Komisyon Başkanı AKP Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, kurum ve uzmanları davet ederek teknoloji bağımlılığının etkilerinin incelenmesi konusunda yardım alacaklarını söyledi. “Bazı bağımlılık türlerinden kurtulmak için bir tecrit süreci gerekiyor” diyen Avcı, “Askerlik bunun için iyi bir fırsat olabilir” dedi. Avcı, askerde teknoloji bağımlılığına ilişkin olarak kişilerin eğitilmesi konusunda öneride bulundu.
AKP Eskişehir Milletvekili Bilişim Teknolojileri Bağımlılığı Araştırma Komisyonu Başkanı Nabi Avcı başkanlığında yapılan son toplantıda bazı konuşmalar şöyle:
BAŞKAN – Bir, kimleri konuşturacağımızdan önce hangi konuları konuşmak üzere kimleri davet edeceğimize bakalım. Dolayısıyla önceliğimizi temalara atfedelim. Olabilir, bunu yapabiliriz. Yalnız şunu her hâlükârda bizim geçen toplantıda Komisyonumuzun adının bu kadar uzun olmasıyla biraz dalga geçtik ama şimdi burada işimize yarıyor. Komisyonumuzun adı Bilişim Teknolojileri Bağımlılığının Etkilerinin İncelenerek Olası Zararlarının Bertaraf Edilmesi ve Bu Teknolojilerinin Kontrollü Kullanımının Sağlanması İçin Yapılması Gerekenlerin Saptanması.
Şimdi, misyon o kadar net tanımlanmış ki burada yani çağırdığımız adam elektrik idaresinden bile gelse bu kısıtlar, bu çerçevede konuşmak zorunda.
Dolayısıyla biz davet ettiğimiz, edeceğimiz her kuruma ve uzmana “Tamam, siz Sağlık Bakanlığı olarak çok güzel işler yapıyorsunuzdur, acayip akademik çalışmalarınız vardır filan ama bizim sizden bugün istediğimiz yarım saatte bize teknolojileri bağımlılığının etkilerinin incelenmesi, olası zararlarının bertaraf edilmesi için siz ne yapıyorsunuz veya ne yapabiliriz? Bize bunu anlat kardeşim.” diyeceğiz. Yani onları…
Komisyon Başkanı olarak böyle Hoca seçmenin bir şeyi var.
AHMET SORGUN (Konya) – Avantajı var
BAŞKAN – Avantajı ve tehlikesi. Lafı da uzatırlar, çağrışımlara kapılırlar ama bunu söylemeden geçemeyeceğim: Şimdi, David Lodge diye bir romancı var, David Lodge. Hep akademik dünyayla ilgilidir romanları, Türkçeye de çevrildi, çok güzel de çevrildi. Onun bir rom anı “Londra Kulesi Yıkılıyor” filan gibi galiba çevrildi. Orada efsanevi bir müzmin talebeden bahsediyor, doktora talebesi, yirmi senede falan doktora yapacağı… Güya tez belirleyecek. Vardır ya üniversitelerde böyle kaşarlanmış şeyler, o da onlardan biri, “George” diyelim adını. George yirmi senedir durmadan çalışıyor, hazırlık yapıyor, bir gün bir tez yapacak ama tezin konusu bile daha belli değil filan. Sonra bir haber yayılıyor, diyorlar ki George nihayet konuyu belirlemiş ve ilk cümleyi yazmış. Konu neymiş? Konu Victoria dönemi İngiliz romancılığında kadın, konu buymuş. İlk cümle neymiş? İlk cümle “…ve Allah Adem ile Havva’yı yarattı.” Yani oradan başlıyor.
Şimdi, bizim akademisyenlerde, akademiklerde böyle bir hastalık vardır. Kardeşim biz senden sadece bu dertle biz nasıl mücadele ederiz, bunu istiyoruz. Bize internetin tarihini anlatmaya kalkanlar olabilir, kendi kurumsal faaliyetlerinin propagandası manasına gelebilecek dökümler getirebilirler. Biz bunları istemiyoruz. Onun için baştan, müsaade ederseniz ben hepimizin adına biraz da yaşıma filan da güvenerek o arkadaşlara önceden “Kardeşim biz sizden sadece şunu istiyoruz: Öteki bütün o mütebahhir malumatınızı ve birikiminizi takdir ediyoruz ama bize bugün bu lazım ve yarım saatte.” diyeceğim. Bunun için aksi takdirde sadece temaları belirlemek bile bizi kurtarmaz çünkü camilerde de okullarda da talebe ne derse desin hoca bildiğini anlatır. Onun için onlara bildiklerini değil, bizim istediğimizi anlattırmak için ister tematik sıralama yapalım. Şimdi yapalım onu, yine ben…
Makul. Ama işin içine böyle tanımları falan sokarsak… Yani bilişim teknolojileri ne demek? Mesela burada başlarsak işin içinden çıkamayız. Kraliçe Victoria dönemine gelemeyiz. Onun için bunun bilindiğini varsayacağız. Sağlık Bakanlığının başta olmasının sebebi şu: Bağımlılık hakikaten hepimizin duyduğu… Bir ara… Hâlâ devam ediyor zannediyorum, Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu vardı. İşte Başbakan yardımcısı, Millî Eğitim Bakanı, Sağlık Bakanı falan filan; ben de o kurulun üyesiydim.
Orada mesela hep bu dertle mücadele etme… Tanımlar, tarihler… Yani biz pratik,somut ne yapacağız? Bizim Komisyonun görevi… Zaten üç ay vermişler, iyi de etmişler yoksa biz bunu kıyamete kadar tartışırdık. Onun için yine Sağlık Bakanlığının temsilcisi gelsin, bize bu özel bağımlılık türünü, teknoloji bağımlılığını… Tabii, öteki tür, asıl uyuşturucu bağımlılığına göndermeler yaparak anlatacaktır herhâlde ama biz önce teknoloji bağımlılığının semptomlarını, ortaya çıkışını filan ondan bir görelim. Sonra etkilerinin incelenmesi, o bize anlatsın.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) – Sayın Başkanım, bilemiyorum, konuyu çok mu detaylandırıyorum ama konunun bir millî güvenlik boyutu da var mı diye düşünmeden edemiyorum.
BAŞKAN – Var.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) – Çünkü Kamil Beyefendi’yle beraber NATO Parlamenterler Asamblesi toplantılarına katılıyoruz. Oradaki ana konulardan biri bu, siber tehdit ve bu siber tehdit yalnızca bir bloktan gelmiyor, farklı iki bloktan geliyor, bir Batı’dan, bir Doğu’dan bu tip tehditler geliyor bu yolla, bilişim teknolojileri yoluyla geliyor ve hem kafalar karışıyor hem bu bağımlılık yoluyla devamlı insanları gözü siyah camda, siyah ekranda.
Bunun bir bilgi güvenlik boyutu da var ve benim bildiğim kadarıyla Genelkurmayımızda bununla ilgili alınan önlemler de var. Bununla ilgili de bir sunum ihtiyacı olabilir mi diye bir teklif etmeden geçemedim .
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Çok doğru. Yani hem bu tarafı var işin, benim daha sonra kimleri çağıralım konuşmasına geçildiği zaman önereceğim şeylerden bir tanesi tam buydu. Genelkurmay Doktrin Başkanlığından birilerini çağıralım. Hem bu konu hem de bazı bağımlılık türlerinden kurtulmak için bir tecrit süreci gerekiyor, askerlik bunun için iyi bir fırsat olabilir deniliyor. Dolayısıyla gençlerin askerde eğitilmesi konusunda da onları dinlemek veya onlara bir şeyler anlatmakta fayda olabilir.
Şimdi, şöyle yapalım, tatavaya girdik: Biz kurum ve kişi önerilerimizi yapmaya başlayalım. İşte Naci Bey şimdi hemen Genelkurmayı veya askerleri bu işin içine katmamız gerekir, onları dinlememiz gerekir, onlara da birtakım görevler yüklememiz gerekir dedi, doğru. Böyle ister kurumsal olarak ister şahsen tanıdığımız bu konularla ilgili çok bir uzman arkadaşımız vardır, onu dinlemeyi önerebiliriz. Ayrıca o çocukları dinlememiz gerekiyor. Bir de bu konularda tedavi gören, diyelim deyim yerindeyse, bu konularda mağdur olan çocukları da örnek olarak “case study” olarak onları da… Tabii, bunu pedagoglarla filan konuşmamız lazım. Böyle bir yerde mi dinlememiz uygun olur, bunların hekimlerini mi dinlemek daha şey olur, çocuğun kendisinden çok velisini, hekimini mi dinlemek daha doğru olur; onları o uzmanlar bize söylerler ama her hâlükârda biz asıl hedef kitlemiz olan onların da bu işlerdeki yerini iyi bilmemiz lazım.
KAYNAK: T24 – HÜLYA KARABAĞLI
