Aktaş “Borç stokunun ikiye katlanmasına ilişkin süreler giderek kısalıyor. Stok, AKP’nin ilk 8.5 yılında ikiye katlandı, daha sonra 7 yılda ikiye katlandı, son olarak ise 3 yılda ikiye katlandı” diyerek şöyle yazdı:
“Türkiye’nin 2003’ün ocak ayındaki iç ve dış borcu toplam 252 milyar lira. Bu borç, tam 8.5 yıl sonra 2011’in temmuz ayında 502 milyar liraya çıkarak neredeyse ikiye katlanmış.
Bir sonraki ikiye katlanma dönemi 7 yıl sürmüş. 2011 temmuzunda 502 milyar lira olan borç, aradan 7 yıl geçmiş ve 2018’in temmuzunda 1 trilyon 10 milyar liraya çıkmış.
Borcun bir kez daha ikiye katlanması mı, bu kez yalnızca ama yalnızca 3 yıl sürmüş. Temmuz 2018’de 1 trilyon liranın biraz üstünde olan borç, bu yılın haziranında 2 trilyon 27 milyar liraya yükselmiş.
İlk dönem 8.5 yıl, ikinci dönem 7 yıl, üçüncü dönem 3 yıl… Eğer devletin borcunu ikiye katlaya katlaya gitmek bir başarı hikayesiyse bu hikaye son 3 yıllık dönemde yazılmış! Ama herhalde aklı başında hiç kimse devletin borcunun böyle kısa bir dönemde ikiye katlanmasını başarı olarak görmeyecektir.
Demek ki Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi döneminde en azından borçların idaresi ve artışının önlenmesi açısından AKP’nin önceki dönemlerine göre başarısız olunmuş.”
Aktaş, söz konusu tablonun sebebi olarak ise kur artışı ve döviz cinsi borçlanmaya ağırlık verilmesine işaret ederek “Türk parasındaki değer kaybı TL olarak ifade edilen stokun büyümesi sonucunu doğuruyor. İşte döviz cinsinden olan borçlanmaya ağırlık verilmesi, hele hele iç borçlanmada yeniden dövize yüklenilmesi borçların son üç yılda ikiye katlanması sonucunu doğurdu” diye yazdı.