Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi Genel Koordinatörü Derya Kömürcü, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarda Cumhur İttifakı’nın 14 Mayıs seçimlerinde çıkaracağı vekil sayısını yorumladı. Ayrı listelerin Cumhur İttifakı’na milletvekili kaybettireceğini söyleyen Kömürcü, “Ortak listeye yönelmemiş olmaları Cumhur İttifakı’na çıkarabileceğinden 15-20 vekil daha az çıkarttıracak gibi görünüyor” dedi.
“Cumhur İttifakı’nın liste stratejisi milletvekilliği sayısını maksimuma çıkarma değil, CB seçiminde bir oy fazla alabilme stratejisi oldu” değerlendirmesinde bulunan Kömürcü, “Bu tek adam rejimi sonlanmadığı ve parlamenter sisteme dönülmediği sürece ucube sistemin ucube ittifakları ve listeleri seçmenin önüne konmaya devam edecek” ifadesini kullandı.
Kömürcü’nün paylaşımları şöyle:
“14 Mayıs seçimlerine giderken milletvekilliği listelerinin de netleşmesiyle birlikte bir belirsizlik daha ortadan kalktı. Listelerin çağrıştırdıklarına dair görüşlerimi kısa kısa ifade etmeye çalışayım:
Listelerin seçim sonucuna etki edecek en önemli gelişmesi AKP ile MHP’nin ayrı listeler vermiş olması. Ortak listeye yönelmemiş olmaları Cumhur İttifakı’na çıkarabileceğinden 15-20 vekil daha az çıkarttıracak gibi görünüyor.
“AKP’nin son vekili kazanma avantajı azalmış oluyor”
Dahası AKP oyları içinde ölçtüğümüz 1-2 puanlık seçmenin MHP’ye yönelmesi, AKP’nin oy oranının gerilemesine yol açarken çıkarılacak vekil sayısında da ekstra bir gerilemeye yol açabilir. MHP’ye kayış olabilecek illerde AKP’nin son vekili kazanma avantajı azalmış oluyor.
Cumhur İttifakı’nın liste stratejisi milletvekilliği sayısını maksimuma çıkarma değil, CB seçiminde bir oy fazla alabilme stratejisi oldu. Sadece DSP ve HÜDAPAR ortak listede yer aldı. Yeniden Refah ve BBP ayrı kaldı. Yani bu iki parti esasen CB seçiminde oy getirecek.
CB seçiminde kazanılacak ‘üç-beş oy için vekillik satılan’ bir siyaset ortamı oluştu. Bunun nedeni tüm gücün %50+1’i alan cumhurbaşkanında toplanmasını sağlayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi. Listeler, muhalefetin en önemli vaadinin ne kadar gerçekçi olduğunu gösterdi.
Bu tek adam rejimi sonlanmadığı ve parlamenter sisteme dönülmediği sürece ucube sistemin ucube ittifakları ve listeleri seçmenin önüne konmaya devam edecek.
Bu sistem devam ettiği sürece kerameti kendinden menkul partiler geleceğimiz hakkında söz söyleme hakkını bulabilecek. Yaşlı erkeklerin kendi egolarını tatmin edip ‘olur da bir vekillik yakalar mıyım’ düşüncesiyle açık tuttuğu partilere bulunmaz Hint kumaşı muamelesi yapılacak.
“Soylunun adaylığının hayattaki karşılığı görevden almadır”
İktidar açısından bir diğer önemli gelişme, Erdoğan’ın nihayet Süleyman Soylu‘yu görevden alacak formülü bulabilmiş olmasıdır. Soylu’nun milletvekilli adaylığının gerçek hayattaki karşılığı görevden almadır.
Milletvekili adayı olarak gösterilen bakanların adaylık yer ve sıralamaları göz önünde bulundurulduğunda oyları maksimize etmekten çok ‘eski’ bakanlara dokunulmazlık kazandırmanın hedeflendiğine dair bir görüş kamuoyunda pekişiyor.
“Bu seçim o seçim olabilirdi”
Listeler incelendiğinde siyasete kadın katılımının hâlâ çok sınırlı tutulduğu görülüyor. ‘Bu seçim o seçim değil’ gerekçesinin burada da kullanılacağı görülüyor. Bu seçim pekâlâ o seçim olabilirdi. Türkiye değişime gebeyse bu, kadınlar olmadan gerçekleştirilemez.
Artık ülke barajının anlamı kalmadı. Barajın acilen sıfırlanması, siyasi katlımın önündeki tüm engellerin kaldırılması gerekiyor. 12 Eylül’ün uzantısı bu sistemin sonucu, ucube listeler, haysiyetsiz ittifaklar, sıfır ideolojik tartışma, gereksiz bir politik doğruculuk oluyor.”