Onlarca yıldır Gazze’den haber yapan BBC muhabiri Rushdi Abualouf, 20 Kasım’da ailesiyle birlikte bölgeyi güvenlikleri için terk etti. Abualouf halen İstanbul’da. Abualouf, BBC’nin Newshour programına, evini terk etmenin ve Gazze’de olanları dışarıdan izlemenin nasıl hissettirdiğini anlattı.
Ailem ve ben Gazze’de doğduk, büyüdük.
Gazze’den bu şekilde ayrılmak zorunda kaldığım için gerçekten çok üzgünüm.
Evimin, mahallemin her köşesinde bir anım var.
Eşimin ailesinin geri kalanı (babası, annesi ve erkek kardeşi) hâlâ orada. Babam, erkek ve kız kardeşlerim de halen Gazze’de.
Açıkçası, Gazze’yi dışarıdan izlemek benim için daha zor çünkü oradayken çok fazla şeyle meşguldüm ve Gazze Şeridi’ndeki durumu düşünmüyordum.
Şimdi dışarıda olduğunuzda, düşünmek için daha fazla vaktiniz var. Artık evimi göremeyeceğimi, yatağımda uyuyamayacağımı, komşularımı ve mahallemi göremeyeceğimi hayal etmek benim için çok zor.
İstanbul’a gittikten sonra, evimizin yıkıldığı söylendi. Yani bütün bina, bütün mahalle yıkılmış.
BBC Arapça Servisi’nde çalışan iş arkadaşlarımdan bazıları hâlâ orada. Ayrılmadan bir gece önce hepsiyle buluştum çünkü saat kaçta gidebileceğimizden emin değildim. Gece sürpriz bir telefon geldi ve bana gitmem söylendi.
Onları oradan çıkarmak için elimden geleni yapacağımı söyledim.
Onlara, “Güçlü olun ve birlikte çalışın, BBC sizinle gurur duyuyor, BBC sizi korumak ve sizi oradan çıkarmak için mümkün olan her şeyi yapacak” dedim.
Gazze’den ayrıldığımdan bu yana her sabah onları arıyorum. Ben her zaman onların yanındayım, onlara tavsiyelerde bulunuyorum, bulundukları yerde veya aileleriyle karşılaştıkları sorunlarını çözmelerine yardımcı oluyorum ve en kısa zamanda oradan çıkabilmelerini umuyorum.
Ailemin başta Gazze’den ayrılma şansı vardı.
Hamas 7 Ekim’de İsrail’in güneyine saldırdığında ilk olarak BBC’yi aradım ve onlara neler olduğunu anlattım.
İkinci telefonum eşime oldu.
Ona, “Lütfen çantanı hazırla, Gazze’den şimdi ayrılman gerek” dedim.
İsrail’den çok büyük bir misilleme bekliyordum ve Hamas’ın baskınlarından sonraki ilk birkaç gün Refah Sınır Kapısı hâlâ açıktı.
Başlangıçta eşim durumun ne kadar büyük, ne kadar tehlikeli sonuçlarının olabileceğinin farkında değildi. Ben iş için kalmak zorundaydım, o da ayrı kalmamızı istemediği için reddetti ve şöyle dedi:
“Birlikte kalacağız, birlikte yaşayacağız.”
Üçüncü günde bu şansı kaybettik; Refah Kapısı bombalandı ve kapatıldı.
Ve sonra pek çok şeyle uğraşmak zorundasın.
Senden uzakta yaşayan yaşlı babanla uğraşmak zorundasın. Aileni idare etmeyi öğrenmen ve işinle başa çıkman gerekiyor.
Haber yapmak zorundasın ve her zaman aklının bir köşesinde baban, aklının bir köşesinde eşin, çocukların, evin var; ne zaman bir yeri bombalasalar şunu düşünüyorsun: Evine yakın mı?
Gazze Şehri’ni terk etmek zorunda kaldıktan sonra ilk olarak Han Yunus’a gittik ve birkaç gün ailemizin yanında kaldık.
Daha sonra evin bombalanacağı uyarısı yapıldı. Bu yüzden ayrılmak zorunda kaldık ve kendimizi gidecek başka yerimizin olmadığı bir durumda bulduk.
Han Yunus’taki Nasr Hastanesi’nde kurduğum çalışma alanının yakınına çadır kurmaya karar verdim. Ailem yaklaşık bir hafta orada kaldı.
Bana yakın olabilmeleri için hastanenin yakınında bir ev buldum, böylece bir şey olursa onlara koşabilirdim.
Gazze’deki dairem 170 metrekareydi ama artık herkes küçük bir odaya sıkışmıştı. Sürekli yanlarında olamadığım için endişeleniyorlardı ve ayrıca yeterli yiyeceğimiz de yoktu.
Eşim o gün gelip beni görmeye çalışırken yaralandı. Çocuklar beni görmek istedikleri için ağlıyorlardı ve evden hastaneye gitmeye karar verdiler.
Geldiklerinde binalardan biri vuruldu; o gün neredeyse ölüyorlardı.
Dışarıda olmak, kesinlikle geri döneceğimi anlamamı sağladı.
Bir gazeteci olarak her zaman Gazze’nin yaşamak için mükemmel bir yer olduğunu söylerim; çünkü her köşede bir hikaye bulabilirsiniz.
Ama kişisel olarak, ailem çok uzun zamandır acı çekiyor.
Gazze’den ayrıldığımızda, sınır kapısından geçtiğimizde eşime şunu söyledim: “Ne olursa olsun geri dönmene izin vermeyeceğim.
“Hayatını başka bir yerde kurmaya başlamalısın.”
Artık çocuklarım dışarıda olmanın, normal bir hayata dönmenin mutluluğunu yaşıyor ama yine de her şeyi özlüyorlar.
Ama ben bir gazeteciyim ve durum Gazze’ye dönmeme izin verir vermez geri döneceğim, çünkü orada olanlar benim için önem taşıyor ve Gazze Şeridi’ndeki 2,3 milyon insanın, hikayelerini anlatacak birini hak ettiğini düşünüyorum.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE