Yazıda, “koşu ayakkabısı” “en iyi dizüstü bilgisayar” ya da “kamp gereçleri” gibi kelimeleri dünyanın neresinde olursa olsun Google’a yazdığınızda, önünüze birkaç internet sayfasının reklam amaçlı para veren şirketlerinin aramayla alakalı ürünlerinin çıkacağı; ancak Türkiye’de durumun böyle olmadığı ifade ediliyor:
“Türkiye’de rekabet kurullarındaki yetkililerin talimatı üzerine Google, geçen yıldan bu yana bu reklamların sayısını büyük oranda kıstı. Google’dan, bu şekilde rekabet halindeki mağazaların internet sitelerinin de reklam olarak üst sıralarda yer almasını ve rekabet etmeyi kolaylaştırması istendi.
“Türkiye’nin talepleri, dünyadaki hiçbir düzenleyicinin yapmadığı şekilde Google’ın alışveriş hizmetlerini yok etmeye kadar gitti. Ancak bununla da sınırlı kalmadı. Nisan ayında, ülkenin yetkilileri daha büyük bir adım atarak yakın çevredeki bazı dükkan ve iş yerlerini arama (örneğin yakınlarda bir eczane arama) özelliğinin ‘rekabet kurallarına aykırı’ olduğunu söyledi. Daha önce Google hiç böyle bir eleştiriyle karşılaşmamıştı.”
New York Times makalesinde, Türkiye ile Google arasındaki gerilimin Silikon Vadisi devlerine karşı oluşan karşıtlığın bir örneği olduğu; “Türkiye gibi bu alanda rekabet kurallarının tarihi çok da köklü olmayan ülkelerde bile ortaya çıkabildiği” belirtiliyor.
Bu çabalar, gazeteye göre, bu şirketlerin son 20 yıldır hızla büyümesini sağlayan -açık küresel internet kullanımı ve hükümetlerin çok da sert olmayan dokunuşları gibi- şartları tepetaklak tersine döndürebilir. Böylece küresel şartlar yerine adeta bir dama tahtası gibi farklı düzenleme ve kanunlar getirilebilir, böylece her bir kullanıcının ulaşabileceği ürün ve hizmetleri internete bağlandığı yere göre değişiklik gösterebilir.
Bu şirketlerin arasında düzenli olarak sürekli hedef tahtasında olan ise, New York Times’a göre, Google oldu:
“Bu ay, Fransız rekabet kurulu Google’a, makalelerdeki kısa tanıtım yazılarını kullanmak üzere haber kuruluşlarıyla masaya oturduğunda iyi niyetle müzakere etmediği için 500 milyon euroluk ceza kesti. Geçen ay, Hindistan’daki rekabet düzenleyici otoriteler, Google’ın Android telefonlardaki baskın pozisyonunu kullanarak akıllı TV piyasasında kendine avantaj sağladığı gerekçesiyle şirkete soruşturma açtı.
“Mayıs ayında, İtalya’nın rekabet kurulu, bir elektrikli araç içi uygulamasını Android araç içi yazılım sisteminde yasakladığı gerekçesiyle Google’a 102 milyon euroluk ceza kesti.”
Yazıda, bazı kesimlerin Türkiye ile Google arasındaki sorunlardan “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın otoriter rejimini ve Batılı şirketlerle güç mücadelesini” sorumlu tuttuğu; ancak Google’a karşı başlatılan bu girişimlerin arkasında çoğunlukla şirketin Yelp gibi rakiplerinin bulunduğu belirtiliyor.
Makalenin yazarları Adam Satariano ve Daisuke Wakabayash’a göre bu rakipler, yıllardır dünyanın birçok yerinde hükümetlere bağlı düzenleyicilerle bir araya gelerek, geleneksel küresel internet düzenleyicileri olan Avrupa ve ABD’den daha sert kurallar konulmasını ve gücün ele alınmasını teşvik ediyor.
Makalede bu lobicilik faaliyetleriyle ilgili görüşüne yer verilen New York Üniversitesi’nden Prof. Harry First, “Dünyanın birçok yerindeki kanun yapıcılar bir adım atılması gerektiğinin farkında ve geleneksel merkezi rejimlerin yaptıklarından da memnun değiller.” diyor.
Teknoloji devlerine karşı gittikçe daha fazla ülkenin harekete geçtiğini belirten, Federal Ticaret Komisyonu’nun eski başkanı William E. Kovacic de “Paylaşılan entelektüel bir altyapının bu şirketlere karşı adım atmayı kolaylaştıracağını” söylüyor. Türkiye’de ise bu, Avrupa Komisyonu’nun verilerine dayanarak yapılıyor.
Kovacic, 1990’da rekabet düzenleyici kanunlara sahip ülke sayısının 30 olduğunu, günümüzde bu sayının katlanarak 130’a çıktığını belirtiyor:
“Türkiye’nin deneyimi çok önemli olacak. Çünkü onun ardından benzer yapıdaki ülkeler de ortaya çıkıp ‘Biz neden aynı şeyi yapmıyoruz?’ diye soracak.”
Türkiye’deki rekabet düzenleyicilerin online reklam ve arama sonuçları sıralamalarıyla ilgili bazı soruşturmalarını başarıyla atlatmış olan Google, otoritelerin taleplerini yerine getirmesi halinde kullanıcılar için daha az faydalı olacağı gerekçesiyle, şimdi bazı alışveriş reklamlarına son veriyor.
Google’dan Miguel Perez Guerra’nın yaptığı yazılı açıklamada “Dünyanın birçok yerindeki düzenleyicilerle birlikte çalışarak benzer sorunlar için olgulara ve kanıtlara dayalı çözümler bulmayı başardık. Bunu, insanların ve şirketlerin faydalı olarak gördüğü özellikleri ortadan kaldırmadan yaptık.” ifadelerini kullandı.
New York Times, Avrupa Birliği 2018’de Google’a 2,42 milyar euroluk ceza kestikten sonra, Google’ın rakiplerinin Türkiye’ye giderek kendi online alışveriş sitelerinin arama motorlarında ön plana çıkması için düzenleyicilerle görüştüğünü yazıyor. Zira bu ceza rekor düzeyde olsa da Avrupa Birliği şirkete bu uygulamalarını değiştirme zorunluluğu getirmemişti. Yani Google alışveriş hizmetlerinde hâlâ kendi önceliklerine göre hareket ediyor ve rakiplerinin hem trafiği, hem görünürlüğü çok azalıyor.
Makaleye göre, Londra’daki karşılaştırmalı online alışveriş sitesi Kelkoo gibi rakipler, Türk yetkililere giderek Avrupa Birliği’nin kestiği cezanın adil rekabeti sağlamadığını anlattı. Google arama motorlarında daha fazla görünürlük için yeni düzenleme talep etti. Türk yetkililer de bu talebe uygun hareket ederek daha cömert bir Google teklifini geri çevirdi:
Gazeteye konuşan rakip şirket temsilcileri, Google’ın daha fazla soruşturmadan kurtulmak için reklam kutucuklarını kaldırdığını; benzer bir uygulamayı 2014’te İspanya’da da haber hizmeti için yaptığını söylüyor.
Kelkoo’nun yöneticisi Richard Stables, “Amaç, bizim Avrupa’daki deneyimimizden daha fazla yararlanmaları ve daha iyi bir hizmet için bastırılmasıydı. Türkiye, değeri açısından çok da büyük bir piyasa değil ancak diğer ülkelerdeki düzenleyicilere yol göstermek açısından kritik önemde” diyor.
Türkiye Rekabet Kurulu, Google’ın rakiplerine, şirketin alışveriş ve yerel işletmeler sıralamasını oluştururken öncü pozisyonunu haksız şekilde kullandığı yönündeki açıklamaları konusunda güvendi.
Kurul’un yazılı açıklamasında “Teknoloji devleri tarafından domine edilen piyasalarda rekabeti bir ilke haline getirmek üzere bu kararın alındığı” ve “Kararların dünyanın geri kalanında gözlemledikleri çabalarla eşgüdüm içinde olduğu” belirtildi. Kurul, Facebook’un veri paylaşımı uygulamalarını da incelemeye aldı.
New York Times, Türkiye’nin pozisyonunun Google’ın en önemli servislerine odaklandığını belirtiyor: Örneğin kullanıcıları harita gibi başka Google servislerine yönlendiren ‘Yakınlardaki açık restoranlar’ tarzı aramalar…
Makaleye göre Yelp, yıllardır ABD, Avrupa Birliği ve Brezilya’daki düzenleyicilerle görüşerek Google’ın “yerel arama” işinde haksız yere devre dışı bırakıldığını anlatmaya çalışıyor:
“2018’de Türkiye, Google’ın alışveriş hizmetlerini incelemeye alacağını duyurduktan hemen sonra Yelp’in kamu politikalarının başındaki Luther Lowe, hemen Ankara’ya giderek rekabet kurulu yetkilileriyle görüştü. Avrupa Komisyonu’nun da bu konuda hazırladığı raporu Türkçeye çevirerek ilettikleri yetkililer, bir inceleme başlatmaya karar verdi.
“Nisan ayında da Türk yetkililer Yelp’in istediği kuralları uygulamaya koydu. Google’ın rekabet kanunlarını ihlâl ettiğini belirten Türk yetkililer, şirketin rakiplerini haksız yere internet trafiğinden çıkardığını söyledi.
“Sonuçta ödenen 37 milyon dolarlık ceza görece küçüktü. Yelp için önemli olan, bir sonraki adımdı. Gelecek aylarda Google, yerel aramalarda rakiplerinin de listelerini gösterecek düzenlemelere gitmek zorunda kalacak. Eğer bu düzenlemeler yetkilileri memnun etmezse, servislerin tamamen kapatılması ya da yeni düzenleme zorunluluğu gibi şartlar getirilebilir.”
Gazete, Erdoğan’ın Google’ın sahibi olduğu YouTube’u ülkede 2007-2014 arasında yasakladığını da hatırlatarak “bu sebeple herkes bu düzenlemelerin arkasında yatan sebebi sorguluyor” ifadelerini kullanıyor:
“Ülkenin rekabet kurulu, Google’a yönelik adımların siyasi olmadığını söylerken bazı hukuk uzmanları da, düzenleyicilerin bağımsızlığına saygı duyulduğunu belirtiyor. Ancak Erdoğan, hükümet bürokrasisi üzerindeki kontrolünü sıklaştırdı. Geçen yıl Türkiye sosyal medya içeriklerini düzenlemeyi hedefleyen bir kanunu yürürlüğe koyduğunda bazılazı, bilginin kontrolü ve muhalif fikirlerin bastırılmasının amaçlandığını belirterek bu kanunu eleştirmişti.”
New York Times’a konuşan Yelp yöneticilerinden Luther Lowe, Google’ın bu adil olmayan tutumuna karşı harekete geçmek için on yıldan uzun süredir çeşitli hükümetlerle görüştüğünü; Türkiye’nin pek de dengeli olmayan siyasi ortamını bildiğini ancak rekabet kurulunun bağımsız hareket ettiğini söylüyor:
“Diğer hükümetlerin harekete geçmemesi bizi hayal kırıklığına uğrattı. Türkiye bu konuda bir örnek olabilir. Bu bizim başarılı olduğumuz, Google’ın yeni bir düzenlemeye gitmek zorunda kalacağı ilk vaka olabilir. Bu bizim bütün bu süre boyunca tek hedefimizdi.”