Almanya’da faaliyet gösteren Güneydoğu Avrupa Topluluğu, Dayanışma Ödülü’nü bu sene DW Türkçe muhabiri Pelin Ünker’e verdi. Federal Meclis’teki ödül töreninde Türkiye’deki basın özgürlüğünün durumu ele alındı.
Almanya’da faaliyet gösteren Güneydoğu Avrupa Topluluğu’nun (Südosteuropa Gesellschaft) verdiği Güneydoğu Avrupa’dan Gazetecilere Dayanışma Ödülü’ne bu sene DW Türkçe muhabiri Pelin Ünker layık görüldü.
Ödül 6 Temmuz Perşembe akşamı Almanya Federal Meclisi’nde yapılan törenle Pelin Ünker’e takdim edildi. Ödül töreni kapsamında gerçekleştirilen panele Pelin Ünker’in yanı sıra Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Almanya Başkanı Christian Mihr de konuk olarak katıldı. Ödül, Almanya’da hükümet ortaklarından Yeşiller partisinin milletvekili ve Almanya-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Max Lucks ve Güneydoğu Avrupa Topluluğu Başkan Yardımcısı Thomas Hacker tarafından takdim edildi.
Moderatörlüğünü Alman gazeteci Christiane Schlötzer’in üstlendiği panelde Türkiye’deki basın özgürlüğü ve gazetecilerin durumu ele alındı.
“Kararlılığınla tüm demokratlara örneksin”
Max Lucks, Pelin Ünker’e ödülünü takdim etmeden önce, “Yeteneğin ve kararlılığınla dünyadaki tüm demokratlar için örneksin. Ödülü, bu Meclis’e gelen ve oturan en cesur gazetecilerden birine, demokratik Türkiye’yi var edecek birine veriyoruz” ifadelerini kullandı.
Lucks, Pelin Ünker’in “kuşaklar arası adalet” için çalıştığına vurgu yaparak, Ünker’in, “Küçük bir oğlum var. Ben onun kuşağı için, gelecek kuşaklar için bu işi yapıyorum. Ben oğlumun ‘annem demokratik bir ülke için mücadele etti demesini istiyorum’ sözlerini hatırlattı.
Pelin Ünker, teşekkür konuşmasında Türkiye’de habercilik yapmanın beraberinde getirdiği risklerden bahsetti. Ünker, “Türkiye son 20 yılda giderek daha fazla otoriterleşirken; sivil alanın daraltıldığı, iktidarı eleştiren kesimlerin giderek daha fazla kriminalize edilerek terörizmle ilişkilendirildiği bir döneme girdi. Seçimlerden sonra siyasi baskının daha da arttığı, özgürlüklerin sınırlandığı bir tablo söz konusu” ifadelerini kullandı.
“Türkiye ile ilişkilerin merkezinde temel haklar olmalı”
Ünker, Avrupalı hükümetlere “Türkiye ile ilişkilerin merkezinde mülteci ve sığınmacılar üzerinden yapılan anlaşmalar değil, medya özgürlükleri ve temel hakların geliştirilmesi yer almalı” çağrısı yaptı. Son dönemde Avrupa ülkelerinden vize almanın zorlaşmasının Türkiye’deki gazeteci ve aktivistlerin hareket özgürlüğünü kısıtladığının altını çizdi, bu hususta AB’nin kolaylaştırıcı adımlar atması gerektiğini belirtti.
“Tutuklu gazeteci sayısı Rusya’dan fazla”
Panelin diğer konuşmacı konuğu olan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Almanya Başkanı Christian Mihr, Türkiye’nin RSF basın özgürlüğü listesinde Türkiye’nin bu yıl 180 ülke içinde 165’inci sıraya gerilemesinin nedenleri arasında, basın kartına sahip olmayan, tutuklu, sınır dışı edilme tehlikesi altında bulunan ve sürgüne zorlanan gazeteci sayısının artmasının etkili olduğunu ifade etti. Tutuklu gazeteci sayısının ise Rusya’dan daha fazla olduğunu vurguladı. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın son verilerine göre, 34 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde.
“Gazetecilerin çalışma şekli değişti”
Panelde Türkiye’deki baskı ortamının gazetecilerin çalışma şeklini de değiştirdiğine vurgu yapıldı. Pelin Ünker konuya ilişkin, “Bir haber yaparken hükümet kaynaklarına ulaşmak çok zor. Konuşan da yayınlanmaması kaydıyla konuşuyor. Bu durum haberin tek taraflı olmasına neden oluyor, yani habercilik ilkelerini doğru uygulamak mümkün olmuyor” ifadelerine yer verdi.
“Uluslararası dayanışma arkamda bir güç oluyor”
Ödül töreni sonrasında DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Pelin Ünker, uluslararası dayanışmanın böylesi bir zamanda büyük önem taşıdığını anlattı. “Dayanışma ve ödüller güç ve destek oluyor” dedi.
“Tarihin doğru noktasında duruyorum”
Ünker, artan risklere rağmen gazetecilik faaliyetlerine devam etmenin “tarihin doğru noktasında durmak” olduğunu söyledi, “Gazetecilerin haber yapabilmek için büyük kişisel riskler almadığı bir gerçekliğimiz olsun diye çalışmaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) üyesi olan Ünker, Gölge Diplomatlar ve Ormansızlaşma A.Ş., Panama Papers, Paradise Papers, Pandora Papers ve son olarak Gölge Diplomatlar ve Ormansızlaşma A.Ş. Araştırması gibi araştırmalara dahil oldu. Bu araştırmalarda çoğunlukla Türkiye’deki kamu ihaleleri, yolsuzluklar,vergi kaçırma ve kaçakçılık konuları ele alındı.
Güneydoğu Avrupa Topluluğu nedir?
1952 yılında kurulan Güneydoğu Avrupa Topluluğu, Almanya Dışişleri Bakanlığı tarafından kurumsal olarak finanse ediliyor. Topluluk, dayanışma ödülü ile Güneydoğu Avrupa’daki ülkelerde eleştirel habercilik yapabilmek için büyük risk alan cesur gazetecileri onurlandırmayı amaçlıyor.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – AYŞEGÜL ILGIN