Yılların gazetecisi Hasan Cemal, T24’teki köşesi için kaleme aldığı yazısında AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hakaretleri ve üslubunu değerlendirdi. Hasan Cemal, Erdoğan için “Yarım yüzyılı aştı siyaset izliyorum, ama Erdoğan kadar ağzı bozuk bir siyasetçi hatırlamıyorum.” diye yazdı.
Erdoğan’ın bugüne kadar kullandığı küfürleri ve harkaretleri sıralayan Hasan Cemal, “Bu küfürler, bu hakaretler bir “Cumhurbaşkanı”nın ağzından çıkıyor. Gerçekten hazin, acıklı… Seviye yerlerde sürünüyor. Anlaşılan o ki, Erdoğan’ın içinde kıvrandığı çıkmaz ya da çaresizlik diline vurmuş durumda…” ifadelerini kullandı.
Hasan Cemal’in T24’te “Küfürbaz!” başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Yarım yüzyılı aştı siyaset izliyorum. Erdoğan kadar ağzı bozuk siyasetçi anımsamıyorum. Yazıya başlarken gazetecilikteki duayenim
Altan Öymen’i aradım, acaba o hatırlıyor mu diye. Gazetecilikteki kıdemi 70 yılı bulan Altan Abi de hatırlamıyor bu kadar seviyesizliği…
Küfürbaz!
Gerçekten akıl alır gibi değil. Hale bakın:
Havlayanlar…
Anıranlar…
Cibiliyeti bozuklar…
Lan!
Kız mıdır, kadın mıdır?..
“Siz gazetecileri tasmalarınızdan kurtardık…”
“Ölü seviciler…”
Soma’da yakasından tuttuğu vatandaşa: “Niye kaçıyorsun ulan İsrail dölü?…”
2014’de Devlet Bahçeli’ye: “Ağzından salyalar akıyor.”
2014’te canlı yayında: “Benim için Gürcü dediler. Affedersin, daha çirkinini söylediler, Ermeni dediler.”
Satılmış adam!
2017’de Man Adası belgelerini gündeme getiren Kılıçdaroğlu’na: “Man Adası Man Adası diyor mankafa..” Sen geri zekâlı mısın?
Kılıçdaroğlu’na: “Haysiyetsiz, onursuz, şerefsiz, alçak, hain…”
Meral Akşener’e: “Ahlak yoksunu, bayansın bayan…”
Osman Kavala’ya: “Soros artığı…”
“Anırsalar da anırmasalar da elhamdülillah biz doğru yoldayız!”
Kılıçdaroğlu’na: “Kalibresi bozuk, cinsi, cibilliyeti bozuk, siyasi eşkiya…”
TÜSİAD’a: “Sizin cinsinizi de, cibiliyetinizi de iyi biliyorum.”
Bu küfürler, bu hakaretler bir “Cumhurbaşkanı”nın ağzından çıkıyor. Gerçekten hazin, acıklı… Seviye yerlerde sürünüyor. Anlaşılan o ki, Erdoğan’ın içinde kıvrandığı çıkmaz ya da çaresizlik diline vurmuş durumda…”
