Anne Leyla Eleftoz Baran, “Elimizden tutup oda oda gezdiriyor. Her odada babasını arıyor. Kapalı duran bütün kapıların ardında babasının olduğunu sanıyor” diyor.
Geçtiğimiz yıl Mardin’den taziye için Diyarbakır’ın Hazro ilçesine giderken gözaltına alınan ve “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanan annesi Leyla Eleftoz Baran ile birlikte cezaevinde kalan Rojvan bebek şimdi ise tutuklu babası için yeniden cezaevi kapılarında.
Anne sütünden kopmaması için annesi ile 3 ay cezaevinde kalan Rojvan’ın babası Ahmet Baran ise “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” iddiasıyla hakkında daha önce açılan davada çıkan cezanın onaylanması üzerine 13 Nisan’da tutuklanarak Diyarbakır D Tipi Cezaevi’ne gönderildi.
Anne Leyla Eleftoz Baran, dihaber’den Özgür Paksoy ve Nuri Akman’a Rojvan’ın cezaevinde kaldığı sürece yaşadıklarından ve babasından uzak olmasından kaynaklı içinde bulunduğu psikolojiyi anlattı.
Rojvan’ın 3 aylık tutukluluk süresinde iyi beslenemediği gibi psikolojik olarak da ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten anne Baran, şunları söyledi:
“Oğlum dışarıdaki ortama alışamadı. Özellikle erkeklerin yanına hiç gitmemeye başladı. Ortama ayak uyduramadığı için ciddi sorunlar yaşamaya başladı ve psikiyatriye götürüp tedaviye başladık.”
Rojvan’ın dışarıdaki ortama ve babasına yavaş yavaş alışmaya başladığı bir dönemde evlerinin basıldığını ve eşinin gözaltına alınıp, tutuklandığını hatırlatan Baran, şöyle devam etti:
‘Görüşte babasından kopamıyor’
“Babası gözaltındayken apar topar cezası onandı ve cezaevine götürüldü. Babasının tutuklanması ile aynı sıkıntılar tekrardan yaşanmaya başladı. Özellikle Rojvan’ın hayatı yeni yeni anlamaya başladığı bu dönemde maruz kaldıkları ve duymaya başladığı baba özlemi psikolojisini derin etkiledi. Şimdi de toparlayamıyorum ve ciddi anlamda zorlanıyorum o konuda. Görüşe gittiğimizde babasından kopamıyor, görüş sona erdiğinde bir türlü koparamıyoruz babasından.
Bir bebeği cezaevine koyuyorsun ve bu yetmezmiş gibi çıktıktan sonra da aile içerisinde defalarca polis şiddetine maruz kalıyor. Onun psikolojini nasıl etkileyecek ve nereye evrilecek tahmin bile edemiyoruz.
‘Her odada babasını arıyor’
Son bir aydır ayaklanmış yürüyebiliyor. Gelip elimizden tutup oda oda gezdiriyor. Her odada ‘Baba’ diye bağırarak babasını arıyor. Kapalı duran bütün kapıların ardında babasının olduğunu sanıyor. Bu yüzden bütün kapıları açık tutuyoruz. Akşam otururken sanki babası her an bir odadan çıkacakmış gibi durmadan kapıya bakıyor. Ben cezaevindeyken babasını unutmasın diye sürekli fotoğraflarını gösteriyordum. Şimdi de dışarı da her gördüğü fotoğrafı babasının fotoğrafı sanıyor ve ‘baba’ diye ağlıyor. Bu yüzden de artık görüşe de götürmek istemiyorum çünkü döndükten sonra daha kötü oluyor ve hastalanıyor.”