Ahmet Hakan’ın kendisine “gazeteci değil” demesine sinirlenen Sevilay Yılman, “Zira gazeteciliğin nasıl yapıldığını ben ona ta Sabah Gazetesi’nde iken askerden muaf olduğu çürük raporu hikayesini belgeleri ile yazarak göstermiştim” diyerek tepki gösterdi.
Habertürk yazarı Sevilay Yılman, CNN Türk ekranlarında yayınlanan Tarafsız Bölge’nin moderatörü Ahmet Hakan’ın yayında kendisine yönelik ifadelerine Twitter’dan yaptığı paylaşımlarla tepki gösterdi.
Ahmet Hakan’ın “Gazeteci değil” dediği Sevilay Yılman eski dosyaları açtı. Yılman, Hakan’a yanıt vererek “Ahlaksız demişsin bana yayınında… Aynen iade ediyorum! Ahlaksız da utanmaz da sensin!” dedi.
“‘Gasteci masteci değildir’ demiş olması onurdur”
Hakan’ın bu sözlerini Twitter’da çok sayıda kullanıcı Sevilay Yılman’a sordu. bunun üzerine Yılman, Twitter’dan yaptığı açıklamada “İzlemedim ama onlarca böyle mesaj geldiğine göre Ahmet Hakan bunu demiş belli ki… Konu neydi de adım geçti bilmiyorum ama benim için “Gasteci masteci” diyecek en son adamdır kendisi. Zira gazeteciliğin nasıl yapıldığını ben ona ta Sabah Gazetesi’nde iken askerden muaf olduğu çürük raporu hikayesini belgeleri ile yazarak göstermiştim. “Dalaksız” başlıklı yazılarım hala hafızalardadır Kuyruk acısı vardır yani şahsın benden yana… O nedenle onun benimle ilgili “gasteci masteci değildir” demiş olması onurdur” dedi.
Arşivi de açan Yılman daha sonra ‘Ahmet Hakan’ın dalaksızlığı ispatlandı’ yazısını “Zira gazeteciliğin nasıl yapıldığını ben ona ta Sabah Gazetesi’nde iken askerden muaf olduğu çürük raporu hikayesini belgeleri ile yazarak göstermiştim. ‘Dalaksız’ başlıklı yazılarım hala hafızalardadır. Kuyruk acısı vardır yani şahsın benden yana… O nedenle onun benimle ilgili ‘gasteci masteci değildir’ demiş olması onurdur” notuyla paylaştı.
“Abi Sevilay Yılman mıdır nedir, saçma sapan şeyler yapıyor”
Yılman’ın bu tweetleriyle ilgili Hakan da canlı yayında konuştu. Abdulkadir Selvi ve Ahmet Hakan arasında şu diyalog geçti:
Ahmet Hakan: Abi Sevilay Yılman mıdır nedir, kim, ben buna bulaşmazdım, kim açtı bu konuyu ya? Saçma sapan şeyler yapıyor. Kim açtı bu konuyu?
Abdülkadir Selvi: Ben açtım. Başına bela ettim.
Ahmet Hakan: Değecek biri olsa hakikaten. Kabili hitap değil abi, yani böyle bir saçmalık olmaz ya. Yine benim başıma bela. Hadi yine yaz bakalım Sevilay. İstediğin kadar. 3250 tane köşe yazısı yazdı benim hakkımda ya. Yani 1 tanesine bile cevap vermedim doğru dürüst. Böyle bir şey olamaz yani. Sırf neden biliyor musun yazdı Masum bey? AK Parti’ye muhalefet ediyorum diye yazdı ya. Yani AK Parti’ye hafif bir muhalefet ettiğim için o zaman bulunduğu gazeteden bana karşı kampanya yaptı. Yalan yanlış, bana lakaplar takmaya kalkıştı. Böyle bir ahlaksızlık olamaz ya. Böyle gazeteciliği zıvanadan çıkartmak olamaz. Böyle bir insan yani, bir daha bunun konusunu açmayın abi, bununla uğraşmak istemiyorum hakikaten ya.
Abdülkadir Selvi: Ahmet bey, haklısınız ama şimdi 2 senede 3 tane yazdı dedi ki; ‘Tuncelilisin, Dersimlisin, Alevisin’ sen seçilemezsin bunu kampanyaya dönüştürdü yayınlarda söyledi. Biz de dedik ki, ‘yaptığın ayıptır’ dedik. Yani ne demek Tuncelili de olmak, Dersimli’de olmak, Alevi’de olmak çok saygı değer şeylerdir. Cumhurbaşkanı seçmeye insanlar layık görürse seçer, layık görmezse seçmez. Yani bu çok çağdışı bir zihniyet. Çağdışı bir kafa bu.
“Sen nasıl gazetecisin ya? Ya nasıl gazetecisin?”
Ahmet Hakan: Gerçekten şimdi gördüm insanda biraz utanma arlanma olur yani. Ne yapmışım ben? AK Parti’ye azıcık muhalefet etmişim. Böyle hafiften muhalefet eden bir yazı dili izlemişim, adam bana kafayı takmış oradan beni susturmak için bana yönelik kampanya yapmış. Şimdi, hala devam ettiriyor bunu. O zaman AK Partiliydi. O zaman da Ak Parti saflarında aynı üslupla bunların zaten böyledir üslupsuzluk bağlı bulunduğu, tarafı olduğu kesimle ilgili değildir. Üslupsuz, hep üslupsuzdur. AK Parti’deyken üslupsuz, şimdi Kılıçdaroğlu taraftarı CHP’liyken de üslupsuz. Üslupsuzluk böyle bir şey. Olay bu, o zamanki üslupsuzluğunu halen sürdürüyor. Aynı orada çizgi değişimi yok. Sadece taraf değiştiriyor. Yarın Ak Parti kazansın bak o yine ayni şeye dönecektir Ak Parti’ye. Biz yine aynı çizgimizde devam, tarafsız, ortadan, objektif sürdürürüz çizgimizi. Ondan sonra da taraf değiştiren biz oluruz. Bunlar böyle. Bakmayın bunlara, bunlara CHP’lilerin de bunlara yaptıklarından dolayı fazla dikkate almamaları gerekiyor. CHP’lisi, İYİ partilisi bunlar böyledir yani, bunların ipi ile kuyuya inilmez. Bunların verdikleri desteklere de bakmamak lazım. Objektif olsun yeter. Şimdi gazetecisin Kemal Kılıçdaroğlu’nun videosunu koyuyor maşallah hayda, ‘hayda breee’ diye onu paylaşıyor. Sen nasıl gazetecisin ya? Ya nasıl gazetecisin? Ben şimdi Tayyip Erdoğan’ın videosunu koyup ‘hayde bree’ desem böyle gazetecilik mi olur? Kendine gel ya. Bu işte zıvanadan çıktı yani polemik yapıyor. CHP milletvekilinden daha fazla polemik yapıyor. Sen bırak CHP milletvekili yapsın abi o işi ya. Milletvekilinin işini sen yapacaksan, milletvekili ne iş yapacak?”
Sevilay Yılman: Çürük Ahmet demeyin ama ‘Dalaksız’ diyebilirsiniz sorun yok
Yılman ise Hakan’ın yayındaki bu sözlerini videolu paylaştı ve yüklenmeye devam etti:
“Hayır lütfen… Çürük Ahmet demeyin… Hakarete giriyor… Ama ‘Dalaksız’ diyebilirsiniz sorun yok zira beni dava ettiğinde öyle yazdım diye savcı takipsizlik kararı verdi.
Savcı: Ahmet Hakan şikayetçi hakkınızda.Hakaret etmişsiniz
Ben: Ne demişim efendim hakaret olarak?
Savcı: Dalaksız demişsiniz…”
Ben; Efendim ben onu hakaret mahiyetinde etmedim ki. Dalağı yok çünkü. Dalaksız! Dalağı kopmuş! Varda dalağı buna rağmen ben böyle diyorsam haklısınız ama dalaksız bir insan için dalaksız demem niye hakaret oluyor ki? Hatırladın mı @ahmethc”
Sataşan kendileri… Adım geçince mesleki duruşumla ilgili itibar suikasti yapan kendileri… Yanıt verince de çılgına dönen yine kendileri! Cevap veriyorum sana @ahmethc Sen AK Parti’ye muhalif olduğun için değil… Askerlikten yırtmak için çevirdiğin film gibi olayların kapı gibi belgelerini ele geçirdiğim için yazdım o yazıları! Netflixlik o çürük raporunun hikayesini tüm memleket okusun diye yazdım. Azılı bir muhalif görüntüsü verip de bir yandan da kardeşin Abdullah’ın TRT’den milyon dolarlık işleri nasıl aldığını belgeleri ile yazdım. Ve sen ne yaptın? O dönem Sabah Gazetesi’nin patronu Ahmet Çalık’ı, Başbakan Erdoğan’ı “Susturun şu kadını yoksa ben de sizi yazacağım” diyerek köşenden tehdit ettin! Ahlaksız demişsin bana yayınında… Aynen iade ediyorum! Ahlaksız da, utanmaz da sensin!
İKİ: “O ekranının gücüne güvenip de ahlak satma kimseye!
Beni kendinle karıştırma! Ben senin gibi altıma GYY koltuğu sürülür sürülmez, siyasete bakış açımı, duruşumu değiştirip anında manevra yapan bir kişilik değilim!
Öyle olsaydım SABAH Gazetesi’nde gayet güzel para kazanırken gayet keyfim yerinde olabilecekken 2015 seçiminde ‘Ben demokratım. Ve HDP’nin meclis çatısı altında siyaset yapması gerektiğine inanıyorum. O nedenle de oyumu bu kez HDP’ye veriyorum’ diyerek iktidara en yakın medyada baş kaldırmaz ve seçimin ertesi günü kovulmazdım! 16 ay ambargolu olup işsiz kalmazdım! @ahmethc
Senin Selahattin Demirtaş’a saz çaldırıp övgü düzdüğün, Erdoğan ve iktidarını yerden yere vurduğun o günlerden neden bu günlere evrildiğini bütün kamuoyu çok iyi biliyor. O yüzden o ekranının gücüne güvenip de ahlak satma kimseye!
“Şahsıma itibar suikasti yapan Ankara bülbülün Abdülkadir Selvi’dir!”
Ayrıca Ahmet Hakan…
Bu iktidar yeniden iktidar olursa bu medyayı olduğu gibi terketmeye and içtim! Çünkü sen ve senin gibi kibir budalası, şımarıkların olduğu bu sektörde bu iktidar bir 5 yıl daha hiç çekilmez!!!
Bize tarafsız gazetecilik goygoyu yapacak en son insan sen ve seninle birlikte olup şahsıma itibar suikasti yapan Ankara bülbülün Abdülkadir Selvi’dir! 7/24 Erdoğan ve iktidarına övgüler düzen, pohpohlamak için yazılarında, yayınlarında yedi takla atan sen ve Selvi bana nerede duracağımı öğretecek en son tiplersiniz!
Benim duruşum 2015’de de netti. Şimdi de net! Tarafım da belli, yolum da belli! Ben bu iktidarın son 10 yıldır yönetim biçiminden mutlu değilim ve torunlarımın geleceği için bir değişimin de kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.
Sen ve Selvi bunu düşünemezsiniz biliyorum çünkü varlığınızı, gücünüzü bu iktidara borçlusunuz! Onlara göbekten değil, dört bir tarafınızdan bağlısınız! Ben değilim çok şükür. O nedenle de Türkiye için değişim isteğimi çok rahat bir şekilde dile getiriyorum!”