Time dergisi, 2022’nin sonuna gelirken farklı kulvarlarda seçilen en’leri kapsamında “Yılın Kahramanları” unvanını İranlı kadınlara verdi.
22 yaşındaki Mahsa Amini’nin İran’da “başörtüsü kurallarına” uymadığı gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesi sonrası İran’ın dört bir yanında başlayan protestolar sürerken, Time dergisi, İranlı kadınları “Yılın kahramanları” olarak belirledi.
Time için İranlı kadınlara ilişkin yazıyı kaleme alan Azadeh Moaveni, 2017 yılında Vida Movahed’in Tahran’da bir elektrik kutusunun üzerinde beyaz başörtüsünü bir sopaya bağlayarak başlattığı sivil itaatsizlik eylemini hatırlattı. Moaveni, Movahed’in başlattığı eylemin kısa süre içinde çok sayıda İranlı kadın tarafından devam ettirildiğini aktardı.
Moaveni, İran’da yaşadığı yılları anlattığı yazısında “Devrim Sokağı Kızları” isimli eylemleri başlatanların milenyum kuşağı kadınları olduğunu, gelecek nesillere güçlü sivil itaatsizliğin adaletsizliğe karşı nasıl bir mücadele unsuru olabileceğini gösterdiklerini söyledi.
Moaveni yazısına şöyle devam etti:
“Bu genç kadınlar şimdi sokaklarda. Liderlik ettikleri hareket; eğitimli, liberal, seküler, yüksek beklentilerle yetiştirilmiş ve eğitim için seyahat, düzgün işler, hukukun üstünlüğü, Apple Store’a erişim, siyasette anlamlı roller, istediğini giyme ve söyleme özgürlüğü gibi bir normalliğe aç durumda. Kendilerinden önceki nesillerden oldukça farklılar. Bazen İranlıdan öte, uluslarötesi Z kuşağı gibi hissediyor. Veganlar, isimlerini İslam’dan uzaklaştırıyorlar, çocuk istemiyorlar. Sık sık onları bu kadar isyankar hale getirenin ne olduğunu düşünmüşümdür çünkü vahşi karakterleri 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından metro istasyonunda gözaltına alınıp hayatını kaybetmesinden önce de belirgindi.”
Azadeh Moaveni, İran’da 16 Eylül’den bu yana süren ve 300’den fazla insanın hayatını kaybettiği protestolarda gözaltına alınanların yaşlarının genç olduğunu vurguladı.
Moaveni, yazısını şu sözlerle sonlandırdı:
“İranlılar kökten değişim taleplerinin gerçekleştiğini görmek için neleri göze alıyor? Bu soru, İranlılar tarafından, eylemlerinin sonucuyla yaşayacak olan ülke içindekiler tarafından çözülecek. Şimdilik, İranlı kızların isyanının bölgesel ve daha geniş yankıları bundan daha sismik olamazdı. Kadına yönelik şiddetin endemik olduğu komşu ülkeler Irak ve Afganistan’da aktivistler, İranlı kız kardeşlerinin posterlerini astı. Dünya çapında, özellikle Avrupa ve Latin Amerika’daki feministler, İran’daki sonucu kendi mücadelelerinin öncüsü olarak görüyorlar. Hiç kimse, ne İran’daki yetkililer ne de dünya çapında kadın düşmanlığını bir siyaset markası haline getiren hükümetler, bir elektrik kutusunun üzerinde durup yalnız bırakılmayı talep eden bir kızın gücünü görmedi.”