
“Ne zaman dünyanın geri kalanının Müslümanların yanında duracağını görecegiz?” diye soran Senegal ve Fransız vatandaşı oyuncu, bu hassas konuda diğer oyuncular üzerindeki baskıyı arttırdı.
Ünlü futbolcu İngiliz BBC kanalına verdiği röportajda “Müslüman, Budist, Hristiyan ya da hangi inançtan olursa olsun, adalet için mücadele etmek isteyen futbolcular olduğunu biliyorum” diye konuştu.
Futbolcuların biraraya gelmelerini sağlayacak bir girişimde bulunma ihtiyacı duyduğunu ifade eden Ba, insanlar istemese de bu konuyu konuşmak zorunda olduklarını vurguladı.
Kendisi de Müslüman olan Ba, “Sporcular olarak kendimizin bile bilmediği bir güce sahibiz. Eğer biraraya gelir ve konuşursak, bazı şeyleri değiştirebiliriz. Eğer biz ayağa kalkarsak, diğer insanlar da bize destek verir” dedi.
“Para, gerçek değerlerden daha değerli hale geldi”
Uygur Türklerinin yaşadıklarıyla “Siyahilerin Hayatı Önemli” hareket arasında paralellik kuran Demba Ba, hareketin siyah olmayanların baskı kurmasıyla güçleneceğini belirtti.
Mali çıkarların bulunduğu yerde insanların yaşananları görmezlikten geldiğini ifade eden oyuncu “‘Siyahilerin Hayatı Önemli’ hareketi bir mali risk içerseydi, bu gerçekleşmezdi” diye konuştu ve paranın gerçek değerlerden daha değerli hale geldiğine dikkat çekti.
Mesut Özil de eleştirmişti
Daha önce Türk asıllı Alman futbolcu Mesut Özil, resmi sosyal medya hesabından Çin hükümetinin Sincan bölgesindeki Müslümanlara büyük zulüm yaptığını ve buna sessiz kalınmaması gerektiğini ifade etmişti.
Özil’in takımı Arsenal, açıklanan ifadelerin tamamen futbolcunun kişisel görüşü olduğunu vurgulayarak ‘politikaya dahil olmama ilkesine bağlıyız’ ifadeleriyle mesafeli bir tepki ortaya koymuştu.
Çin devlet televizyonu CCTV, Özil’in paylaşımın Çinli taraftarları futbol camiasını hayalkırıklığına uğrattığı gerekçesiyle Arsenal – Manchester City maçını yayınlamama kararı almıştı.
Birçok ülke ve uluslararası kuruluş, Pekin yönetimini, Uygur Türklerini ülkenin kuzeybatısındaki kamplarda zorla tutarak etnik ayırımcılık ve insan hakkı ihlallerine maruz bırakmakla suçluyor.
Çin ise söz konusu iddiaları reddederek bu kamplara alınanların aşırı eğilimlerin cazibesine kapılmalarını önlemek için iş bulmalarına yardımcı olma amacıyla mesleki eğitime tabi tutulduklarını ileri sürüyor.

















