Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin gazetecilerin işini yapmasını zorlaştıran vize uygulamalarına son vermesi için çağrıda bulundu.
T24’e konuşan TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, Türkiye ile AB ülkeleri arasında yıllardır sürdüğünü belirttiği vize sorununun TGC üyelerinin ve tüm gazetecilerin mesleklerini yapmalarını engelleyen ağır bir soruna dönüştüğünü ifade etti. Gazetecilerin haber yapmak için bulunduğu birçok Schengen vizesi başvurusunun reddedildiğini, olumlu dönüş alan birçok kişiye de kısa süreli vizeler verildiğini vurgulayan Güneş, “Biz Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak tüm ziyaretlerde ve görüşmelerde konuyu konsolosluklara ileterek meslektaşlarımızın vize taleplerine olumlu yanıt verilmesi için acil çözüm üretilmesini istedik” diye konuştu.
Güneş, “AB ülkelerinin temsilcilikleri bir an önce gazetecilik faaliyetini engelleyen bu ayrımcı tavırdan vazgeçmeli ve gazetecilerin vize taleplerine olumlu vermelidir” dedi.
ÇDG Başkanı Kıvanç El de Türk vatandaşlarının karşılaştığı vize problemlerinden gazetecilerin de nasibini aldığını söyleyerek, “Schengen ülkeleri elçilikleri her ne kadar tüm başvurulara benzer şekilde yaklaştıklarını ve süreçleri “hızlı” işlettiklerini beyan etseler de bu yaşanan gerçeklikten uzak olduğu açıktır” dedi. El, “Genel kanı ‘örtülü bir ambargo’ uygulandığı şeklindedir” ifadesini kullandı.
“Birçok gazeteci arkadaşımız ‘kişisel ilişkiler’i ile vize süreçlerine müdahil olup süreçleri hızlandırmaya çalışmaktadır” diyen El, “Bazı sorunlar çözülürken bazıları ise çözülememekte vize reddi ile karşılaşılmaktadır. Ancak elbette buna gerek kalmadan vize sorunu çözülmelidir” çağrısında bulundu.
“AB, gazetecilerin iltica edeceğini düşünen bir anlayışla hareket etmemelidir”
El, “Gazetecilerin kendi ülkelerine iltica edeceğini düşünen bir anlayışla hareket eden Avrupa ülkelerinin bu ‘genel anlayıştan’ kurtulmaları gerekmektedir. Zaten iltica etmeyi düşünen meslektaşımız varsa bunu usulüne uygun şekilde başvurusunu yapacaktır” dedi.
El, T24’e yaptığı açıklamada, “Bu noktada büyükelçiliklerin, konsoloslukların, özellikle de meslekleri gereği çok sık yurtdışına giden gazetecilere ‘önyargı’ ile yaklaşmayarak kolaylık sağlayan bir sistemi getirmeleri şarttır. Verilen vize süreleri konusunda 1 günlük, 3 günlük gibi komik uygulamalardan kaçınılmalıdır” diye konuştu.
Sarı basın kartı sahibi gazetecilerin gri pasaport almaya hakkı olduğunu belirten El, birçok gazetecinin sarı basın kartı almakta dahi zorlandığına dikkati çekerek şunları söyledi:
“Diğer bir konu ise gri pasaport konusudur. Basın kartı sahiplerinin yasa gereği İletişim Başkanlığı’na başvurarak bu hakkı kullanmaları ve Avrupa’ya işleri için vizesiz seyahat etmelerinde imkan bulunmaktadır. Ancak ‘basın kartı sahipleri’ noktasında İletişim Başkanlığı devreye girip gri pasaport sağlaması gerekirken onlarca meslektaşımıza hak ettikleri halde basın kartı vermeyip veya süreçleri uzatarak, gri pasaport haklarını da bir anlamda ellerinden almaktadır.”
Gazetecilere bedel mi ödetiliyor?
El, şöyle devam etti:
“Özetle; halkın haber alma hakkı için çalışan ve dolayısıyla da bir tür kamu görevi yürüten gazetecilerin engellemelerle karşılaşması, sebebi olmadıkları bir sorunun ve siyasi süreçlerin bedelini gazetecilere ödetme anlamına da gelmeye başlamıştır” diyen El, “İletişim Başkanlığı’nın basın kartı politikası yeterince engel çıkarıyorken vize sorunlarının yaşanması da gazetecilerin yaşadığı zorlukları artırmaktadır.”