Yazar Ahmet Ümit, RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası yayınında Nazım Hikmet ile Ahmet Ümit’in hayatındaki benzerlikleri konu alan filmin hikayesini Türkiye’de ‘sol’ hareketin ekseninde anlattı. Ümit, “Bu film solun hikayesine bir gönderme, bir başlangıç. Sol olmadan Türkiye’de gerçek bir demokrasi kurulamaz. Umut var. Meyvelerini görüyoruz” dedi.
‘Film sanatçıların yıllarca yaşadıkları baskıları anlatıyor’
“15 yıldır Türkiye’de bir değişim var. Türkiye Cumhuriyeti boyunca var olan ana akımların hepsini biraz da reddeden bir değişim var. Bu değişimin sonucunda bu değişim bugün maalesef olumsuz sonuçlandı. Cumhuriyet döneminde yanlış vardır, olumsuzlukları dile getirenler son 15 yılda ülkeyi daha iyi bir yere götüremediler. Bugün bu süreç bitti ve yepyeni bir dönem başlıyor Türkiye’de, onun meyvelerini görebiliyoruz. Bir umut var ve görebiliyoruz biz bunu Türkiye’de. Filmde tam bu süreçte ortaya çıkıyor. Solu elbette eleştireceğiz elbette hatalarını dile getireceğiz ama sol olmadan Türkiye’de gerçek bir demokrasinin gerçek bir uygarlığın kurulamayacağını hepimiz biliyoruz. O yüzden de bu film o umudun ve solun hikayesine bir gönderme, bir başlangıç. Bu film aynı zamanda yıllarca sanatçıların yaşadıkları baskıları anlatıyor. Nazım Hikmet cezaevinde kaldı, Ahmet Kaya sürgünde yaşadı, Sabahattin Ali’yi öldürdüler. Daha pek çok sanatçı, şair, yazar ya da sinemacımız bu zulmün altında kaldı ve bugün de bu süreç devam ediyor. Film aynı zamanda bunu sürdürenlere de bir cevap. Tarih onları lanetle andı ama o insanlar hala bugün dimdikler. Nazım Hikmet’in şiirleri hala dünyanın her yanında okunmaya devam ediyor.”