Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasağına CHP’nin karşı çıkması sayesinde milletvekili seçilebildiğini hatırlatan Tanrıkulu, “Aradan 20 yıl geçti. Kendisine anayasa değişikliğiyle siyaset yolunu açan CHP’li belediye başkanını tamamen hukuku çiğneyerek şimdi siyasi rakibini yargı eliyle siyaset dışına atmaya çalışıyor,” dedi.
Tanrıkulu, Haziran 2023’teki seçimlere değinerek “Sandık her şeyin cevabıdır. Bu düzeni demokrasi yoluyla, sandıkla değiştireceğiz. Bu karar bizim motivasyonumuzu, cesaretimizi ve mücadele azmimizi 10 kat daha arttıracaktır. Gerçek adaleti bağımsız ve tarafsız yargı yoluyla sağlayacağız,” dedi.
Tanrıkulu davanın “siyasi” olduğunu vurguladı. “AKP ve liderliğinin siyasi gündemine göre yargı eliyle açtıkları ve yürüttüğü bir dava. Savunmaya yeterli süre verilmeden hakim üstlendiği görevi yerine getirdi ve mahkumiyet kararı verdi. Takdir haklarının tümünü Ekrem İmamoğlu’nun aleyhine üst sınırdan kullandı. Hukuki süreç devam edecek.”
“Kararın siyasi yasak anlamına gelip gelmediğini gerekçeli kararda göreceğiz.”
Tanrıkulu: AKP’nin siyasi gündemi ve beklentilerine uygun bir dava açıldı
CHP’nin hukukçu isimlerinden İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Ekrem İmamoğlu hakkında verilen hapis cezasının ne anlama geldiğini BBC Türkçe’ye yorumladı.
Davanın iktidar partisinin siyasi gündem ve beklentilerine uygun olarak açıldığına işaret eden Tanrıkulu, 2 yılın üzerinde hapis cezası verilerek, İmamoğlu’nun cezasının ertelenmesi, paraya çevrilmesi ve hükmün açıklanmasının ertelenmesi yolunun kapatıldığını ve hakimin de takdir hakkını “siyasi yasaktan” yana kullandığını söyledi.
Temyiz yolunun tamamlanmasıyla İmamoğlu hakkındaki kararın kesinleşeceğine dikkat çeken Tanrıkulu, şu görüşleri dile getirdi:
İmamoğlu ile ilgili başlatılan süreç sonuçta siyasetin yönlendirmesiyle başlatılan bir süreçtir. Bu sözler (İmamoğlu’nun sözleri), basında yer almasına rağmen, resen soruşturulması gereken suçlar olduğu halde, tırnak içinde söylüyorum, suçun işlendiği yer olan Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı kendiliğinde harekete geçmemiştir. 4 Kasım 2019 tarihinde bu sözler söylendiği halde, 15 Kasım 2019 tarihinde YSK Başkanı Sadi Güven’in bir paragraflık kişisel başvurusu üzerine işleme alınmış. Ortada bir kurul kararı, diğer üyelerin imzası yok. Soruşturma 15 Kasım 2019’ dan sonra başlamış ama dava 27 Mayıs 2021 tarihinde, yaklaşık 19 ay sonra açıldı. Bu dava eğer gerçekten suç vardıysa, iki ayda açılabilecek bir davaydı. Siyasetin zorlamasıyla AKP’nin siyasi gündemi ve beklentilerine uygun bir dava açıldı ve o dava bu mecrada yürürken, ona uygun karar vermeyeceği hakim olağandışı bir yöntemle, bu davaya bakmaktan alındı ve Samsun’a gönderildi.
Tanrıkulu, kararı veren hakimin, cezanın alt sınırından “uzaklaşarak”, 3 yıla yakın ceza vermesinin altında da, ertelenmesi veya para cezasına ertelenmesinin yattığını ifade etti.
Tanrıkulu, Covid döneminde uygulanan şartlı tahliye süreçlerinde 3 yılın altındaki suçlardan ceza alanların hapis yatmadığını, ancak cezanın kesinleştiği tarihde, bu sürecin uzatılmaması halinde, İmamoğlu’nun da hapis yatabileceğine işaret etti.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – AYŞE SAYIN