CHP Tunceli eski milletvekili Hüseyin Aygün, cumhurbaşkanı adaylığını açıklayan Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’yle arasında geçtiğini iddia ettiği bir konuşmayı anlattı.
Buna göre İnce, Aygün’ün PKK’lılarca kaçırılmasını kullanıp nüfuz elde etmesi gerektiğini savunmuş.
Hüseyin Aygün, CHP’den milletvekiliyken PKK tarafından 12 Ağustos 2012’de kaçırılmış, iki gün sonra da serbest bırakılmıştı.
Bu süreci hatırlatan Aygün, Muharrem İnce’nin odasına gelerek anlattıklarını Twitter’dan paylaştı.
‘Bir Muharrem İnce hikayesi’
Aygün’ün mesajları şöyle:
*Bir Muharrem İnce hikâyesi… 12 Ağustos günüydü, Ovacık’ta halkla buluşmadan dönüyordum. AKP’nin ‘müzakere’ adı altında alenen desteklediği PKK mensupları, Ortinig altında önümü kesti, silah zoruyla dağa götürüldüm. Sene 2012 idi. Geniş tepkilerden ötürü maceram 48 saati geçmedi.
*Serbest kaldım, evime döndüm, sonra parlamentoya. Odamda masamın üstüne yığılmış mektuplarla karşılaştım. O 48 saat içinde yazılmışlardı. Hepsi de, beni sevdiklerini, sağ-salim döneceğimi söylüyorlardı. Elbette sadece mektuplar değil; ülkenin her yerinden gelen insanlar vardı.
‘Pişman ve hayal kırıklıklarıyla doluydu’
*Geçmiş olsuna gelenlerden biri de Muharrem İnce idi. O zamanlar CHP grup başkanvekili idi. “Arkadaş bana bir kahve söyle” dedi, elinde sigarası vardı. Sesi, üzgün, pişman ve hayal kırıklıkları ile doluydu.
*Kahvesini içti ve gözlerimin içine bakıp bana, “Arkadaş, tarih sana hiç kimseye vermeyeceği bir fırsat verdi. ‘Teröristler beni şöyle kaçırdılar, ben şöyle direndim, böyle karşı çıktım, vatan-millet’ deseydin, şimdi filmin çekilirdi, kitaplar yazılırdı hakkında. Ama sen bu şansı kullanamadın” deyiverdi.
*Ben sadece, “Böyle bir üne ihtiyacım yok, Kürt sorununun nasıl çözüleceği, kanın akmasının nasıl duracağı benim için daha önemli” benzeri sözcükler ettim.
‘İznini almam gerekirdi’
*Bu anı elbette ‘kişisel’ ve Muharrem’in iznini almam gerekirdi, bundan ötürü eleştirilmem haklı da olur.
*Ancak 2018’de -velev ki- CHP cumhurbaşkanı adayı olmuş, seçim gecesi olan-bitene dair dahi seçmenlerine makul bir açıklama yapamamış, ertesi günden başlayarak ‘ünlü olma kavgası’nı devam ettirmiş ve sadece partisine değil, kocaman ülkeye de büyük zarar vermiş bir karakter ile karşı karşıyayız (Bu ‘karakter’in harcında CHP genel merkezdeki yöneticilerin de epey katkısı var.)
*Bu yüzden anlatmam, Muharrem ile özel bir konuşmayı ifşa ettiğim için hiç ‘etik’ değil; -en sert eleştiri de kabulümdür- ama kabul edelim ki bu diyalog ülke ve toplum için epeyce yararlı ve gerekli.
‘Severler böyle işleri’
*Muharrem, bu korkunç tavırlarını, şurada iki aydan az zaman kalmış bir hayati seçim öncesi de sürdürmeye -hepimizin gözleri önünde- üstelik hiç çekinmeden devam ediyor. Bu ‘arkadaş’, CHP’ye döner mi, mümkün, ilk tura girip sonra mı döner, hiçbir tahminim yok.
*Yeniden grup başkan vekili ve hatta genel başkan bile olur, bu adamlar severler ‘böyle işleri.’
*Ezcümle Muharrem’in tüm gündemi kendisidir. Ve başta CHP olmak üzere Türk siyaset sahnesindeki tüm partiler böyle adamlarla doludur. Ayhan’a (Bilgen) baksanıza, şimdi AKP kapılarında imiş.
*Bu ülkeye, halkı ve ülkesi için yaşayan, mücadele eden, -eğer yararı varsa- parlamentoya da namzet olan kadınlar, gençler, ‘adamlar’ lazım. Ve halk böyle partileri, kadınları, adamları desteklerse bir şeyler değişir.