2024’te düzenlenecek yerel seçimlerde Ankara Büyükşehir Belediyesi başkanlığı adaylığı için adı geçen AKP Ankara Milletvekili Osman Gökçek “Cumhurbaşkanım bana böyle bir görev verdiği zaman ‘Ben bunu reddederim’ demek çok büyük bir saygısızlıktır” dedi. Gökçek adaylık yönünde bir çalışmasının olmadığını, kamuoyuna yansıyan anketlerin de partisinin genel merkezi tarafından yaptırılmadığını söyledi.
Yerel seçimler yaklaşırken muhalefet ve iktidarın en büyük mücadelelerinden birinin yaşanacağı Ankara’da AKP kanadının aday arayışı devam ediyor. CHP adayının Mansur Yavaş olacağı genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından açıklanırken, İYİ Parti’nin aday çıkarma kararından sonra kulislerde isimler konuşulsa da henüz net bir isim yok.
AKP’deyse öne çıkan adaylar arasında Altındağ Belediye Başkanı Turgut Altınok, Mamak Belediye Başkanı Murat Köse ve Ankara Milletvekili Osman Gökçek’in adı geçiyor.
Adı anılan isimlerden Osman Gökçek, Diken’den Altan Sancar’ın sorularını yanıtladı. Gökçek, “Adaylık noktasında ben daha bugüne kadar hayatımda bir kere adayım diye bir kelime kullanmadım” dedi. Milletvekili seçildikten sonra 120 günde 300’den fazla program yaptığını belirten Gökçek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine bu görevi vermesi halinde reddetmenin de ‘saygısızlık’ olacağını söyledi.
Gökçek’e yöneltilen sorular ve yanıtlar şöyle:
‘120 GÜNDE 382 PROGRAM YAPTIM’
Kulislerde Ankara için olası adaylar arasında gösteriliyorsunuz. Ayrıca partinizin genel merkezine de bu yönde anketler gittiği belirtiliyor. Adaylık niyetiniz var mı?
Özellikle belirtmek isterim ki bizim genel merkezimizin yaptığı anketler, ulu orta insanların görebileceği veya bilebileceği bir anket tarzı değil. Şu anda yapılan, yani beni önde göstersinler ya da geride göstersinler, anketlerin hiçbirinin gerçekçilik anlamında, -belki de gerçek bilmiyorum- genel merkezimiz tarafından yapıldığını ben düşünmüyorum. Genel merkezimiz bu açıdan çok kurumsal bir yerdir. Kendi yaptığı anketleri kendi içerisinde saklar ve bu sadece cumhurbaşkanımızın bilgisi dahilinde olur. Cumhurbaşkanımız da mutlaka bu araştırmalara çok önem veriyor, ama dediğim gibi bu anketler böyle uluorta yani kamuoyunun bileceği ortaya saçılacak anketlerden değildir.
Adaylık noktasında ben daha bugüne kadar hayatımda bir kere “Adayım” diye bir kelime kullanmadım. Çıkıp da “Ben aday olacağım” demedim. Adaylıkla ilgili bir düşüncem var demedim. Bu konuyla ilgili bir çalışma yapıyorum da demedim. Ben seçimden bu yana toplamda, yani 120 gün gibi bir sürede 382 tane program yaptım. Hatta bugünü de dahil edersek 390’a yaklaşır. Benim yaptığım bu programlarda vatandaşımızla çok yoğun toplantılar yapıyorum. Bunların bazıları halk günleri oluyor. Eskiden halk günlerini genelde çoğu kişi mecliste yapıyordu. Ben halk günlerini teşkilatımızdan müsaade alarak teşkilat binalarına taşıdım. Ben Keçiören içe teşkilatını da kabul ediyorum, Altındağ’ı da kabul ediyorum veya diğer teşkilatlarda da vatandaşlarımızı kabul ederek halk günleri yapıyorum. Bu toplantılara en azından 100 kişi katılıyor.
Bu çalışmalarınız adaylık için mi?
Ben yoğun bir temponun içerisine girince bu temponun sonucunda bazı kişiler benim Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için çalıştığım izlenimini çıkarttı. Ama ben yıllardır siyasete girebilmek için çok ciddi mücadele eden birisiyim. Cumhurbaşkanımız da bizi takdir ettiler ve bizi bu göreve koydular. Ben cumhurbaşkanımıza layık olabilmek, partimize layık olabilmek için normal çalışmamın üstünde daha büyük bir performans göstermeye çalışıyorum.
Göstermeye çalıştığım performans tabii bazı kesimler tarafından “Osman acaba Ankara’ya mı aday olacak?” ve “Bunun için mi bu kadar çalışıyor?” şeklinde algılanabiliyor. Bunu vatandaşımıza sorduğumuz zaman benim ismimin çıkıp çıkmamasıyla ilgili herhangi bir bilgim yok. Genel merkezimize de bununla alakalı bir şey de sormayı şımarıklık olarak adlandırırım. Çünkü zaten bize genel merkezimiz bir görev vermiş demiş ve “Sen milletvekilisin, İçişleri Komisyonu üyesisin ve bu şartlar içerisinde partimize gerekli şekilde çalış” demiş. Ben de bu çalışmayı yürütüyorum şu anda. Ama vatandaşlarımız nezdinde, anket bazında veya genel merkezimizin anketine çıkıyorsak da bundan benim bir bilgim yok.
Cumhurbaşkanımızın bu konudaki bana verdiği görevi dört dörtlük götürmeye çalışıyorum.
‘HEP BERABER BİR VÜCUT OLUYORUZ’
Anketlerde üç isim var ama. Altınok, Köse ve siz…
Piyasadaki çıkan anketlerin özellikle adaylar arasında fitne tohumunu yükselttiğini düşünüyoum. Şimdi ben seçim öncesi Turgut Bey’e gittim, aramızda olan sıkıntının giderilmesi için kendisiyle bir görüşme yaptım. Sağ olsunlar kendileri de bu noktada güzel bir yaklaşım sağladılar. Ben Turgut Bey’in tüm programlarına katılıyorum. Mamak Belediye Başkanımız Murat Köse Bey’in ki biliyorsunuz belediye başkanlığı için de gönlünden geçen kişilerden birisi, onun da aynı şekilde bütün programlarına katılıyorum. Yani ben parti içerisinde bu tür ayrımların, partinin teşkilatı ve adayların ayrı noktada düşebileceği hiçbir durumun içerisinde özellikle olmam. Altını kırmızı çizgiyle bekleyerek söylüyorum, katiyen bulunmam ve ben partiyi tam tersine bütünleştirici, cumhurbaşkanımıza, teşkilatına, partinin belediye başkanlarıyla tam bir vücut halinde bir güç olmak gözükmemiz gerektiği düşüncesi içerisindeyim.
Kendi seçim bölgenizin dışına da gidiyorsunuz…
Ben çok çalışıyorum bölgelere gidiyorum. Şimdi beni Sincan Belediyesi başkanımız bir programa çağırınca nasıl gitmeyeyim. Gölbaşı teşkilatımız bir piknik yapıyor ve beni çağırıyorsa ben niye gitmeyeyim? Bunlar benim bir parçam. Partililerimiz davet ettikleri zaman ben de onlarla gidiyorum ve görüşüyorum. Hep beraber bir vücut oluyoruz. Seçilirken bölgemden seçilmiş olabilirim, ama bütün Ankara’daki ilçeler bizim ilçemiz.
‘CUMHURBAŞAKNI GÖREV VERİRSE HAYIR DEMEM’
Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan size ‘Aday olmanızı istiyorum’ derse…
Cumhurbaşkanımız bana böyle bir şey söylenmediği için bunun cevabını vermem çok yanlış düşer. Ama şunu çok açık yüreklilikle söyleyebilirim ki bizim partimizin içerisindeki bu tür görevler, kime olursa olsun verildiği zaman parti teşkilatı disiplini açısından eğer karşı bir görüşürüz varsa bunu dile getirirsiniz, ama sonuçta son karar bizim cumhurbaşkanımızındır.
Yani cumhurbaşkanının bana böyle bir görev verdiği zaman, “Ben bunu reddederim” demek çok büyük bir saygısızlıktır. Benim cumhurbaşkanımın bana verdiği hangi görev olursa olsun buna “Hayır” demem; bu başka bir şey ama zaten böyle bir durum yok. Kendi açımdan olmayan konuya yorum yapmam çok yanlış düşer, saygısızlık olarak algılarım ben. Cumhurbaşkanımızın ya da genel merkezimizin iradesine ipotek koyabilecek ya da onları böyle bir durum varmışçasına yönlendirecek konuşmalardan ben kaçınıyorum ve bunu doğru bulmuyorum. Benim için önemli olan, cumhurbaşkanımızın verdiği görev ne olursa olsun bu konularla alakalı onu yerine eğiririm. Belediye başkanlığı, milletvekilliği, komsiyon başkanlığı veya bakanlık; birbirinden ayırt etmiyorum. Hepsi benim için eşit mesafede.
Cumhurbaşkanımız bize hangi konuda hangi emri verirse benim bunu kabul etmemem gibi bir konu zaten saygısızlık olur. Ama tekrarlıyorum böyle bir teklif yok. Bana karşı şimdi böyle bir teklif olmadığı için böyle bir şey de söylemem ters düşer.
Osman Gökçek’in gönlünden ‘Ben Ankara’yı güzel yönetirim’ diye bir cümle geçiyor mu?
Şu anda Ankara’daki yöneticilerden biriyim zaten. Zaten ben Ankara için elimden gelen her şeyi yapıyorum milletvekili olarak. Bu görevin belediye başkanlığı, meclis üyeliği, teşkilat görevliliği veya milletvekili olmasında benim için bir ayrıcalık yok. Şu anda Ankara’yı yönetebilecek bir yerdeyim. Ben halkın oyuyla seçildim. Ankara’daki vatandaşın ihtiyaçlarını görebilmek, onlara vekillik yapabilmek için seçildim. Ankara için bu noktada AK Parti’deki Milliyetçi Hareket Partisi’ndeki tüm vekil kardeşlerim gibi bir yöneticilik. Onlar ne kadar yapıyorsa ben o kadar yapacağıma inanıyorum. Ben onlardan bu işi daha iyi yapabilirim diye bir kelime kullanmayı yine terbiye açısından doğru bulmam.
‘YAVAŞ 50 VAATTE BULUNDU, KAÇ TANESİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ?’
Partinizin Ankara’daki durumu nedir?
Hem İstanbul hem de Ankara için bunu söyleyebilirim. Geçen seçimlerde İmamoğlu ve Yavaşı tanıyan yoktu, ancak bu geçirdiğimiz beş yıllık süreç içerisinde vatandaş nezdinde onların da bir karnesi oldu. Ben bir AK Parti milletvekili olarak söyleyebilirim ki, bana göre o karneleri çok kötü. Çünkü ben araziyi geziyorum, bu sürecin içerisinde Ankara ve İstanbul nezdinde inşallah bu seçim alacağız. Ankara’da hiç görmedikleri kadar da inşallah bir farkla alabileceğimiz düşüncesi içerisindeyiz. Çünkü Mansur Yavaş’a geçen seçim beğenip oy veren ama Ankara’da hiçbir yerde göremeyen, belediyecilik faaliyetleri dolayısıyla kıyaslayabilen bir vatandaş kitlesi var. Yavaş 50 vaatte bulundu, ama bu vaatlerinin kaç tanesini gerçekleştirdi? Şimdi vatandaş buna göre de bir not verecektir bana göre. Bu yüzden AK Parti’yi bu anlamda çok güçlü görüyorum. Bakın bu dönemde muhteşem bir milletvekili kadromuz var. Yani her biri bir Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olabilecek potansiyeldir.
Vatandaştan size ‘Aday ol’ diyenler oluyor mu?
Vatandaşın arasında gittiğiniz zaman, yaptığınız toplantılar içerisinde vatandaşlar arasında içinden geçirip bunları söyleyenler olur. Ama bu sadece bana olmaz. Bu benim dışımda bizim benim diğer milletvekili kardeşlerime de belediye başkanı arkadaşlarıma da oluyor. Sizi seven vatandaşlar sizi böyle bir durumda görmek isteyebilir. Ama bu birkaç vatandaşın görmesiyle değil, genel ekseriyette çıkan araştırmalarda varsanız bir anlam ifade eder.
O araştırmalarda da varsınız…
Bu araştırmalarda olup olmadığımı ben bilmiyorum.
ORC anketinde adınız geçti…
ORC bizim genel merkezi temsil eden bir firma değil. O firmanın anketinde benim birinci çıkmış olmam, genel merkezin de anketinde birinci çıkmış olduğum anlamına gelmez. İkisi arasında çok ciddi farklılık var.