BirGün’den Timur Soykan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın kurucuları arasında olduğu Türkiye Gençlik Vakfı’nın (TÜGVA) Iğdır temsilciliğinde 2016 – 2017 yıllarında bir taciz skandalının yaşandığını ve üzerinin örtüldüğünü yazdı. Soykan, “TÜGVA Iğdır İl Temsilcisi Ebubekir Öztürk’ün, MİT’çi olduğunu söyleyerek ilahiyat fakültesindeki çok sayıda kadın öğrenciyi kandırdığı ve taciz ettiği öne sürülüyor. Tacizin yazışmaları, ses kayıtları var ama TÜGVA zarar görmesin diye soruşturma bile açılmamış” dedi.
Timur Soykan, söz konusu tacizi yazısında şöyle aktardı:
2017’de Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi 3 kadın öğrenci, üniversitede öğretim üyesi olan rektör danışmanı Yrd. Doç. Dr. Osman Bayraktutan’un kapısını çaldı ve yaşadıklarını anlattılar. Delil olarak ses kayıtları, Ebubekir Öztürk ile yazışmalarının ekran görüntülerini verdiler.
“Kod adlarıyla hesaplar açarak bizlerle konuştu”
Öğrenci B.Ç. o dönem şunları söyledi:
“Bizi TÜGVA’ya Iğdır Üniversitesindeki hocalarımız yönlendirdi… vakıfta sadece bayan arkadaşlar görev yapıyordu. Kâğıt üzerinde isimleri olan erkek arkadaşları biz hiç görmedik. Ebubekir Öztürk kendisinin MİT personeli olduğunu ve Iğdır’da gizli bir görevde olduğu, bekâr olduğunu, vakıfta sadece perde görev yaptığını, kızlarla iletişim kurarak bilgi topladığını anlatıyordu. Bu şahıs kod adlarıyla hesaplar açarak bizlerle konuştu. Bana karşı ilgisinin olduğunu söyledi. Birçok arkadaşımız bu kişinin korkusundan yatay geçiş yapıp il değiştirmek zorunda kaldı… Birçok kız hakkında ilişkide bulunduğunu bizlere söyledi.”
Kendilerini kimsenin dinlemediğini anlatan B.Ç. “Bu kişi herkesin özel hayatıyla ilgili bilgilere sahip olduğu için kimse bize yardım etmedi. Osman Hoca’nın yanına gittik” dedi.
“Ağına düşürmek istediği kişilerin arkadaşlarından öğrendiği sırları kullanarak şantaj yoluyla…”
Osman Bayraktutan, 2017’de öğrencilerle görüştükten sonra TÜGVA genel merkezine şikâyet dilekçesi gönderdi. İl temsilcisinin kendisini MİT elemanı olarak göstererek öğrenciler üzerinde etki ve korku yarattığını anlatarak öğrencileri taciz ederken kullandığı yöntemleri ise şöyle sıraladı:
1- TÜGVA’nın maddi gücünü kullanarak burs verme yoluyla,
2- Yazılım mühendisi olması nedeniyle üniversitedeki başarısız notlara uzaktan erişim sağlayarak değiştirebileceği vaadiyle,
3- İstihbarattan veya gizli görevde olduğunu belirterek karşısındakilere korku iklimi oluşturarak.
4- Ağına düşürmek istediği kişilerin arkadaşlarından öğrendiği sırları kullanarak şantaj yoluyla,
5- Psikolojik baskı ve yöntemleri kullanarak etkileme yoluna gidip, düşünme ve akletme yöntemlerini tıkama yoluyla ağına düşürüp, çıkmasını da engellemektedir.
Öğrencilerden temin ettiği yazışmaların ekran görüntülerini de yazısına ekleyen Osman Bayraktutan şunları yazdı:
“Bu arkadaş evli ve iki çocuk babası olmasına rağmen kendisini bekar olarak göstermekte olduğunu ve her bir TÜGVA üyesi bayanı farklı açılardan kullandığını gördüm. Eğer dış görünüşü güzel bayansa bizzat kendisini kullanmakta.”
Teşkilat Koordinatör Yardımcısı disiplin incelemesi başlattı
Bu dönemde dilekçenin ulaştığı TÜGVA Genel Merkezi’nde Teşkilat Koordinatör Yardımcısı olan Ramazan Aydoğdu disiplin incelemesi başlattı.
“Basına yansımadan çözülsün”
Osman Bayraktutan da yazdığı şikâyet dilekçesinin sonunda Ensar Vakfı olayını hatırlatarak yaşananların sır kalması gerektiğini şu sözlerle anlatıyordu:
“Endişemiz şu ki, ‘Ensar Vakfı’nın bir kendini bilmezi tarafından yapılan eylem’ neticesinde hem Vakfa hem de Cumhurbaşkanımıza söylenenler ortadayken, TÜGVA gibi, Cumhurbaşkanımızın bizzat oğlunun kurduğu ve kendisinin de azami derece önem verip desteklediği bu vakfın adının ahlaki zafiyet noktasında dibe vurmuş bir insan tarafından lekelenmesidir. Kısa vadede, bu konunun basına ve diğer art niyetli kişilerin bilgisine yansımadan çözüme kavuşturulması elzemdir.”
“Tüm bu bilgiler, belgeler, raporlar, yazışmalar yıllarca bir sır olarak kaldı ve üstü örtüldü”
Soykan, aktardığı bilgilerden sonra yazısında, “Ancak tüm bu bilgiler, belgeler, raporlar, yazışmalar yıllarca bir sır olarak kaldı ve üstü örtüldü. Bir dönem sonra Ebubekir Öztürk’ün yerine başkası atandı. Olay soruşturulmadı, yargıya intikal etmedi” dedi.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.