kaynaklı aşırı yorgunluk sorundan şikâyetçi. Türkiye’de yaklaşık 4 bin anestezi ve reanimasyon uzmanı bulunuyor.

DR. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Araştırma ve Eğitim Hastanesi’nde anestezi ve reanimasyon kıdemli başasistanı Dr. Ali Özyurt, “Türkiye’de Anestezi ve Reanimasyon Uzmanlık Alanında Çalışma Koşulları ve Mesleki Risklerin Değerlendirilmesi” doktora teziyle Türkiye’nin genelindeki meslektaşlarının sorunlarına ışık tuttu.

Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’ne sunduğu ve kabul edilen tezle ilgili Dr. Özyurt, “Anestezi yıllar içerisinde hastalar için giderek daha güvenli bir hale gelse de anestezi çalışanları için daha gerilimli olmaya başladı” dedi.

YÜZDE 87’Sİ KAMU SEKTÖRÜNDE ÇALIŞIYOR 

Araştırmaya katılan 484 katılımcıdan 285’i kadın 199’u erkek. Yaşları 23- 66 arasında değişen uzmanların, yüzde 46.7’si uzman, yüzde 25’i öğretim üyesi, yüzde 18.4’ü asistan ve yüzde 9.9’u ise eğitim görevlisi. Ayrıca yüzde 87.6’sı kamu, yüzde 12.4’ü ise özel sektörde çalışıyor.

ÇOK ÇALIŞMALARI RİSKLİ

Araştırmaya göre uzmanların yüzde 55’i haftada 45-90 saat çalışıyor. Bu 45 saatlik yasal sürenin üzerinde. Dr. Özyurt, “Yaklaşık yüzde 60’ı bu limitin üzerine çıkıyor demek. Özellikle 61 saat üzerindeki çalışmalarda risk oldukça yüksek. Bu daha önce yapılan bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuştu” dedi. ‘ÇÖKKÜN HİSSEDİYORUZ’

Uzmanların 5’te biri tedavi gerektirecek bir ruh sağlığı sorunu olduğunu söyledi. Ayrıca katılımcıların yüzde 37’sinin kendisini çökkün hissettiğini belirtmesi aslında psikiyatrik bozukluk oranının tahmin edilenden daha yüksek olabileceğine işaret ediyor. Dr. Özyurt, “Hayatın değersizliği ve ölümü istemeyle ilgili soruya katılımcıların yüzde 8 oranında ‘evet’ cevabı vermesi çok önemli.

Madde ve alkol kullanımı ya da kullanımını düşünme ile ilgili sorulara katılımcıların gene de azımsanmayacak bir bölümü ‘evet’ yanıtı verdi. Tüm bunlar bir arada düşünüldüğünde ülkemizde de bu meslek grubunun özellikle çalışma koşulları nedeniyle madde bağımlılığı ve intihar riski altında bulunduğunu söyleyebiliriz. Psiko-sosyal çalışma koşullarını düzeltme yönünde yapılacak girişimler bu riskleri de azaltacaktır” diye konuştu.

YARISI İŞ KAZASI GEÇİRMİŞ

YARISINDAN FAZLASI SALDIRIYA UĞRADI: Yüzde 60’tan fazlasının fiziksel ya da sözlü saldırıya uğradığını ortaya koydu. 

EN BÜYÜK SIKINTI AŞIRI GERİLİM: Anesteziyoloji ve reanimasyon alanında çalışanların en çok mutsuz olduklarını konu yapılan işin aşırı gerilimli olması. Katılımcılardan yüzde 62’si aşırı gerilimli ortamda çalıştıklarını ve bu durumdan hoşnutsuzluk duyduklarını dile getirdi. Yüzde 53,1’i yöneticilerin tavrından şikayet ederken, yüzde 49,6’sı çalışma saatlerinin uzunluğundan ötürü mutsuz. 

SIK İŞ KAZASI: Katılımcıların yaklaşık yarısı iş kazası geçirmiş. Bu iş kazalarının başında kesici ve delici alet yaralanması (yüzde 81.3) geliyor. İkinci sıklıkla belirtilen iş kazası tipi ise hastayla ilgili materyallerle temas (yüzde 63). 

EN ÇOK ANESTEZİ GAZLARI VE X IŞINLARINDAN RAHATSIZLAR: Ameliyathane ortamındaki önemli mesleki risklerden biri anestezi gazlarına, bazen de radyolojik görüntüleme nedeniyle radyasyona maruz kalınması. Araştırmaya göre katılımcıların dörtte üçü anestezi gazı kokusu algıladıklarını, onda dokuzu ise radyasyona maruz kaldıklarını söyledi.  

ÇOK NÖBET TUTUYORLAR: Araştırmaya katılanların yüzde 69’u ayda 0-5 gün arasında nöbet tutuyor. Ayda 6-10 gün nöbet tutanların oranı yüzde 28,1, ayda 11 gün ve üzeri nöbet tutanların ki ise yüzde 2,9. Ayda 0-5 gün nöbet tutanların yüzde 71,3’ü bu nöbetlerin yorgunluğa sebep olduğunu söylerken, nöbet sayısı ayda 6-10 güne çıktığında yorgunluğa evet diyenlerin oranı da yüzde 88,2’ye yükseldi. 

ALGILARI ETKİLENİYOR: Çalışanların yüzde 30’u nöbetlerin algılama bozukluğuna sebep olduğunu söyledi.  Bunların yüzde 64.3’ü 11 gün ve üzerinde nöbet tutanlar. Tutulan nöbet sayısı artıkça kişilerin algılama bozukluklarına sebep olma ihtimali de artıyor. 

AŞIRI YORGUNLAR: Yüzde 53.1’i meslek kaynaklı aşırı yorgunluk sorunu yaşıyor. Yüzde 36,9’u çalışma saatleri ve çalışma koşulları nedeniyle uykusuzluktan şikayetçi. Yüzde 36,6’sı sağlık personellerinde en sık rastlanan sağlık sorunlarından olan kas-iskelet sistemi hastalıklarından mustarip. Ayrıca yüzde 20,7 ile dördüncü sırada yer alan psiko sosyal faktörlere bağlı rahatsızlıklar da dikkat çekiyor.  

NEREDEYSE TAMAMI STRESLİ: Çalışma hayatına bağlı “stres” durumu konusunda durum çok kötü. Çalışanların yüzde 94,2’si iş hayatlarına bağlı olarak “stres” yaşadıklarını ve bunun da çeşitli ciddi sağlık sorunlarına neden olduğunu düşünüyor. 

YÜZDE 8.3’Ü ÖLÜMÜ DÜŞÜNDÜ: “Yaşamınıza son vermeyi arzuladığınız oldu mu?” sorusuna karşılık yüzde 8,3’ü “evet” cevabını verdi. Oldukça önemli olan bu oran çökkünlük, zevk almama, ilginin azalması oranlarıyla birlikte değerlendirildiğinde, anestezi çalışanlarının olumsuz psikolojik durumu ortaya çıkıyor.

Kaynak: Hürriyet

484 anestezi ve reanimasyon uzmanıyla gerçekleşen araştırmaya göre, çalışanların yüzde 30’u nöbetlerinin algılarını bozduğunu söyledi. Yarısından fazlası ise meslek kaynaklı aşırı yorgunluk sorundan şikâyetçi. Türkiye’de yaklaşık 4 bin anestezi ve reanimasyon uzmanı bulunuyor.

DR. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Araştırma ve Eğitim Hastanesi’nde anestezi ve reanimasyon kıdemli başasistanı Dr. Ali Özyurt, “Türkiye’de Anestezi ve Reanimasyon Uzmanlık Alanında Çalışma Koşulları ve Mesleki Risklerin Değerlendirilmesi” doktora teziyle Türkiye’nin genelindeki meslektaşlarının sorunlarına ışık tuttu.

Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’ne sunduğu ve kabul edilen tezle ilgili Dr. Özyurt, “Anestezi yıllar içerisinde hastalar için giderek daha güvenli bir hale gelse de anestezi çalışanları için daha gerilimli olmaya başladı” dedi.

YÜZDE 87’Sİ KAMU SEKTÖRÜNDE ÇALIŞIYOR 

Araştırmaya katılan 484 katılımcıdan 285’i kadın 199’u erkek. Yaşları 23- 66 arasında değişen uzmanların, yüzde 46.7’si uzman, yüzde 25’i öğretim üyesi, yüzde 18.4’ü asistan ve yüzde 9.9’u ise eğitim görevlisi. Ayrıca yüzde 87.6’sı kamu, yüzde 12.4’ü ise özel sektörde çalışıyor.

ÇOK ÇALIŞMALARI RİSKLİ

Araştırmaya göre uzmanların yüzde 55’i haftada 45-90 saat çalışıyor. Bu 45 saatlik yasal sürenin üzerinde. Dr. Özyurt, “Yaklaşık yüzde 60’ı bu limitin üzerine çıkıyor demek. Özellikle 61 saat üzerindeki çalışmalarda risk oldukça yüksek. Bu daha önce yapılan bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuştu” dedi. ‘ÇÖKKÜN HİSSEDİYORUZ’

Uzmanların 5’te biri tedavi gerektirecek bir ruh sağlığı sorunu olduğunu söyledi. Ayrıca katılımcıların yüzde 37’sinin kendisini çökkün hissettiğini belirtmesi aslında psikiyatrik bozukluk oranının tahmin edilenden daha yüksek olabileceğine işaret ediyor. Dr. Özyurt, “Hayatın değersizliği ve ölümü istemeyle ilgili soruya katılımcıların yüzde 8 oranında ‘evet’ cevabı vermesi çok önemli.

Madde ve alkol kullanımı ya da kullanımını düşünme ile ilgili sorulara katılımcıların gene de azımsanmayacak bir bölümü ‘evet’ yanıtı verdi. Tüm bunlar bir arada düşünüldüğünde ülkemizde de bu meslek grubunun özellikle çalışma koşulları nedeniyle madde bağımlılığı ve intihar riski altında bulunduğunu söyleyebiliriz. Psiko-sosyal çalışma koşullarını düzeltme yönünde yapılacak girişimler bu riskleri de azaltacaktır” diye konuştu.

YARISI İŞ KAZASI GEÇİRMİŞ

YARISINDAN FAZLASI SALDIRIYA UĞRADI: Yüzde 60’tan fazlasının fiziksel ya da sözlü saldırıya uğradığını ortaya koydu. 

EN BÜYÜK SIKINTI AŞIRI GERİLİM: Anesteziyoloji ve reanimasyon alanında çalışanların en çok mutsuz olduklarını konu yapılan işin aşırı gerilimli olması. Katılımcılardan yüzde 62’si aşırı gerilimli ortamda çalıştıklarını ve bu durumdan hoşnutsuzluk duyduklarını dile getirdi. Yüzde 53,1’i yöneticilerin tavrından şikayet ederken, yüzde 49,6’sı çalışma saatlerinin uzunluğundan ötürü mutsuz. 

SIK İŞ KAZASI: Katılımcıların yaklaşık yarısı iş kazası geçirmiş. Bu iş kazalarının başında kesici ve delici alet yaralanması (yüzde 81.3) geliyor. İkinci sıklıkla belirtilen iş kazası tipi ise hastayla ilgili materyallerle temas (yüzde 63). 

EN ÇOK ANESTEZİ GAZLARI VE X IŞINLARINDAN RAHATSIZLAR: Ameliyathane ortamındaki önemli mesleki risklerden biri anestezi gazlarına, bazen de radyolojik görüntüleme nedeniyle radyasyona maruz kalınması. Araştırmaya göre katılımcıların dörtte üçü anestezi gazı kokusu algıladıklarını, onda dokuzu ise radyasyona maruz kaldıklarını söyledi.  

ÇOK NÖBET TUTUYORLAR: Araştırmaya katılanların yüzde 69’u ayda 0-5 gün arasında nöbet tutuyor. Ayda 6-10 gün nöbet tutanların oranı yüzde 28,1, ayda 11 gün ve üzeri nöbet tutanların ki ise yüzde 2,9. Ayda 0-5 gün nöbet tutanların yüzde 71,3’ü bu nöbetlerin yorgunluğa sebep olduğunu söylerken, nöbet sayısı ayda 6-10 güne çıktığında yorgunluğa evet diyenlerin oranı da yüzde 88,2’ye yükseldi. 

ALGILARI ETKİLENİYOR: Çalışanların yüzde 30’u nöbetlerin algılama bozukluğuna sebep olduğunu söyledi.  Bunların yüzde 64.3’ü 11 gün ve üzerinde nöbet tutanlar. Tutulan nöbet sayısı artıkça kişilerin algılama bozukluklarına sebep olma ihtimali de artıyor. 

AŞIRI YORGUNLAR: Yüzde 53.1’i meslek kaynaklı aşırı yorgunluk sorunu yaşıyor. Yüzde 36,9’u çalışma saatleri ve çalışma koşulları nedeniyle uykusuzluktan şikayetçi. Yüzde 36,6’sı sağlık personellerinde en sık rastlanan sağlık sorunlarından olan kas-iskelet sistemi hastalıklarından mustarip. Ayrıca yüzde 20,7 ile dördüncü sırada yer alan psiko sosyal faktörlere bağlı rahatsızlıklar da dikkat çekiyor.  

NEREDEYSE TAMAMI STRESLİ: Çalışma hayatına bağlı “stres” durumu konusunda durum çok kötü. Çalışanların yüzde 94,2’si iş hayatlarına bağlı olarak “stres” yaşadıklarını ve bunun da çeşitli ciddi sağlık sorunlarına neden olduğunu düşünüyor. 

YÜZDE 8.3’Ü ÖLÜMÜ DÜŞÜNDÜ: “Yaşamınıza son vermeyi arzuladığınız oldu mu?” sorusuna karşılık yüzde 8,3’ü “evet” cevabını verdi. Oldukça önemli olan bu oran çökkünlük, zevk almama, ilginin azalması oranlarıyla birlikte değerlendirildiğinde, anestezi çalışanlarının olumsuz psikolojik durumu ortaya çıkıyor.

Kaynak: Hürriyet

484 anestezi ve reanimasyon uzmanıyla gerçekleşen araştırmaya göre, çalışanların yüzde 30’u nöbetlerinin algılarını bozduğunu söyledi. Yarısından fazlası ise meslek kaynaklı aşırı yorgunluk sorundan şikâyetçi. Türkiye’de yaklaşık 4 bin anestezi ve reanimasyon uzmanı bulunuyor.

DR. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Araştırma ve Eğitim Hastanesi’nde anestezi ve reanimasyon kıdemli başasistanı Dr. Ali Özyurt, “Türkiye’de Anestezi ve Reanimasyon Uzmanlık Alanında Çalışma Koşulları ve Mesleki Risklerin Değerlendirilmesi” doktora teziyle Türkiye’nin genelindeki meslektaşlarının sorunlarına ışık tuttu.

Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’ne sunduğu ve kabul edilen tezle ilgili Dr. Özyurt, “Anestezi yıllar içerisinde hastalar için giderek daha güvenli bir hale gelse de anestezi çalışanları için daha gerilimli olmaya başladı” dedi.

YÜZDE 87’Sİ KAMU SEKTÖRÜNDE ÇALIŞIYOR 

Araştırmaya katılan 484 katılımcıdan 285’i kadın 199’u erkek. Yaşları 23- 66 arasında değişen uzmanların, yüzde 46.7’si uzman, yüzde 25’i öğretim üyesi, yüzde 18.4’ü asistan ve yüzde 9.9’u ise eğitim görevlisi. Ayrıca yüzde 87.6’sı kamu, yüzde 12.4’ü ise özel sektörde çalışıyor.

ÇOK ÇALIŞMALARI RİSKLİ

Araştırmaya göre uzmanların yüzde 55’i haftada 45-90 saat çalışıyor. Bu 45 saatlik yasal sürenin üzerinde. Dr. Özyurt, “Yaklaşık yüzde 60’ı bu limitin üzerine çıkıyor demek. Özellikle 61 saat üzerindeki çalışmalarda risk oldukça yüksek. Bu daha önce yapılan bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuştu” dedi. ‘ÇÖKKÜN HİSSEDİYORUZ’

Uzmanların 5’te biri tedavi gerektirecek bir ruh sağlığı sorunu olduğunu söyledi. Ayrıca katılımcıların yüzde 37’sinin kendisini çökkün hissettiğini belirtmesi aslında psikiyatrik bozukluk oranının tahmin edilenden daha yüksek olabileceğine işaret ediyor. Dr. Özyurt, “Hayatın değersizliği ve ölümü istemeyle ilgili soruya katılımcıların yüzde 8 oranında ‘evet’ cevabı vermesi çok önemli.

Madde ve alkol kullanımı ya da kullanımını düşünme ile ilgili sorulara katılımcıların gene de azımsanmayacak bir bölümü ‘evet’ yanıtı verdi. Tüm bunlar bir arada düşünüldüğünde ülkemizde de bu meslek grubunun özellikle çalışma koşulları nedeniyle madde bağımlılığı ve intihar riski altında bulunduğunu söyleyebiliriz. Psiko-sosyal çalışma koşullarını düzeltme yönünde yapılacak girişimler bu riskleri de azaltacaktır” diye konuştu.

YARISI İŞ KAZASI GEÇİRMİŞ

YARISINDAN FAZLASI SALDIRIYA UĞRADI: Yüzde 60’tan fazlasının fiziksel ya da sözlü saldırıya uğradığını ortaya koydu. 

EN BÜYÜK SIKINTI AŞIRI GERİLİM: Anesteziyoloji ve reanimasyon alanında çalışanların en çok mutsuz olduklarını konu yapılan işin aşırı gerilimli olması. Katılımcılardan yüzde 62’si aşırı gerilimli ortamda çalıştıklarını ve bu durumdan hoşnutsuzluk duyduklarını dile getirdi. Yüzde 53,1’i yöneticilerin tavrından şikayet ederken, yüzde 49,6’sı çalışma saatlerinin uzunluğundan ötürü mutsuz. 

SIK İŞ KAZASI: Katılımcıların yaklaşık yarısı iş kazası geçirmiş. Bu iş kazalarının başında kesici ve delici alet yaralanması (yüzde 81.3) geliyor. İkinci sıklıkla belirtilen iş kazası tipi ise hastayla ilgili materyallerle temas (yüzde 63). 

EN ÇOK ANESTEZİ GAZLARI VE X IŞINLARINDAN RAHATSIZLAR: Ameliyathane ortamındaki önemli mesleki risklerden biri anestezi gazlarına, bazen de radyolojik görüntüleme nedeniyle radyasyona maruz kalınması. Araştırmaya göre katılımcıların dörtte üçü anestezi gazı kokusu algıladıklarını, onda dokuzu ise radyasyona maruz kaldıklarını söyledi.  

ÇOK NÖBET TUTUYORLAR: Araştırmaya katılanların yüzde 69’u ayda 0-5 gün arasında nöbet tutuyor. Ayda 6-10 gün nöbet tutanların oranı yüzde 28,1, ayda 11 gün ve üzeri nöbet tutanların ki ise yüzde 2,9. Ayda 0-5 gün nöbet tutanların yüzde 71,3’ü bu nöbetlerin yorgunluğa sebep olduğunu söylerken, nöbet sayısı ayda 6-10 güne çıktığında yorgunluğa evet diyenlerin oranı da yüzde 88,2’ye yükseldi. 

ALGILARI ETKİLENİYOR: Çalışanların yüzde 30’u nöbetlerin algılama bozukluğuna sebep olduğunu söyledi.  Bunların yüzde 64.3’ü 11 gün ve üzerinde nöbet tutanlar. Tutulan nöbet sayısı artıkça kişilerin algılama bozukluklarına sebep olma ihtimali de artıyor. 

AŞIRI YORGUNLAR: Yüzde 53.1’i meslek kaynaklı aşırı yorgunluk sorunu yaşıyor. Yüzde 36,9’u çalışma saatleri ve çalışma koşulları nedeniyle uykusuzluktan şikayetçi. Yüzde 36,6’sı sağlık personellerinde en sık rastlanan sağlık sorunlarından olan kas-iskelet sistemi hastalıklarından mustarip. Ayrıca yüzde 20,7 ile dördüncü sırada yer alan psiko sosyal faktörlere bağlı rahatsızlıklar da dikkat çekiyor.  

NEREDEYSE TAMAMI STRESLİ: Çalışma hayatına bağlı “stres” durumu konusunda durum çok kötü. Çalışanların yüzde 94,2’si iş hayatlarına bağlı olarak “stres” yaşadıklarını ve bunun da çeşitli ciddi sağlık sorunlarına neden olduğunu düşünüyor. 

YÜZDE 8.3’Ü ÖLÜMÜ DÜŞÜNDÜ: “Yaşamınıza son vermeyi arzuladığınız oldu mu?” sorusuna karşılık yüzde 8,3’ü “evet” cevabını verdi. Oldukça önemli olan bu oran çökkünlük, zevk almama, ilginin azalması oranlarıyla birlikte değerlendirildiğinde, anestezi çalışanlarının olumsuz psikolojik durumu ortaya çıkıyor.

Kaynak: Hürriyet

484 anestezi ve reanimasyon uzmanıyla gerçekleşen araştırmaya göre, çalışanların yüzde 30’u nöbetlerinin algılarını bozduğunu söyledi. Yarısından fazlası ise meslek kaynaklı aşırı yorgunluk sorundan şikâyetçi. Türkiye’de yaklaşık 4 bin anestezi ve reanimasyon uzmanı bulunuyor.

DR. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Araştırma ve Eğitim Hastanesi’nde anestezi ve reanimasyon kıdemli başasistanı Dr. Ali Özyurt, “Türkiye’de Anestezi ve Reanimasyon Uzmanlık Alanında Çalışma Koşulları ve Mesleki Risklerin Değerlendirilmesi” doktora teziyle Türkiye’nin genelindeki meslektaşlarının sorunlarına ışık tuttu.

Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’ne sunduğu ve kabul edilen tezle ilgili Dr. Özyurt, “Anestezi yıllar içerisinde hastalar için giderek daha güvenli bir hale gelse de anestezi çalışanları için daha gerilimli olmaya başladı” dedi.

YÜZDE 87’Sİ KAMU SEKTÖRÜNDE ÇALIŞIYOR 

Araştırmaya katılan 484 katılımcıdan 285’i kadın 199’u erkek. Yaşları 23- 66 arasında değişen uzmanların, yüzde 46.7’si uzman, yüzde 25’i öğretim üyesi, yüzde 18.4’ü asistan ve yüzde 9.9’u ise eğitim görevlisi. Ayrıca yüzde 87.6’sı kamu, yüzde 12.4’ü ise özel sektörde çalışıyor.

ÇOK ÇALIŞMALARI RİSKLİ

Araştırmaya göre uzmanların yüzde 55’i haftada 45-90 saat çalışıyor. Bu 45 saatlik yasal sürenin üzerinde. Dr. Özyurt, “Yaklaşık yüzde 60’ı bu limitin üzerine çıkıyor demek. Özellikle 61 saat üzerindeki çalışmalarda risk oldukça yüksek. Bu daha önce yapılan bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuştu” dedi. ‘ÇÖKKÜN HİSSEDİYORUZ’

Uzmanların 5’te biri tedavi gerektirecek bir ruh sağlığı sorunu olduğunu söyledi. Ayrıca katılımcıların yüzde 37’sinin kendisini çökkün hissettiğini belirtmesi aslında psikiyatrik bozukluk oranının tahmin edilenden daha yüksek olabileceğine işaret ediyor. Dr. Özyurt, “Hayatın değersizliği ve ölümü istemeyle ilgili soruya katılımcıların yüzde 8 oranında ‘evet’ cevabı vermesi çok önemli.

Madde ve alkol kullanımı ya da kullanımını düşünme ile ilgili sorulara katılımcıların gene de azımsanmayacak bir bölümü ‘evet’ yanıtı verdi. Tüm bunlar bir arada düşünüldüğünde ülkemizde de bu meslek grubunun özellikle çalışma koşulları nedeniyle madde bağımlılığı ve intihar riski altında bulunduğunu söyleyebiliriz. Psiko-sosyal çalışma koşullarını düzeltme yönünde yapılacak girişimler bu riskleri de azaltacaktır” diye konuştu.

YARISI İŞ KAZASI GEÇİRMİŞ

YARISINDAN FAZLASI SALDIRIYA UĞRADI: Yüzde 60’tan fazlasının fiziksel ya da sözlü saldırıya uğradığını ortaya koydu. 

EN BÜYÜK SIKINTI AŞIRI GERİLİM: Anesteziyoloji ve reanimasyon alanında çalışanların en çok mutsuz olduklarını konu yapılan işin aşırı gerilimli olması. Katılımcılardan yüzde 62’si aşırı gerilimli ortamda çalıştıklarını ve bu durumdan hoşnutsuzluk duyduklarını dile getirdi. Yüzde 53,1’i yöneticilerin tavrından şikayet ederken, yüzde 49,6’sı çalışma saatlerinin uzunluğundan ötürü mutsuz. 

SIK İŞ KAZASI: Katılımcıların yaklaşık yarısı iş kazası geçirmiş. Bu iş kazalarının başında kesici ve delici alet yaralanması (yüzde 81.3) geliyor. İkinci sıklıkla belirtilen iş kazası tipi ise hastayla ilgili materyallerle temas (yüzde 63). 

EN ÇOK ANESTEZİ GAZLARI VE X IŞINLARINDAN RAHATSIZLAR: Ameliyathane ortamındaki önemli mesleki risklerden biri anestezi gazlarına, bazen de radyolojik görüntüleme nedeniyle radyasyona maruz kalınması. Araştırmaya göre katılımcıların dörtte üçü anestezi gazı kokusu algıladıklarını, onda dokuzu ise radyasyona maruz kaldıklarını söyledi.  

ÇOK NÖBET TUTUYORLAR: Araştırmaya katılanların yüzde 69’u ayda 0-5 gün arasında nöbet tutuyor. Ayda 6-10 gün nöbet tutanların oranı yüzde 28,1, ayda 11 gün ve üzeri nöbet tutanların ki ise yüzde 2,9. Ayda 0-5 gün nöbet tutanların yüzde 71,3’ü bu nöbetlerin yorgunluğa sebep olduğunu söylerken, nöbet sayısı ayda 6-10 güne çıktığında yorgunluğa evet diyenlerin oranı da yüzde 88,2’ye yükseldi. 

ALGILARI ETKİLENİYOR: Çalışanların yüzde 30’u nöbetlerin algılama bozukluğuna sebep olduğunu söyledi.  Bunların yüzde 64.3’ü 11 gün ve üzerinde nöbet tutanlar. Tutulan nöbet sayısı artıkça kişilerin algılama bozukluklarına sebep olma ihtimali de artıyor. 

AŞIRI YORGUNLAR: Yüzde 53.1’i meslek kaynaklı aşırı yorgunluk sorunu yaşıyor. Yüzde 36,9’u çalışma saatleri ve çalışma koşulları nedeniyle uykusuzluktan şikayetçi. Yüzde 36,6’sı sağlık personellerinde en sık rastlanan sağlık sorunlarından olan kas-iskelet sistemi hastalıklarından mustarip. Ayrıca yüzde 20,7 ile dördüncü sırada yer alan psiko sosyal faktörlere bağlı rahatsızlıklar da dikkat çekiyor.  

NEREDEYSE TAMAMI STRESLİ: Çalışma hayatına bağlı “stres” durumu konusunda durum çok kötü. Çalışanların yüzde 94,2’si iş hayatlarına bağlı olarak “stres” yaşadıklarını ve bunun da çeşitli ciddi sağlık sorunlarına neden olduğunu düşünüyor. 

YÜZDE 8.3’Ü ÖLÜMÜ DÜŞÜNDÜ: “Yaşamınıza son vermeyi arzuladığınız oldu mu?” sorusuna karşılık yüzde 8,3’ü “evet” cevabını verdi. Oldukça önemli olan bu oran çökkünlük, zevk almama, ilginin azalması oranlarıyla birlikte değerlendirildiğinde, anestezi çalışanlarının olumsuz psikolojik durumu ortaya çıkıyor.

Kaynak: Hürriyet

ShareTweetShare
Önceki Haber

Manisa'ya ileri teknoloji OSB

Sonraki Haber

Meyve suyu içenler dikkat!

BENZER HABERLER

İngiltere’de araştırmacılar, Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) tarafından uygulanan bir kan testinin, 50’den fazla kanser tipinin tespiti için umut vadettiğini söyledi.
SAĞLIK

İngiltere’de yapılan kan testi, her üç kanserden ikisini tespit edebildi

2023-06-02
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 30'lu yaşlarda sigarayı bırakanların yaşam süresinin, sigara içmeye devam edenlerle kıyaslandığında yaklaşık 10 yıl arttığını, bu kişilerin yaklaşık 2-12 hafta içinde dolaşımının düzeldiğini bildirdi.
SAĞLIK

DSÖ: 30’lu yaşlarda sigarayı bırakanlarda yaşam süresi 10 yıl artıyor

2023-05-30
Aşılamada özellikle kızamık için yüzde 95 oranının kritik bir sınır olduğunu vurgulayan Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, bu oranın altına düşüldüğünde kızamık vakalarında bir artış beklendiğini açıkladı
SAĞLIK

Kızamık vakalarında artış var: Aşı karşıtlığının artmasıyla aşılanma oranları yüzde 95’lere kadar geriledi

2023-05-19
ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), her yıl binlerce Amerikalının ölümüne neden olan solunum yolları hastalığı respiratual sinsityal virüsüne (RSV) karşı bir aşıya onay verdi.
SAĞLIK

ABD’de solunum yolu hastalıklarına yol açan RSV virüsüne karşı ilk aşıya onay verildi

2023-05-04
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Keskin, kalp krizi riskini azaltmak için neler yapılabileceği ve hastalığın gençlerde görülme sıklığına ilişkin bilgi verdi
Manşet

Doç. Dr. Keskin: Kalp ve damar hastalıkları kaynaklı ölümlerin çoğu önlenebilir

2023-04-22
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Covid-19 döneminde dünya genelinde çocuk aşılarına olan güvenin azaldığını bildirdi. UNICEF'e göre, düzenli aşısı yapılamayan çocuk sayısı 67 milyona yükseldi.
Manşet

Aşılara olan güven azaldı; düzenli aşı yapılmayan çocuk sayısı 67 milyona yükseldi

2023-04-20
Sonraki Haber
Meyve suyu içenler dikkat!

Meyve suyu içenler dikkat!

Güzellik uğruna sağlığınızdan olmayın!

Güzellik uğruna sağlığınızdan olmayın!

Spor parkinson'u durduruyor

Spor parkinson'u durduruyor

Please login to join discussion
Haberdar

Gerçekler Sadece Gerçekler

MENÜ

  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER
    • GENEL
    • ANALİZ HABERLER
    • BİLİM TEKNOLOJİ
    • ÇEVRE
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR SANAT
    • MAGAZİN
    • MEDYA
    • MODA
    • RÖPORTAJ
    • SAĞLIK
    • SOSYAL MEDYA VE TEKNOLOJİ
    • DÜNYA
    • SPOR

Gerçekler Sadece Gerçekler