İmamoğlu’nu “kucaklayarak” karşılayan CHP lideri, grup konuşmasında “CHP ailesinin üyesi” vurgusu yaptığı İmamoğlu’yla ilişkisini, “baba-oğul gibi” diye tanımladı.
CHP kulislerinde, cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmaları ile ilgili “Partiler birbirlerinin içişlerine karışmamalı” sözleriyle İYİ Parti’yi hedef aldığı yorumları yapılan Kılıçdaroğlu’nun, dünkü grup konuşmasındaki İmamoğlu’nu sahiplenmesiyle de hem İYİ Parti’ye hem de partisinin tabanına “ayrışma yok, birlikteyiz, aileyiz” mesajı verdiği ifade ediliyor.
Kılıçdaroğlu’nun ortak aday olması halinde seçimin “ilk turda” kaybedileceği yorumları yapılan İYİ Parti’de ise “çoklu aday” seçeneğinin gündeme gelebileceği konuşuluyor.
İmamoğlu hakkındaki yargı kararı, olası siyasi sonuçları nedeniyle de tartışma konusu.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığına mesafeli duran İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, CHP lideri Almanya’dayken İmamoğlu ile birlikte Saraçhane mitingine katılması, CHP’de rahatsızlık yaratmıştı.
Karardan bir gün sonra Altılı Masa’da yer alan siyasi parti liderlerini Saraçhane’de buluşturan Kılıçdaroğlu, ikinci bir hamleyle de İmamoğlu’nu, partisinin Meclis grubuna davet etti.
İmamoğlu’nu son derece sıcak karşılayan ve hem grup toplantısı öncesi hem de sonrasında makamında ağırlayan CHP lideri, “Sizin bilmediğiniz ama bizi yakından tanıyanların iyi bildiğini ifade edeceğim. Ben ve İmamoğlu baba oğul ilişkisi gibiyiz. Kendisi CHP’nin olduğu kadar, benim de evladımdır. Çekin arabanızı bu kantar sizi çekmez” sözleriyle sahip çıktı.
Kimi yorumculara göre Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısına daveti, İmamoğlu’nun adaylığını gündeme getireceği savunulan Akşener’e karşı bir “ön alma”.
Bir anlamda İmamoğlu’nu “aday gösterip göstermeme konusunda partisi karar verir” mesajı vermeye dönük.
CHP yönetimi ise bu yorumları dayanaksız buluyor.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Kılıçdaroğlu’nun daha önce de “partisine kurulan kumpaslar” karşısında da benzer tutumu sergilediğini anımsatarak, İmamoğlu’nun gruba davet edilmesinin de bunun yansıması olduğuna dikkat çekiyor:
“Böyle siyasi olaylarda, partimizin başına gerçekten kumpas kurulduğunda da net tavır koyan bir genel başkan var. İmamoğlu 16 milyonluk İstanbul’un iki kez seçilen başkanı. Ama hukuk tarihine de geçecek bir dava ile karşı karşıya kalındı ve gerçekten partililerimiz de, Türkiye de rahatsız oldu.
“Aziz Kocaoğlu hakkında da hapis cezası istendiğinde, belediye önünde miting yaptık. Canan Kaftancıoğlu kararında da soğukkanlılıkla bekledik, ondan sonra kalktık, onunla ilgili bir kucaklaşma gerçekleştirdik.”
Özkoç, Kılıçdaroğlu’nun “baba-oğul” benzetmesi ve “CHP ailesi” vurgusuyla ilgili de “CHP ailesinin başındaki kişi genel başkanımız. CHP’de kimin parmağı kanarsa, ortaya koyacağı tavrı” sergilediğini ifade etti:
“Genel başkanımız, ‘CHP birdir beraberdir, birlikte hareket edeceğiz’ diyor. Soğukkanlıkla değerlendirip, gereği neyse onu yapacağız mesajıdır. ‘Biz bu hukuksuz anlayışa karşı gereği neyse onu yapacağız’ mesajıdır.”
CHP kurmaylarına göre, İmamoğlu da bu davetten son derece memnundu ve “Böyle bir ailenin evladı olmak beni çok gururlandı” sözleriyle Kılıçdaroğlu’na teşekkür etti.
İmamoğlu neden kürsüye çıkmadı?
İmamoğlu’nun grup toplantısına katılmasına karşın, “kürsüden konuşma yapmaması” özellikle sosyal medyada eleştiri konusu oldu, hatta “konuşmasına izin verilmediği” iddiaları ortaya atıldı.
Özkoç ise davet planlaması yapılırken, zaten böyle bir konuşma programlanmadığını, İmamoğlu’nun da böyle bir hazırlığı olmadığını söyledi.
‘İmamoğlu başka yerde maçı alırım, diyor’
Peki, İmamoğlu’nun Habertürk Yazarı Fatih Altaylı’ya verdiği röportajda, kendisini “Erdoğan karşısındaki rakip takımın bir oyuncusu” olarak tanımlayıp, “Teknik direktör beni oyunu sokar veya sokmaz. Ona ben karar vermeyeceğim. Ama oyuna girme ihtimali olan bir oyuncuyum” sözleri, parti yönetimince nasıl yorumlanıyor?
Özkoç’a göre İmamoğlu’nun bu açıklamasında bir sorun yok, tersine siyasi mücadelesinde kararlılık vurgusu yapıyor:
“İmamoğlu diyor ki, ben siyasetin içindeyim, buradan mı yolumu kesiyorsunuz, ben başka yerde maçı alırım diyor. İmamoğlu, genç yaşta çok önemli bir makama gelmiş bir siyasi kişilik. İBB Başkanlığını üstlenmiş ve başarıyla da götürüyor. Siyasette önü açık.
“O yüzden yılgınlık, başeğmişlik mesajı veremez, ‘beni bitirdiniz’ mesajları vermez. Tersine dimdik durduğunu ve siyaseten yoluna devam ettiğini tabii ki söyleyecek. Bizim bakış açımız bu.”
Kılıçdaroğlu’nun aday belirleme konusunda bir kez daha Altılı Masa’yı işaret ettiğini belirten Özkoç, bundan sonra da farklı bir tutum içinde olunmayacağını ifade etti.
Aday açıklama takvimi hızlanır mı?
Özkoç, İmamoğlu kararının, Altılı Masa’nın adayının açıklanma sürecini öne çekip çekmeyeceği konusunda, takvimde bir değişiklik olmayacağını söyledi.
Parlamenter sisteme geçiş süreci ve adayın seçim beyannamesine ilişkin çalışmanın tamamlanmasından sonra adaylık konusunun gündeme geleceğini belirten Özkoç, yılbaşından sonra adaylık konusunun gündeme gelebileceğini ifade etti.
Akşener’den karşı hamle gelir mi?
Kılıçdaroğlu’nun, “Partiler birbirlerinin içişlerine karışmamalı” açıklaması ve daha sonra İmamoğlu’nu grup toplantısına davet ederek, “baba-oğul vurgusu” yapmasının ardından gözler İYİ Parti’ye çevrildi.
İYİ Parti’ye “uyarı” olarak görülen bu çıkışın ardından Akşener, bugün ilk grup toplantısında konuşacak.
Akşener’in grup konuşmasında, İmamoğlu ile ilgili yargı kararına eleştiriler yöneltmesi beklenirken, parti kulislerinde CHP’yle ilgili gerilim konusunda ise daha sonra medya üzerinden mesaj verebileceği konuşuluyor.
Çoklu aday yeniden gündeme gelir mi?
İYİ Parti’de Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’nu davet etmesi ve sahiplenmesi “olağan” görülüyor.
Ancak İYİ Partililer, Kılıçdaroğlu’nun “Partiler iç işlerine karışmamalı” sözlerine tepkili.
Adaya siyasi partilerin değil Altılı Masa’nın karar vereceğini bizzat Kılıçdaroğlu’nun ifade anımsatılarak, “Aday meselesi, neden partilerin içişleri olsun. Herkes o masada görüşünü söyleyecek, biz de ‘kazanacak aday, diyoruz” görüşü dile getiriliyor.
Birçok İYİ Partiliye göre Kılıçdaroğlu, “kazanacak aday” olarak görülmüyor.
İmamoğlu, hakkındaki yargı kararı nedeniyle “riskli” hale gelse de CHP’nin belediye başkanlarının adaylığına tümüyle sırt çevirmesi doğru bulunmuyor. Kılıçdaroğlu’nun ortak aday olması halinde Erdoğan’a karşı “ilk turda kaybedeceği” endişesini dile getiren bir parti yöneticisine göre, Kılıçdaroğlu, adaylıkta ısrar ederse, iş “çoklu adaya” dönebilir:
“Biz ortak aday için sonuna kadar çabamızı sürdüreceğiz. Ama Kılıçdaroğlu ısrar ederse, çoklu adaya gidilebilir. Her parti kendi adayını çıkarırsa, tabanlar kendi adayı üzerinde konsolide olacağı için seçim ikinci tura kalır. İkinci tura hangi aday çıkarsa, partiler kafasında soru işareti kalmayacağı için, en fazla oyu alan muhalefet partisinin adayını destekler.”
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – AYŞE SAYIN