Rap sanatçılarının bir araya gelerek toplumsal sorunlara değindiği ‘Susamam’ ve kendi çıkardığı ‘Olay’ şarkıları ile ilgili konuşan Ezhel, “O dönem ki şiddet olaylarının etkisi var. İnsan gördükçe dayanamıyor ve söylemek istiyor. Her gün bir şey oluyor ve yıllardır böyle. Ben bu olayların bitmesini istedim. Dünyada hâlâ bir sınıf mücadelesi var. Hâlâ insanlar aç. Ne kadar rahat yaşarsam yaşayayım bu beni hep besleyecek. Açlığın bana vurduğu kırbacın yaraları hiçbir zaman gitmeyecek” dedi.
‘Şarkılarının içinde bir isyan var. Bir devlet bir de piyasa var. Bununla nasıl baş ettiniz?’ sorusuna Ezhel, “Bizi kimse dinlemediği için o zamana kadar pek de umursamazlar diye düşündüm. Rap hiçbir zaman söylemekten korkmadı. Rapi hiçbir şey susturamaz. Rap öyle bir onur benim için. Safça düşündüm, ‘sanata saygı vardır’ diye. Arkadaşlarla hep konuşuyorduk ‘başımıza bir şey gelebilir’ diye. Biz popülerleştikçe üzerimizdeki baskı arttı” şeklinde cevap verdi.
Tutuklanma sürecini anlatan Ezhel, “Karakola kendim gittim. İfademi aldılar. Bıraktılar. Daha sonra birçok şarkım nedeniyle tutuklandım. Narkotikte ifade verdim. Sanki rezil biri gibiyim davrandılar ama yine de fotoğraf çektirmeye çalışıyorlar. Korkunç muamelelerle karşılaştım” diye konuştu.
Savunmasına değinen Ezhel, “Kitaplarda daha korkunç şeyler yazıyor. Benimkiler de böyle değerlendirilmeli” dedi.
Gazeteci Can Dündar’ın Özgürüz Youtube kanalındaki yayınına katılan Ezhel cezaevi sürecini şöyle anlattı;
“Her türlü insan vardı. Çok medyatik koğuştu. Çoğu TV’ye çıkan enteresan suçlardı. Bana bir şeyler anlatan insanlar da oldu. Oraya düşmeyi kimse istemez. Ders almak isteyene öğrenecek çok şey var”
Cezaevinde kaldığı süreçte müzik açısından ilham gelmediğini söyleyen Ezhel, “Hakim ‘beraat’ dedikten sonra salonlardan sesler yükseldi. Hakim bile gülümsedi. Beklemedi böyle bir desteği. Beni kurtaran insanlardı. Haksız yere içeride kalanların en büyük problemi o sessizlik. Eminim bir halk tepkisi olmasaydı, içeride çok daha uzun kalırdım” şeklinde konuştu.
“Beni şapkamdaki kenevir resminden içeri aldılar. Sonra bir baktım gazetelerde de fotoğrafı var” diyen Ezhel, “Bu bir bitki. Öcü olarak görülmesini istiyorum. Komik gibi geliyor bana” dedi.
Almanya’ya gelme nedenlerine değinen Ezhel, “Polisin beni takip etmesinden rahatsız oldum. İstanbul’da kaldığım dönemde bunu çok yaşadım. Cimer şikâyetleri vb… Ama buraya gelme sebebim yeni insanlar tanımak. Türkiye’den kaçmak değil” ifadesini kullandı.
Rapçi Ezhel, müziğe olan ilgisinin ailesinden geldiğini belirtti. “Bebek bağının Ankara’daki Çankaya Köşkü’ne gömüldüğü” olayıyla ilgili Ezhel “Evet, dayım Cumhurbaşkanı olmamı istediği için gömmüş” diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le tanışmasını anlatan Ezhel, Süleyman Demirel’e “Korkarım şapkayı kaptıracaksın’ demişim. O zamanlar şapka olayı vardı. Demirel’in de bana ‘korkma kaptırmam dediğini hatırlıyorum” diye konuştu.
İlkokul yıllarında ailesinin durumunun maddi açıdan kötü olduğunu söyleyen Ezhel, bir yandan okuyup bir yandan çalıştığını ve o dönem çocuk işçi sayılabileceğini belirtti.
“Fabrikada çalışıp 1 ay sonra maaşımı aldıktan sonra hiçbir şeye yetmediğini fark ettim” diyen Ezhel, “O gün dedim ki ‘Marx ne diyor. Burada bir haksızlık var” çalışa çalışa bunları sorgulamayı öğrendim. Eve geliyorum, elektrik yok. Bunları düşündükçe sorguladım”
13 yaşında şarkı sözü yazdığını belirten Ezhel, rapi internet sayesinde tanıdıklarını söyledi.
‘Neşet Ertaş şarkılarının içinde doğduğunu ifade eden’ Ezhel, sanatçının ‘Aslı Bozuk Deme’ şarkısını seslendirdi.
