Bir süredir Türkiye’de yaşayan ve 20 yıldır Türkiye’den haberler yapan Yunanistanlı gazeteci Evangelos Areteos, Türkiye’den sınır dışı edildiğini açıkladı.
Perşembe günü saat 18:00’de Brüksel’den İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanına indiğini belirten Areteos, burada kendisini polislerin karşıladığını söyledi. Sohbet adı altında yaklaşık 7 saat sorgulandığını belirten Areteos, sorgunun ardından cuma günü 09:40 uçağıyla geldiği Brüksel’e gönderildiğini duyurdu.
Areteos, sınır dışı edilmesiyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, “Tokalaşmamız şaşırtıcı derecede sıcak. Şaşırdım ve bir an için içimi bir duygu dalgasının kapladığını hissettim. Bu benim İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda beni durduran polislerden biriyle, beni sınır dışı edilmek üzere havaalanında tutulanların kaldığı odaya bırakmadan önce Türkiye’deki son tokalaşmam” dedi.
TÜRKİYE’NİN GÜNEYDOĞUSU VE SURİYE’YE YAPTIĞIM YOLCULUKLAR…’
Areteos, açıklamanın devamında şunları söyledi: “Sekiz yıl boyunca Türkiye’de yaşadığım, seyahat ettiğim ve çalıştığım yirmi üç yılın ardından, Türk makamları kamu düzeni gerekçesiyle beni sınır dışı etmeye ve geri dönmemi yasaklamaya karar verdi.
Beni havaalanında, -şaşkınlığımı da hoş görüp, nazik ve anlayışlı davranarak- tuttukları gece sordukları sorulardan anladığım kadarıyla ana neden, Türkiye’nin güneydoğusuna ve 2015 yılında Suriye’nin kuzeyine yaptığım bir seyahat ile Türkiye’nin geri kalanına yaptığım yolculuklardı.
Bunun yanı sıra, Türk devletinin şüpheli gördüğü kişilerle olan temaslarım ve bölgedeki gelişmeleri takip eden bir WhatsApp grubu aracılığıyla edindiğim, Suriye’nin kuzeyindeki Kürt faaliyetleriyle ilgili cep telefonumdaki fotoğraflar. Her haberci ve gazeteci gibi ben de bu tür haber ve fotoğrafların alıcısı olmuş oldum.
‘TÜRKİYE’Yİ ANLAMAK İÇİN ANAHTAR KONULARDI’
Seyahatlerimi ve toplantılarımı asla saklamadım. Ne de olsa, ilgili Türk ajansından kart almış akredite bir gazeteciydim. Sadece Güneydoğu Anadolu’da değil, ülkenin dört bir yanında yaptığım bu gezilerde, yıllar boyunca çalıştığım medyada yayınlanan günlük raporlar hazırladım.
Bu sayede, Türkiye’de resmi olarak akredite edilmiş bir gazeteci olarak ele aldığım siyasi gelişmeler ve dış politika konularının yanı sıra ülkedeki toplum ve sosyal değişimlere odaklanan iki kitap ve bir dizi analiz yazdım. Muhafazakâr vatandaşlar ve seçmenlerden Kürtlere, kadın modasından müziğe kadar tüm bu toplumsal değişim yelpazesi, Türkiye’yi daha iyi anlamak için her zaman anahtar olarak gördüğüm konulardı.
‘TÜRKİYE’DE KENDİMİ EVİMDE HİSSETTİM’
Mesleki hayatıma yön vermesi gerektiğini düşündüğüm temel ilke, Yunan ve Kıbrıs medyasında çalışan bir gazeteci olarak Türkiye’nin daha objektif bir resmini Yunanistan ve Kıbrıs’a elimden geldiğince aktarmaktı. Kötülemeler, basitleştirmeler ve önyargılardan uzak. Barışa hizmet ettiğime ve bu ülkelerle Türkiye arasında iyi ilişkiler geliştirmek için üzerime düşeni yaptığıma dair derin bir inançla. Ve siyasi inançları ve geçmişleri ne olursa olsun, ülkeye ve tüm insanlarına derin bir saygı ve sevgiyle.”