İlk tesettürlü model olarak tarihe geçen, 3 yıl podyumlarda mankenlik yapan, pandemi sürecinde de modelliği bıraktığını açıklayan Halima Aden geçen günlerde Türkiye’deydi. Türk internet alışveriş sitesi Modanisa için hazırladığı koleksiyon için Türkiye’ye gelen Aden, Sabah gazetesinden İdil Demirel’e konuştu.
Podyumlara çıkan, dergilerde yer alan ilk tesettürlü model olarak tarihe geçtiniz. Moda dünyasının tüm renkleri kucaklaması gerektiğini gösteren isimlerden biriydiniz. Ancak podyumlara veda etme kararı aldınız. Bunun nedeni sorabilir miyim size?
Modellik yaptığım dönemde çok da mutlu değilim. Tam da bu nedenle bu işten uzaklaşma kararı aldım. Ve şu anda moda dünyasına bambaşka bir açıdan yaklaşıyorum. Bir tasarımcı olarak yeniden modaya adım atıyorum. Şu anda beni rahatsız eden hiçbir durum yok çünkü tamamen kendi istediğim, kendi bildiğim şekilde yapıyorum bu işimi.
Peki inançlarınızla tamamen uyumlu bir şeyler yapmak sizin için bu kadar mı önemli?
Evet, yüzde 1000 önemli. Çünkü bir şey yapmak için ana değerlerinizden vazgeçmek zorunda olmadığınız mesajını vermek benim için çok daha önemli. Hem istediğiniz işi yapıp hem de değerlerinize sahip çıkabilirsiniz. Sevdiğiniz, gerçekten de istediğiniz işleri yapın. Ama bunları yaparken kendinizden, değerlerinizden vazgeçmeyin. Bu yüzden moda dünyasına nasıl döneceğim benim için çok önemliydi. Şu an inandığım ve sevdiğim bir markayla birlikte olmaktan mutluyum.
Bir dönem Vogue gibi dünyanın en önemli dergilerinin kapaklarındaydınız. Çok önemli defilelere çıktınız. Tüm bunlar şu an size neler hissettiriyor? “Keşke bu dünyaya hiç adım atmasaydım” mı diyorsunuz?
Yok iyi ki girmişim bu işe, benim için yani yapmak istediklerimi yapabilmem için önemli bir basamak oldu modellik. Her zaman benim için önemli olan konular hakkında kamuoyunu bilgilendirmek, harekete geçirmek istiyordum. Bir aktivist olmaktı zaten benim hayalim. Modellik bunu sağladı. Tesettürüm başımda olmadan Vogue’un kapağında olmamın hiçbir anlamı yoktu.
Zor olmadı mı böyle bir dünyadan ayrılma kararı vermek?
Doğruyu söylemek gerekirse podyumlardan ve modellik yapmaktan vazgeçme kararı almak için uzun süre düşündüm. Karar aldıktan sonra bu kararı hayata geçirmek çok da zor olmadı benim için. Şu anda da kararıma sonuna kadar bağlıyım.
Podyumlardan ayrıldınız ve şu anda yine modayla alakalı bir çalışmayla karşımızdasınız…
Aslına bakarsanız ben tekrar modayla alakalı bir şey yapma niyetinde değildim. Yeniden bir şeylere başlamadan önce kendime, düşünmek ve dinlenmek için zaman verme niyetindeydim. Ancak bana modaya dair bir teklifle gelen marka da aynı benim gibi ortak değerlere sahip bir marka. Değerlerimiz karşılıklı olarak örtüşüyor. Marka 2011 senesinden bu yana benim gibi muhafazakar bir giyim tarzını benimseyen kadınlar için çalışıyor. Bu nedenle bence çok doğru bir zamanda karşıma çıkan, çok doğru bir ortaklık oldu diyebilirim.
Peki tüm bu yaşananların ardından moda dünyasına dair ne tür saptamalarda bulunabilirsiniz?
Öncelikle moda dünyasına adım attığımda biraz naif olduğumu düşünüyorum. Çünkü onların beni tam da olduğum gibi kabul edebileceklerine inanmıştım. Beni olduğum gibi, tesettürümle kabul etmelerini bekledim. Bu konuda hiçbir geri adım atma niyetinde değildim. Her zaman için “Oyun için kendinizi değiştirmeyin, oyunu değiştirin” derim. Ne zaman ki her şeyin farklı bir yöne doğru gitmeye, bir şeylerin yavaş yavaş benim isteğim dışında değişmeye başladığını gördüm, işte o zaman oyundan çıkma kararı aldım.