Video konferansla üniversite öğrencileri ile görüşen Kılıçdaroğlu, bir öğrencinin “İYİ Parti ile olan ittifak devam edecek mi?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Bugünkü koşullarda siyasal partiler sağ ve sol pencereden olayları elbette kendi özgün koşulları içinde değerlendirebilirler, yorumlayabilirler, görüşlerini beyan edebilerler ama bugün Türkiye’nin birinci önceliği bu ülkeye gerçekten demokrasiyi getirmektir. Biz onu şöyle tanımlıyoruz; 29 Ekim 1923’te kurulan Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak.
Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağımız için demokrasiden yana olan bütün tarafları bir araya getirmek ve ortak hareket etmek zorundayız. Millet ittifakının varlık nedeni aslında bu demokrasi ihtiyacından kaynaklanıyor.”
‘Üretim endeksli politika izlenmeli’
Üniversiteden mezun olacak öğrencilerin iş kaygılarına yönelik bir soruyu da yanıtlayan Kemal Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: “Herkesin çalışma hakkı var. Çalışma alanlarını yaratacak olan siyasal iktidarın izleyeceği politikalardır. Üretim endeksli bir politika izlerseniz yani her alanda üretimi gerçekleştirirseniz istihdam sorununu da aşmış olursunuz. Yani işsizliği büyük ölçüde küçültmüş olursunuz. Ama üretimi değil de tüketimi öncelerseniz o zaman işsizlik doğal olarak artacaktır. Türkiye’de maalesef üretim pek çok alanda gözardı edildi. Benim aklıma bile gelmezdi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin saman ithal edeceği.”
‘Bütün belediyelerimiz başarılı’
CHP’nin kazandığı büyükşehirlerde en başarılı olarak hangi belediye başkanını gördüğü sorulan CHP lideri “11 büyükşehir belediye başkanımızın tümü de başarılı. Bunu büyük bir samimiyetle söylüyorum. Biz her ay düzenli olarak belediye başkanlarımızın performanslarını da ölçüyoruz.” dedi.
‘2008’den daha derin bir kriz geliyor’
Corona virüsü salgını sonrası ekonomik göstergelerle ilgili soruyu da cevaplayan Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “2008 krizinden daha derin bir kriz bizi bekliyor. Şu anda Merkez Bankasının rezervleri negatif. Böyle bir tablo hiç olmadı. Vergi toplayamayacak, maaşların ödenme süreci var, doları kontrol edemiyorlar, yanlış politika izliyorlar. Doları kontrol etmek için tuttu bütün dövizleri sattı Merkez Bankası. Dolayısıyla farklı bir tablo çıktı.
Bu tablodan çıkmanın yolu nedir? Bakın ben arkadaşlarıma şu talimatı verdim, önümüzdeki günlerde ilk yapacağınız iş bir israf raporu hazırlamaktır. Devlette israf. İsrafın boyutlarını bir görmemiz lazım.”
