2023 Bütçesinin genel kurulu süreci başladı.
2023 yılı bütçe teklifi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaklaşık 250 saatlik mesainin sonunda Genel Kurul’a sevk edildi.
Bütçenin 12 gün sürecek Genel Kurul süreci bütçenin geneli üzerindeki görüşmeler işe başladı. Bütçenin ilk gün görüşmelerine AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan, Mithat Sancar hazır bulundu.
Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı sosyal konut hamlesi ile 2023-2028 yılları arasında üretilmesi planlanan 500 bin sosyal konut, 1 milyon konutluk arsa ve 50 bin iş yeri kampanyasını başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, sosyal destek miktarlarını yükseltip yaygınlaştırarak ihtiyaç sahibi tüm vatandaşları, “insanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıyla kucakladıklarını söyledi.
Temel hak ve hürriyetleri bu dönemde de güçlendirdiklerini, kadınlar için pozitif ayrımcılık ilkesini benimsediklerini, Türkiye’yi turizmde zirveye taşıma hedefine bir adım daha yaklaştıklarını dile getiren Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde her alanda Türkiye’yi yükseltmeye devam edeceklerini belirtti. Fuat Oktay, “Büyük Türkiye idealini gerçekleştirmek için iddia sahibi olmanız ve bunu gerçekleştirecek tecrübeye sahip olmanız gerekir. Biz hem bu iddiaya, hem bu tecrübeye sahibiz” diye konuştu.
Salgın süreciyle birlikte küresel tedarik zincirlerindeki değişim ve oluşan yeni eğilimlere karşı her ülkenin kendine özgü politikalar geliştirdiğini anlatan Oktay, değişen koşullar altında yerli ve milli üretimi öncelediklerini, Türkiye’yi güçlü bir üretim ekonomisi haline getirecek tedbirleri aldıklarını ifade etti.
Finansal istikrarı güçlendirecek politikaları da hayata geçirdiklerini söyleyen Oktay, şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz yılın aralık ayında uygulamaya koyduğumuz Kur Korumalı Mevduat ve Katılma Hesabı (KKM) şüphesiz öngörülebilirliği önemli ölçüde artırarak finansal istikrarımızı güçlendirmiştir. KKM ile birlikte devreye aldığımız destekleyici enstrümanlar sayesinde döviz kurlarındaki dalgalanma en aza indirilmiş, döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduatlardaki payı önemli ölçüde gerilemiş ve TL mevduatların ortalama vadesi uzamıştır. Bu süreçte, katma değerli üretimi, istihdamı, yatırımları ve ihracatı odağa alan politikalarımızı selektif kredi yaklaşımıyla pekiştirdik ve öncelikli sektörlerimizin finansmana erişimini güçlendirdik. Hazine Destekli Kefalet Sistemi ile firmaların işletme giderlerini karşılamak, yatırım, ihracat ve imalatı teşvik etmek üzere yaklaşık 70,4 milyar liralık kredi imkanını işletmelerimizin kullanımına sunduk ve ayrıca tarım ve inşaat sektörüne 41,8 milyar liralık ilave kredi imkanı sağladık.”
‘İhracatçılara ve turizmcilere 150 milyar lira kredi verildi’
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, kredi garanti kurumlarına aktarılabilecek yasal kaynak tutarını 50 milyar liradan 100 milyar liraya çıkardıklarını, ihracatçılara ve turizmcilere 150 milyar liraya ulaşan uygun maliyetli ve uzun vadeli kredi imkanı verildiğini vurguladı.
2023 yılında Hazine Destekli Kefalet Sistemi kapsamında 5 kefalet paketinin yürürlükte olmasının öngörüldüğünü aktaran Oktay, işletmelerin finansmana erişimini kolaylaştırmak için sistemi aktif şekilde kullanmayı sürdüreceklerinin altını çizdi.
Üretimi ve istihdamı teşvik edecek, ihracatı artıracak ve katma değerli yatırımların önünü açacak kredilerin, enflasyonist baskı oluşturmayacak şekilde, reel sektöre yönlendirilmesini sağladıklarını anımsatan Oktay, “KOBİ, esnaf ve tarım kredileri gibi krediye erişim imkanı nispeten sınırlı olan kesimlerin, finansman maliyetlerini azaltıcı ve uzun vadeli imkanlara kavuşarak faaliyetlerini sürdürülebilir bir yapıda devam ettirmelerini amaçlıyoruz.” sözlerini sarf etti.
Bu yıl gerçekleşen 1,8 trilyon liralık ticari kredi artışının yüzde 35’inin imalat sanayisinden, yüzde 19’unun ise toptan-perakende ticaret sektörlerinden kaynaklandığına işaret eden Oktay, ihracat kredilerinin yıl sonuna göre yüzde 98’lik artışla ticari kredilerin genel büyümesinin oldukça üzerinde performans gösterdiğini aktardı.
Oktay, TL cinsi yatırım ve ihracat kredilerinde de olumlu gelişmeler görüldüğünü, bu kredilerin toplam TL ticari kredilerindeki payının 2022 yılında yüzde 10’dan yüzde 19’a yükseldiğini anlattı.
Küresel ekonomideki yavaşlama eğilimi sorunlarına da değinen Oktay, şöyle devam etti:
“Dünyada giderek belirsizliklerin ve risklerin arttığı bu süreçte, kaynak ve güzergah çeşitliliği anlamında sıvılaştırılmış doğal gaz konusunda yaptığımız yatırımlar, yer altı gaz depolarındaki sayı ve kapasite artışları, yenilenebilir enerji yatırımlarımız sayesinde, enerji arz güvenliği sorununu en az hisseden ülkelerden biri olduk. Yine de enerji arz güvenliğimizi sürdürmek ve daha rekabetçi fiyatlardan enerji temin edebilmek için ithalat güzergahlarımızı çeşitlendirme noktasında başta Azerbaycan olmak üzere kaynak ülkelerle görüşmelerimizi sürdürüyoruz. En kısa sürede Meclisimize sunulması öngörülen İklim Değişikliği Kanunu ile 2053 yılı net sıfır emisyon hedefimize ulaşmamız için gerekli hukuki ve güçlü altyapıyı da kuracak, sürdürülebilir kalkınma yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz.”
‘Türkiye’yi hedeflerine en sağlıklı şekilde ulaştırmayı amaçlıyoruz’
Fuat Oktay, Türkiye’yi 2023-2025 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program ile hedeflerine en sağlıklı şekilde ulaştırmayı amaçladıklarını belirterek, “Bu kapsamda temel hedeflerimiz; ihracatın öncelendiği, üretim kapasitesinin ve yatırımların artarak sürdürüldüğü, istihdamı destekleyici, rekabetçilik ve verimlilik odaklı ekonomimizin temelini daha da kuvvetlendirmektir.” dedi.
İşsizlik oranının kademeli olarak gerileyerek 2025 yılında yüzde 9,6 seviyesinde gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini söyleyen Oktay, “Sürdürülebilir kalkınmaya yönelik yatırım-istihdam, üretim-ihracat hedefleri doğrultusunda reel sektöre uygun finansman sağlanması yoluyla üretim gücümüzü koruyacak, arz yeterliliği ve cari dengede kalıcı iyileşmeyi sağlayacağız. Liralaşma stratejisi çerçevesinde hane halkı ve firma bilançolarında Türk lirası payının artarak para ikamesinin ortadan kalkması, fiyatlama davranışlarının normalleşmesi ve güçlü kurumsal yapıyla birlikte enflasyon beklentileri iyileşecek, dönem sonunda enflasyon oranı tek hanelere düşürülecektir.” ifadesini kullandı.
Program döneminde, cari işlemler açığının kademeli bir şekilde azaltılmasını hedeflediklerini aktaran Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu kapsamda katma değerli üretimi artırmak, yenilenebilir enerjinin payını daha da yükseltirken enerji teknolojilerini yerli ve milli imkanlarla geliştirmek, elektrik motorlu araç endüstrisi ve mobilite ekosistemini hayata geçirmek, dijital ekonomiden daha fazla pay almak ve işgücünün niteliklerini iyileştirmek için kapsamlı politikalar uyguluyoruz. Diğer yandan, 2023 başında Karadeniz’deki doğal gaz çalışmalarının tamamlanması ve yeni rezervlerin keşfi ile enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmayı ve cari işlemler dengesi ile dış finansman ihtiyacı üzerindeki baskıyı daha da aşağı çekmeyi hedefliyoruz. Artan jeopolitik riskler nedeniyle uluslararası finansal piyasalarda yaşanan oynaklıklar ve artan belirsizlikler doğrultusunda yüksek seyreden borçlanma maliyetlerine rağmen dış finansmana erişim hususunda sorun yaşamamaktayız. Bütçenin özellikle gelir tarafında gösterilen başarılı performans sayesinde bütçe açığı, tahminin 43,5 milyar lira altında olmuştur.”
Sayıştay raporlarında eleştirilen konuların kamu idarelerince yerine getirilmesini sağlamak amacıyla Cumhurbaşkanlığı koordinasyonunda hem Strateji ve Bütçe Başkanlığında hem de Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde çalışmalar yürütüldüğünü vurgulayan Oktay, “Bu birimlerimizce her bir Sayıştay bulgusu üzerinde gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Eleştiri konusu bulguların yerine getirilmesini sağlamak amacıyla hem personel eğitim çalışmaları hem de ön mali kontrolü sağlamaya yönelik bilişim sistemleri oluşturulması çalışmaları devam etmektedir.” bilgisini paylaştı.
Oktay’ın sunumundan öne çıkan başlıklar şöyle:
100 yılın bütçesi ile bölgemizde barışı ülkemizde dayanışmayı birliği sağlayarak yeni destanlar yazmaya devam edeceğiz.
Önümüzdeki dönemde, küresel risklerin başında Avrupa’nın enerji sorunu yer almaktadır.
İçinde bulunduğumuz kış mevsiminde Avrupa’nın enerji açığının, küresel büyüme açısından endişe kaynağı olmaya devam edeceği anlaşılmaktadır. Bu durum gelişmiş ekonomilerde hane halklarının ve şirketlerin enerji giderlerinin bir süre daha yüksek seyretmesini beraberinde getirebilecektir.
Ülkemiz enerji şoklarının asgari düzeyde tutulması için bölgesel bir enerji merkezi olma yönünde de mesafe almaya kararlılıkla devam etmektedir.
Jeopolitik sorunların ve küresel durgunluk endişelerinin gündemi meşgul etmeye başladığı 2022 yılının genelinde Türkiye ekonomisinin OVP tahminlerimizle uyumlu olarak yüzde 5 civarında güçlü ve dengeli bir büyüme sergilemesi beklenmektedir. Böylece Türkiye mevcut dönemdeki zorlu sınamalara rağmen hedeflerine ulaşma kararlılığını sürdürecektir.
Enflasyonist dinamikler yakından incelendiğinde, yılın ilk çeyreğinde ortalama yüzde 7 civarında olan aylık enflasyonun, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 5 ve yılın üçüncü çeyreğinde ortalama yüzde 2,3 seviyesine gerilediği görülmektedir. Diğer bir ifade ile yılın ikinci yarısında aylık enflasyonların yılın ilk yarısına göre belirgin şekilde gerileme eğilimine girdiği gözlenmektedir.
KAYNAK: SPUTNİK – OSMAN NURİ CERİT