Rapor, düşük ve orta gelirli ülkelerle, zengin ülkeler arasında sağlık hizmetlerine ayrılan mali kaynak açısından derin uçurumu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Sağlık harcamalarında ilk 10 içinde yer alan ülkelerde, kişi başına yılda 5 bin dolar üstü harcama yapılırken, bu sıralamada son 10 içinde yer alan ülkelerde ise kişi başı harcanan para yılda 30 doları geçmiyor.
Dünya nüfusunun sadece yüzde 20’sinin zengin ülkelerde yaşadığı göz önüne alındığında, bu uçurum daha fazla göze çarpıyor. Küresel sağlık harcamalarının yüzde 80’ni zengin ülke vatandaşları yapıyor.
Kamunun sağlık harcamaları
2016 yılı rakamlarının temel alındığı rapora göre, yıllık toplam 7,3 trilyon dolar olan sağlık harcamalarının 5,6 trilyon doları kamu tarafından karşılanıyor.
Rapora göre, zengin ülkelerde kamu, kişi başına ortalama 2 bin 257 dolar ödüyor.
Sağlık harcamaları için orta ve ortanın üstü gelir grubundaki ülkelerin hükümetleri, her bir vatandaşı için yılda 270 dolara kadar, orta gelir gelir grubunun altındaki ülkelerin hükümetleri ise 58 dolar kaynak ayırıyor.
Zengin ülkeler, sağlık bütçelerini her yıl ortalama yüzde 4 artırırken, düşük ve orta gelirli ülkeler ise yüzde 6 artış sağlıyor.
Hükümetlerin sağlık harcamaları artarken, vatandaşların kendi ceplerinden yaptıkları harcamalar da düşmüyor, tam tersi artış gösteriyor.
Dünya genelinde toplam sağlık harcamalarının yüzde 51’i hükümetlerin bütçesinden, yüzde 35’i ise vatandaşların cebinden çıkıyor. Bu durumun yarattığı en olumsuz sonuçlardan birisi de yoksulluk içinde yaşayan 100 milyonun üzerinde kişinin sağlık hizmetlerine yeterli bir biçimde ulaşamaması.
Düşük ve orta gelirli ülkelerde hükümetler sağlık bütçesinin yüzde 50’den fazlasını temel sağlık hizmetlerine ayırıyor.
KAYNAK: EURONEWS TÜRKÇE – RAHMİ GÜNDÜZ
