Resmi verilere göre dünya üzerinde en uzun yaşanan ülkeler sırasıyla Monako, Japonya ve Singapur. Bu ülkelerin ortak paydası yaşam kalitelerinin yüksek olması ve bunun önemli bir parçası olarak sağlıklı yiyecekler tüketmeleri.
Peki besleyicilikleri yüksek gıdalar hangileri?
Beslenme uzmanları herhangi bir besin grubunu diğerlerinden üstün tutmanın doğru olmadığını düşünüyor. Onlara göre çeşitlendirilmiş dengeli bir beslenme sağlıklı bir diyet için en önemli gereklilik.
Yine de bazı yiyecekler diğerlerine göre daha fazla besleyici madde içeriyor. Medical News Today’de yayınlanan bir makaleye göre işte onlardan bazıları:
Soya fasulyesi
Taze baklagiller özellikle soya fasulyesi Asya mutfağında yüzyıllardır yoğun bir şekilde kullanılsa da batıda kullanımı çok eskilere dayanmıyor.
Yemeklerin içinde ya da tekbaşına tüketilebilen bu bitkisel gıdada yüksek oranda izoflavon bulunuyor. İzoflavonların anti-inflamatuar, antioksidan, anti-kanser ve antimikrobiyal özellikleri olduğunu biliniyor.
Bu nedenle bu gıdalar vücudun iltihaplı rahatsızlıklara direncini artırırken hücresel yaşlanmayı yavaşlatıyor ve mikroplarla mücadelesini destekliyor. Ayrıca baz kanser türlerine karşı koruyucu özelliği olduğunu da ileri sürülen faydaları arasında.
Soyada yüksek oranda genistein ve deidzein adı verilen iki çeşit izoflovan bulunuyor. Yakın bir zamanda yapılan bir çalışma da genisteinin göğüs kanserini iyileştirmede etkili olabileceği sonucuna vardı.
Tofu
Soya sütü kestirilerek yapılan ve bir çeşit peynir olan tofu da yüksek besleyici gıdalar arasında gösteriliyor. Yine Asya mutfağında yoğun olarak kullanılan tofu genelde kızartılarak, pişirilerek ya da haşlanarak tüketiliyor.
Yukarda saydığımız izoflavonların yanı sıra protein kaynağı açısından da oldukça zengin olan tofu vücudun protein sentezlemesi için ihtiyaç duyduğu tüm amino asitleri içeriyor.
Kalsiyum, demir, manganez, selenyum, fosfor, magnezyum, çinko ve bakır kaynağı olan tofu kemiklerin güçlenmesi ve vücudun zinde kalması için de oldukça faydalı bir gıda.
Havuç
İçerdiği yüksek oranda beta-karoten sebebiyle tüketimi tavsiye edilen bir diğer besin kaynağı.
Vücudumuz kendi kendine A vitamini üretemiyor fakat beta-karoteni A vitaminine çevirebiliyor. A vitamini bağışıklık, görme, üreme sistemleri ve hücreler arası iletişimde önemli roller üstleniyor.
Beta-karotenin ayrıca vücut hücrelerinin koruyarak yaşlanmayı geciktirici etkisi de bulunuyor.
Havuçlarda bulunan falkarinolün kansere karşı iyi geldiği yönünde bazı araştırma sonuçları da mevcut.
Yine sağlık uzmanları havuçdaki besinlerin en fazla çiğ tüketildiğinde alınacağını belirtirken örneğin suda kaynatılarak pişirilecekse bile doğranmadan tüm yapılması halinde besinlerin önemli bir kısmının havuçta kalabileceğini vurguluyor.
Lahana ve turpgiller
Listedeki bir diğer önemi gıda grubu ise lahanagiller. Brokoli, Brüksel lahanası, karnabahar, turp ve karalahana gibi bitkilerin yer aldığı bu grup vitaminler (C,E,K, folat), mineraller (potasyum, kalsiyum ve selenyum) ve karetenoidler (lutein, beta-karoten ve zeaksantin) açısından oldukça zengin.
Ayrıca içerdikleri glukozinolatlar nedeniyle lahana ve turpgiller stresi dengelemede ve iltihaplı rahatsızlıklarla mücadelede vücudu destekliyor.
Ayrıca bazı çalışmalar karalahana ve kıvırcık lahananın yaşa bağlı bilinç kayıplarını yavaşlattığını ortaya koyuyor.
Son olarak bu bitkilerde bulunan yüksek orandaki lifler vücudun şeker seviyesini dengelemede önemli rol üstleniyor.
Somon
Bazı son çalışmalar kırmızı et ve kümes hayvanları tüketiminin uzun vadede sağlığa zararlı olabileceğini gösteriyor. Protein kaynağı olarak bu gıdalara iyi bir alternatif olarak balık, özellikle somon değerlendirilebilir.
Somonda yoğun proteinin yanısıra gözlerin sağlığı için çok önemli olan omega-3 yağ asidi de bulunuyor. Omega-3’ün beyine de iyi geldiği bilinirken bazı çalışmalar onun da zihni yaşlanmayı geciktirdiğini ortaya koyuyor.
Ayrıca somonda bulunan selenyum minerali tiroid bezini destekleyerek vücudun hormonal dengesi ve metabolik aktivitesine katkıda bulunuyor.
KAYNAK: EURONEWS TÜRKÇE – FARUK CAN