Kronik ağrı yaşayanlardan biri de Jen Proudler.
Birkaç yanlış teşhisten sonra, sonunda bir beyin cerrahı Jen’e omurgasında “oldukça büyük” bir omurilik fıtığı olduğunu, yani etrafındaki sinirleri sıkıştıracak şekilde disk kayması olduğunu söyledi.
Ama teşhis konuluncaya dek vücudunda bir şeyler değişmeye başlamış, bağışıklık sistemi, yaşadığı ağrıya tepki olarak aşırı hızlanmıştı. Ağrı artık vücuduna yayılmış durumdaydı ve bacağında yanma, batma hissi ve jiletle kesilmiş gibi keskin bir acı hissediyordu. Bazen bu acı o kadar artıyordu ki tenine dokunan kumaşa bile dayanamıyordu.
Liverpool’da Ulusal Sağlık Servisi’ne bağlı bir özel bir ağrı kliniğinin direktörü Dr. Chris Barker, bu durumu “Sinir sistemimiz giderek daha koruyucu hale geliyor, tehlikeyi hissediyor ve uyarı sinyalleri gönderiyor; bu uyarı sinyalleri ise acıyı daha da artırıyor” diye açıklıyor.
Böyle bir ağrının teşhisinin zor olması ve doğru tedaviyi almayı zorlaştırmasının işleri daha da kötüleştirebileceğini belirten Dr. Barker’a göre, “Yanlış teşhisler, gecikmiş teşhisler, sağlık sistemindeki kötü deneyimler, inanılmama, bunların hepsi ağrının daha da artmasına katkıda bulunabilir”.
Dr. Barker, “Ağrı çok yaygın. Diğer rahatsızlıkların çoğunu gölgede bırakıyor” diyor.
Eski araştırmalar kronik ağrının İngiltere’de nüfusun yüzde 20 ila 50’sini etkilediğini gösteriyor; yaş ilerledikçe ağrının yaygınlığı daha da artıyor.
Kronik ağrı nedir?
İlaç tedavisine veya diğer tedavi biçimlerine rağmen üç aydan uzun süren sürekli ağrılardır.
İkincil kronik ağrı, artrit, endometriozis, kanser gibi başka bir hastalıktan kaynaklanan ağrıdır.
Birincil kronik ağrı kendi başına bir rahatsızlıktır; yani ağrının kendisinden başka bilinen bir rahatsızlık teşhis edilmemiştir. Fibromiyalji veya karmaşık bölgesel ağrı sendromu gibi hastalıklar buna dahildir.
Kronik ağrı genellikle akut ağrı ile karıştırılır: Kemik kırılması veya kas yırtılması gibi kısa süreli, geçici ağrılar akut ağrılardır.
İngiltere’de sağlık ve bakım alanındaki denetleyici kuruma (NICE) göre, kronik birincil ağrının opioidler ve hatta en yaygın ağrı kesici olan parasetamol ile tedavi edilmemesi gerekiyor. İskoçya’da ise bazı durumlarda kronik ağrı tedavisinde opioidler kullanılabilir.
BBC’nin yaptırdığı Ipsos anketinden elde edilen sonuçlar, kronik ağrı ile yaşayanların yaklaşık dörtte birinin şu anda opioid aldığını gösteriyor. Bunlar kodein gibi ilaçlardan morfin ve fentanil gibi daha güçlü ağrı kesicilere kadar değişebiliyor.
Opioidler kısa süreli akut ağrılar için faydalıdır, ancak uzun süreli kalıcı ağrıya iyi geldiklerine dair pek kanıt yoktur.
Buna rağmen, opioid reçetesi 1998 ile 2018 arasında iki katından fazla arttı. Bu durum, İngiltere’nin ilaç düzenleyicisi kurumunu (MHRA) bağımlılık ve aşırı doz riski konusunda yeni uyarılar yayınlamaya sevk etti.
BBC araştırması, şu anda opioid kullananların yüzde 40’ından fazlasının, bu uyarılar yayınlanmadan beş yıl önce bu ilaçları kullanmaya başladığını gösteriyor.
Kronik ağrıyla başa çıkma yolları
Hastalar genellikle pratisyen hekimlerin, fizyoterapistlerin, psikologların ve eczacıların desteğine ihtiyaç duyar.
Duruma bağlı olarak, ilaç tedavisi yardımcı olabilir, ancak ilaç yalnızca tedavinin bir parçası olabilir. Diğer yardımcı unsurlar şunları içerir:
Egzersiz yapmak
Fizik tedavi (sıcak veya soğuk paketler, masaj, hidroterapi)
Psikolojik terapiler (travma terapisi, bilişsel davranış terapisi, meditasyon)
Destek gruplarına katılmak
BBC’nin yaptırdığı araştırma, kronik ağrıyla yaşayanların yüzde 23’ünün bir ameliyat veya ağrı kontrolü programı için bekleme sırasında olduğunu gösteriyor.
Son 20 yılda ağrıya dair bilimsel araştırmalar büyük bir ilerleme gerçekleştirdi.
Yeni araştırmalar, ağrının her zaman fiziksel bir hasardan kaynaklanmadığını, bazen fiziksel herhangi bir sorun görülmemesine rağmen ağrı yaşanabildiğini gösteriyor.
Bu nedenle MR filmi çektirmek gibi yöntemler her zaman ağrının nedenini bulmakta işe yaramayabiliyor.