Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Duran Tok, antibiyotiğin ancak doktor tarafından verilmesi gerektiğini belirterek, “Eğer önlem alınmazsa, antibiyotik direnci insanlık için felaketle sonuçlanabilir” dedi.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Duran Tok, “18 Kasım Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü” dolayısıyla antibiyotik kullanımı hakkında bilgi verdi.
Antibiyotiğin insanlık tarihinin en önemli keşiflerinden biri olduğunu belirten Doç. Dr. Duran Tok, “Antibiyotik çağı, Alexander Fleming’in, 1928 yılında penisilini keşfetmesiyle başladı. Antibiyotikler, başta bakteriler olmak üzere çeşitli mikroorganizmaların gelişimini engelleyen ve ortadan kaldıran kimyasal maddelerdir. 20’nci yüzyılın ikinci yarısından itibaren, insanoğlunun başta zatürree, frengi ve menenjit olmak üzere birçok hastalıklara karşı artık önemli bir silahı vardı” ifadelerini kullandı.
“Hasta almamalı, hekim vermeli”
Doç. Dr. Duran Tok, antibiyotiğin doğru kullanımına ilişkin şu bilgileri verdi; “Halkımız antibiyotiklerin ateş düşürmediği, yorgunluğu gidermediği, ağrıyı dindirmediği, soğuk algınlığı, nezle, Covid-19, grip, domuz gribi gibi viral hastalıkları iyileştirmediği, kısacası virüslere karşı etkili olmadığı konularında ikna edilmelidir.
Gereksiz antibiyotik kullanımı halinde bakterilerin bu antibiyotiğe karşı direnç geliştirebileceği hatta birçok antibiyotiğe karşı dirençli mikropların ortaya çıkması sonucunda, tıpkı antibiyotik öncesi çağlardaki gibi hastalıkların çok daha ölümcül seyredebileceği konusunda bilinçlendirilmelidir.
Antibiyotiğin hasta tarafından alınan değil de hekim tarafından verilen bir ilaç olduğu, hekim reçete etmedikçe kullanılmaması gerektiği konusunda uyarılmalıdır. Antibiyotiklerin etkili ve verimli olabilmesi için uyulması gereken 4 altın kural vardır. Doğru antibiyotik, doğru zamanda, doğru dozda ve sıklıkta ve doğru sürede kullanılmalıdır” şeklinde konuştu.
“Günümüzün en önemli sağlık sorunu”
Antibiyotik direncinin günümüzde büyük bir sorun haline geldiğini vurgulayan Doç. Dr. Tok, şunları söyledi: “Antibiyotik direnci öyle büyük bir sorundur ki; 2016 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantılarında ana gündem maddelerinden biri olmuş ve o dönemde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, ‘Dirençli bakteriler sürdürülebilir büyüme hedeflerini sekteye uğratıyor’ diyerek konuyu ekonomik yönden ele alarak dünya gündemine taşımıştır.
Sadece ekonomik değil, sağlık yönüyle bakıldığında ise eğer önlem alınmazsa antibiyotik direncinin felaketle sonuçlanacağı hiç de sürpriz olmayacaktır. Günümüzde antibiyotikler hakkında en çok merak edilen sorulardan biri, ‘Yoksa bu bakteriler karşılaştıklarında antibiyotiğe alışıyor mu?’. Tabi ki alışma veya aldırmama diye bir durum yok. Örneğin, vücudun bir bölgesinde bulunan hastalandırıcı özelliği olan 10 milyar bakteri olsun. Antibiyotik kullandığımızda yüzde 99,9’u dahi ölse ve sadece çok az sayıda bu antibiyotikten etkilenmeyen bakteriler canlı kalsa bu enfeksiyon klinik olarak düzelebilir. Hasta kendini iyi hisseder.
Ancak o az sayıdaki dirençli bakteri çoğalıp kısa sürede tekrar 10 milyara ulaştığında oluşan enfeksiyondaki bakteriler artık söz konusu antibiyotiğe dirençli bir enfeksiyon oluşturur. Bu durum birçok antibiyotiğin tekrar ve gereksiz kullanılmasıyla bizi antibiyotiklere dirençli enfeksiyonlara doğru sürükler. Kullanımdaki bütün antibiyotiklere dirençli enfeksiyonlar ise tam bir felakettir, bizi adeta antibiyotik öncesi çağlara götürür.“