
Kanal İstanbul’un Montrö Sözleşmesi’ni ihlal etmediğini dile getirdi. Turhan, ileride deniz trafiğinin artacağını iddia etti. Turhan güzergâhı çevreye en az zarar verecek alan olarak tespit ettiklerini söyledi.
Turhan’ın açıklamalarından başlıklar şöyle:
“Kanal İstanbul’un yapılma nedeni birinci olarak, Boğaz ve çevresinde yaşayan canlıların hayatı. İkincisi çevre üçüncüsü de tarihi dokumuzun korunması. Boğaz’dan ortalama yılda 43 bin gemi geçiyor. Boğaz’dan 1950 yılında 50 metrelik gemiler geçerken bugün 350 metrelik gemiler geçiyor. Gelecekte Boğaz’daki deniz trafiği riskleri artacak. Uluslararası yük trafiğinin daha da artacağı görünüyor. 2035’te bu rakamın 70 bin olacağı tahmin ediliyor. Kanalın yapılmasına karar verdikten sonra güzergâhları tespit ettik.
İnşa edilebilecek 5 adet güzergâh var. Arazi ve sahada araştırıldı ve incelendi. Alternatif güzergahlar ve birbirleriyle mukayesesi… Bunların en az maliyetlisi, çevreye en az zararlı olanı araştırılıp Küçükçekmece-Durusu koridoruna karar verdik. Küçükçekmece-Ağaçlı hattı kısa olmasına rağmen su ve orman alanlarına zararı nedeniyle vazgeçildi. Maliyeti ve işletme ücretlerinin daha az olmasına rağmen tercih edilmedi. Onun için bu güzergah değil de Küçükçekmece-Durusu güzergahına karar verildi.
Dünyanın en büyük laboratuvarlarından birinde testler yapıldı, modellendi. Marmara Denizi’nde oksijen sorunu var. İstanbul Boğazı’ndaki akım hızı 2,2 metresaniye. Ona yakın bir değer ölçtük laboratuvarda. Buradaki oksijen hareketine çok fazla etkisi olmayacak, olumlu etkisi olacak.
Bizim yaptığımız kanal Montrö Sözleşmesi’nde bir probleme sebep olmayacak.
Kanal İstanbul projesi çevreye en az zarar verecek güzergâh seçildi.
Boğaz’da şu an gemilerin ortalama bekleme süresi 14 saat.
Türk armatörleri bu kanalın gelecekte çok büyük ihtiyaç olduğunu belirtti. Boğaz’daki güvenliği için ileride daha sıkı tedbirler alabiliriz. Her gün Üsküdar’dan Beşiktaş’a geçen yeğenim ‘Önceden 15 dakikada geçiyorduk şimdi yarım saat deniz trafiği var’ dedi.
Boğaz’dan 25 bin gemi ancak geçirebileceğiz. Kanal İstanbul bir su yolu projesi.
Kanalımızın boyutları hesapladık. Kanalın sahilinde 150’şer metrede yaşam mekânları yapacağız. Kanalın sahili civarında yapılaşma izin vermeyeceğiz. Küçükçekmece Gölü’nü çevresinde riskli yerler var, biz buralarda bu insanlara yapı vereceğiz. Bu çok önemli bir konu. Kanal nasıl kendini yaptıracak? Yap-işlet- devret modeli ile yapacağız. Kanalın yakınındaki arsaların ticari olarak değerlendirmesiyle finansman yapacağız.Biz planlamamızı, kanalımızın yerini belirledik, kanalın yapıldığı yerlerde önemli hatlar var, bunlarla ilgili tüm çalışmaları tanımladık. Hizmetin aksamaması için oradaki yolları yeniden yapacağız. Kanal güzergâhından çıkan toprağı Karadeniz kenarındaki bölgeye götüreceğiz. Durusu ve Karadeniz arasında tedbir alacağız. Sızma mesafesini uzatmış olacağız. Kanalın seviyesi sıfır olacak. Buna karşı da tedbirlerimizi alacağız.”


















