CHP lideri Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dile getirdiği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da her konuşmasında değindiği ‘zillet, illet ittifakı’ söylemine tepki göstererek, “Kavga üslubunun doğru olmadığına inanıyoruz. Mesele hizmet yarışıysa sonuna kadar varız. Kavgaya ne gerek var” dedi.
Uşak’ta STK temsilcileriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
‘HESAP VERMEYEN BELEDİYE BAŞKANI, CEBİNE DÜŞÜNÜYORDUR’
– Belediye başkanı harcama yaparken bütün harcamalar için belde halkına hesap verecek. Bizi diğer belediyelerden ayıran temel unsur budur. Biz toplanan her kuruşun hesabını vermeyi onurlu bir görev olarak kabul ediyoruz. Bir belediye başkanı hesap vermiyorsa şundan emin olun o belediye başkanı cebini düşünüyordur. Demokrasiyi güçlü kılan unsur seçimle gelenin topluma hesap vermesidir.
— Bütçe görüşmelerinde asgari ücret 2200 lira olmalıdır dedim. Eğer yapmazlarsa bizim belediye başkanlarımız yapacak dedim. Bugün bizim belediyelerimizde asgari ücret net 2200 liradır. Uşak belediyesinde çalışan kardeşlerime seslenmek isterim. Sen 2 bin 20 lira değil de 2200 lira almak istiyorsan geleceksin CHP’nin adayına oy vereceksin. İyi de sizin beldiyelerde çalışanlar 1 Ocak’tan itibaren aldılar biz neden 1 Nisan’dan itibaren alıyoruz diyebilirsin. 1 Ocak’tan itibaren biriken asgari ücret farkını da belediyelerimiz ödeyecek.
‘ZİLLET İTTİFAKI’ SÖYLEMİNE TEPKİ: KAVGAYA NE GEREK VAR
— Biz zillet, illet demiyoruz. Kavga üslubunun doğru olmadığına inanıyoruz. Mesele hizmet yarışıysa sonuna kadar varız. Gelsinler İstanbul’u İzmir’i Tekirdağ’ı görsünler. Orada hizmet nasıl yapılıyor görsünler. Kavgaya ne gerek var.
— Sizden sadece bir şey istiyorum, sandığa giderken elinizi, vicdanınıza koyun. Başka bir şey istemiyorum. Benim sorumluluğum var mı var. Ama her birinizin tek tek sorumluluğu var. Sivil toplum kuruluşlarının, muhtarların hepimizin var. Ben sorumluluğumu yerine getirmeye çalışıyorum ama muhtar, ziraat odası, sanayi odası başkanının da çevresini aydınlatmak zorunda. Ben de burada bağırıp çağırabilirdim. Onlar karın doyurmuyor. Bağırmakla, çağırmakla bu işler olmuyor. Demokrasinin en temel vurgusu aklı kullanarak sandığa gitmektir.
‘GEREKİRSE GÜNÜN 24 SAATİ ÇALIŞIRIZ’
– Uşak adayımız kendisini Uşak’a adadığını söylüyor. Ona bir fırsat vermek sizin göreviniz. Beş yıl içinde farklı bir Uşak,, kırsalla kent arasında gelir dağılımının dengeli büyüdüğü bir Uşak, esnafın kepenk kapatmadığı bir Uşak. Kepenk kapatmakta Türkiye’de birinci Uşak. Ne olacak bu esnafın, çiftçinin hali. Ben size düşünerek sandığa gidin derken bunları ifade etmek istedim. Hepinize görevler düşüyor. Ve Türkiye bütün bu krizleri aşabilir. Türkiye kendi ülkesine baharı getirebilir. Günün 24 saati çalışmaksa gerekirse günün 24 saati çalışırız.
