Soğuk Savaş yıllarının başında NATO ülkeleri, doğu sınırlarını genişletmeye çalışıyordu. Ege Denizi’nin karşı kıyılarındaki bu iki ülke, 1. Dünya Savaşı’ndan bu yana sorunlar yaşasa da NATO’da müttefik oldu.
O günden sonra hem nüfusu, hem ekonomisi hem coğrafyasıyla daha avantajlı konumdaki ve askeri geleneği de güçlü olan Türkiye, NATO’nun en güçlü ordularından birine sahip oldu.
Ordusu, savunma yatırımları, birçok ülkeye de ihraç edilen askeri eğitim sistemi vepersonel sayısıyla NATO’nun en güçlü sınır ülkelerindendi Türkiye.
Öyle ki, ABD ile ileri teknoloji savunma sanayi projelerinin kritik ortaklarından biri de Türkiye’ydi. ABD üretimi F-16’lar (3. nesil savaş uçakları) Türk Hava Kuvvetleri’nin bel kemiğini oluşturdu.
Ancak son dönemde bu durum değişti. Türkiye’nin en gelişmiş model (5. nesil savaş uçakları) F-35 tipi uçakların üretiminde ortak olduğu projeden çıkarılması, F-16’ların geliştirilmiş versiyonunu (F-16 Viper olarak adlandırılan jetler 4. nesil olarak kabul ediliyor) satın almak için yaptığı girişimlerin yavaşlatılması, bazı savunma sanayi yaptırımları sebebiyle kritik bazı parçaları ithal edememesi karşısında Yunanistan, hava kuvvetlerini ABD’den satın aldığı 4. ve 5. nesil savaş uçakları ile Fransa’dan aldığı 4,5. nesil Rafale uçaklarıyla geliştiriyor.
Peki bu durum, şu an Ege’de güç dengesini değiştirecek bir etkiye yol açtı mı?
ABD’nin eski Avrupa Kuvvetleri Komutanı, daha önce 2 yıl İzmir’de görev yapan ve ordudan 2018’de emekli olan General Ben Hodges, BBC Türkçe’nin konuyla ilgili sorusunu yanıtlarken “Bu gelişmelerin Türkiye’yi Yunanistan’a kıyasla daha güçsüz bir ordu konumuna getirdiğini düşünmüyorum” diyor:
“Türkiye NATO’daki ikinci güçlü kara kuvvetlerine sahip, çok güçlü bir hava ve deniz kuvvetleri var. Ordusu, özel kuvvetleri de hesaba katarak, NATO’daki en deneyimli ordulardan biri.
“Dolayısıyla birçok alanda zaten üstünlüğü elinde tutuyor.”
“Ege’de güç dengesi değişiyor mu?” sorusunun yanıtını bulmak için biz de öncelikle iki ülkenin hava kuvvetlerinin durumunu ve son dönemde yaptıkları yatırımları inceledik.
Türkiye’nin hava aracı sayısı Yunanistan’ın hava araçlarının yaklaşık iki katı
98 gelişmiş ve gelişmekte olan ülkenin hava kuvvetleri üzerine incelemeler yapan ve araştırmalarını kamuya açık şekilde yayımlayan Modern Savaş Uçakları Dünya Rehberi’nin (WDMMA) 2022’de hazırladığı en güncel rapora göre; Yunanistan Hava Kuvvetleri’nin envanterinde 372 adet aktif çalışan hava aracı var.
Bunun üçte biri (137 hava aracı) eğitim amaçlı kullanılan araçlar, yarısı da (188) saldırı amaçlı kullanılan, savaş veya çatışma sırasında kullanıma hazır savaş uçakları. Geriye kalan kısmını da taşıma ya da lojistik amaçlı kullanılan araçlar ve helikopterler oluşturuyor.
Yunanistan Hava Kuvvetleri’nin personel sayısı da 33 bin.
Yine aynı rapora göre etkililik açısından Türk Hava Kuvvetleri, Yunanistan Hava Kuvvetleri’ne kıyasla iki kat daha güçlü. Buna göre Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterinde 700’e yakın -pilotlu- hava aracı bulunuyor. Bunların yarıya yakını savaş uçakları, birçok ülkede olduğu gibi yaklaşık üçte biri de eğitim amaçlı kullanılıyor.
Şu an Türkiye’nin aktif olarak kullanabildiği; envanterine 20 yıldan uzun süre önce girmiş olsa da modernize edilerek kullanılmaya devam eden 280 savaş uçağı var.
Türk Hava Kuvvetleri’nin 80 binin üzerinde personeli var.
Yarısından fazlası aktif görevde olmak üzere 800 bin ordu personeli olan Türkiye, NATO’nun en güçlü ilk beş ordusu içindeyken, yaklaşık üçte biri aktif görevde olan 375 bin personelli Yunanistan ordusu, her yıl 142 ülkenin askeri gücünü karşılaştıran bir liste yayımlayan GlobalPower’a göre NATO içindeki 10. güçlü ordu.
Yunanistan’ın 30 üyeli NATO içinde 10. sıraya yükselişi de çok eski sayılmaz.
Ülke bu sıraya, özellikle Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilimlerle birlikte son yıllarda yaptığı savunma yatırımlarıyla yükseldi.
Türkiye, elindeki F-16’ların güncellenmesi için hâlâ ABD yönetiminin yanıtını beklerken Yunanistan, bundan daha gelişmiş ve yeni versiyonlar olan Fransız yapımı Rafale ve Amerikan yapımı F-35’leri satın almaya başladı.
Bu yatırımlar, ülkenin 2011’de yaşadığı ağır ekonomik krizden sonra -ve krize rağmen- hız kazandı.
İki ülke de hava kuvvetlerinde yüzde 90 oranında, ABD başta olmak diğer NATO ülkelerine bağımlı. Ancak Yunanistan’ın hem personel eğitimi ve sayısı, hem teknoloji üretimi gibi konularda kapasitesinin sınırlı olduğunu not etmek gerekiyor.
Burada yeni bir soru ortaya çıkıyor: Pilot, personel ve uçak sayısı arasındaki fark ne kadar önemli? Yapılan yatırımlarla Yunanistan, teknolojik alanda kapasitesini daha fazla yükseltebilir mi?
ABD’li emekli general Hodges, bu sorunun yanıtını “Tek bir sistem her şeyi değiştirme kapasitesine sahip olamaz” diyor ancak Türkiye’nin bu durumu farklı bir şekilde telafi etmemesi halinde işlerin değişebileceğini söylüyor:
“Tek bir uçak modeli ya da silah sistemi, bütün her şeyi değiştirmez. Satın alınan bu sistemleri yönetmek, bakım ve onarımı da çok ciddi bir gider. Bütün paralarını buna akıtırlarsa o zaman diğer gereklilikler için geriye para kalmaz.
“Yani rakamsal olarak bu sistemler bir avantaj sağlamaz. Ancak bu satın almalar kalite açısından bir avantaj sağlayacaktır.
“Eğer Türkiye bunu başka şekilde telafi etmezse, bu durumun güç dengesi üzerinde bir etkisi olacaktır.”
Rusya’dan satın alınan S-400 füze savunma sisteminin parçaları Haziran 2019’da Türkiye’ye ulaşmaya başladı.
ABD, bu sistemlerin NATO sistemleriyle uyumlu olmadığı ve gizli askeri bilgilerin Rusya’nın eline geçebileceği gerekçesiyle Ankara’ya tepki gösterdi ve Temmuz 2019’da yeni nesil savaş uçağı F-35 üretim sürecinden Türk ortaklarını çıkarttı.
Haziran 2022’ye gelindiğinde Yunanistan, ABD’ye 20 adet F-35 satın almak için resmen başvurdu.
Ellerindeki F-16’ların da güncellenmesi için talepte bulundu.
Atina yönetimi, F-35’lerin 2027 veya 2028’de ülkeye ulaşmasını bekliyor.
Türkiye ise 2021 sonunda bu yana ABD’li Lockheed Martin tarafından üretilen 40 adet F-16 ve 80’e yakın F-16 modernizasyon kiti almak için ABD’ye yaptığı başvurunun sonucunu bekliyor.
4. nesil sayılan F-16 Blok 70’lerde hız büyük oranda artırılırken Viper F-16’lar da radarı nedeniyle 4+ kategorisinde değerlendiriliyor.
Türk Hava Kuvvetleri, programdan çıkarılmadan önce 100 adet F-35 almayı planlıyordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem “F-35’te yaşananlar kararlığımızı artırdı, inşallah kendi savaş uçağımıza kavuşacağız” açıklaması yapmıştı.
Ankara, 2010 yılında 5. nesil bir yerli savaş uçağı için çalışmalara başladığını açıklamış; 2018 sonunda da Milli Muharip Uçak (MMU) adı verilen TF-X uçaklarının yapımına resmen başlamıştı.
TX-F’lerin ilk test uçuşunun 2025’te yapılması; seri üretime de 2030’da başlanması planlanıyor.
Eğer planlandığı gibi giderse, 5. nesil savaş uçaklarının Türk Hava Kuvvetleri’ndeki mevcut filonun yerini alması 2040’ı bulacak.
Bu esnada ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya ise 6. nesil için çalışmaya başladı bile.
Emekli general Hodges da, tüm bu gelişmelerin uzun vadede Türkiye’nin savunma alanındaki konumunu güçsüzleştirme riski olup olmadığı sorusuna “Evet, bu tarz bir savunma kapasitesine erişim açısından Türkiye geride kalır” yanıtını veriyor:
“Türkiye’nin F-35 programına katılmasının bir sebebi vardı: Onlar da bu kapasiteye ihtiyaçları olduğunu biliyorlardı.
“Ama siyasi bir karar aldılar, isabetsiz bir stratejik seçim yaptılar ve kendilerini bu talihsiz durumun içinde buldular.”
Sadece satın alınan uçaklar değil, ABD’nin Yunanistan’da giderek daha fazla askeri unsuru üslendirmesi de ABD’nin uzun vadeli planları konusunda soru işaretleri doğuruyor.
Amerikalı yetkililer, Dedeağaç’taki üssü uzun yıllardır planlandığını; bunun Yunanistan’da Çin ve Ruslara ait diğer limanlara alternatif olarak, Rus tehdidine karşı geliştirildiğini ifade ediyor.
Atina’da bulunan Pire Limanı Çin’in ticaret devi Cosco’ya, Selanik Limanı da Rus bir oligarka ait.
ABD’li yetkililer Türkiye’nin F-35 programında olmamasını ise Ege’deki güç dengesini değiştirmeye yönelik bir adım değil; Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi alınmasının sonucu olduğunu; ABD kanunlarına göre hareket edildiğini belirtiyorlar.
Bu gelişmeleri hatırlattığımız Hodges, “Bildiğimiz kadarıyla S-400’ler kutularında bekliyor. Türkiye attığı bu adımdan geri dönebilir, o sistemleri Ukrayna’ya verebilir örneğin ve F-35 programına geri dönebilir. O zaman bugünkünden çok farklı bir konumda olur” diyor ve ekliyor:
“Naif değilim, Erdoğan’ın seçim döneminde bu kararı vermesinin zor olacağını biliyorum. Ama Rusya’yla bu anlaşmayı yaparken bunun olacağını biliyorlardı.”
İki ülkenin NATO’nun en güçlü orduları ile ilişkileri zaman içinde nasıl değişti?
Temmuz 2020’de Yunanistan’ın kuzeyinde, Türkiye sınırına 20 km mesafedeki Dedeağaç’ta ABD askeri üssü kurulduğuna dair haberler sızdırıldı.
Bölgedeki askeri üste Amerikan uçakları ve askerlerinin görüntüleri basına verildi, dönemin Yunanistan Savunma Bakanı ve ABD’nin Atina Büyükelçisi de üssü ziyaret etti.
Bu sırada ABD, Türkiye’deki İncirlik Üssü’nden Patriot savunma füzelerini çekeli 5 yıl olmuştu.
Ocak 2021’de Yunanistan, Doğu Akdeniz geriliminde açıkça Yunanistan’dan yana tavır alan Fransa ile (altısı yeni üretim, 18’i Fransız Hava Kuvvetleri’nin kullandığı ikinci el olmak üzere) 24 adet Rafale savaş uçağı satın alma anlaşması yaptı. Bunun karşılığında 2,6 milyar dolar ödemeyi kabul etti.
2021’in Şubat ayında, Dedeağaç’taki üssü de kapsayacak şekilde ABD ve Yunanistan ordusu geniş çaplı bir ortak tatbikat yaptı.
Bu yılın Temmuz ayında ise Yunanistan Savunma Bakanı Nikolaos Panagiotopoulos, ülkesinin F-35 ortak üretim programının bir parçası olmak istediğini ve bunu ABD’li mevkidaşı Lloyd Austin ile görüştüğünü söyledi.
Ankara, programa katılırken ilk aşamada 1,4 milyar dolar ödediğini açıklamıştı. Yunanistan basını ise alacağı F-35’lerin bedelini 1,8 milyar dolar olarak belirtiyor ve haberlerinde “Yunanistan’ın 5. nesil bir savaş uçağına sahip olması için bu miktarı ödemeye değer” yorumlarına yer veriyor.
Bu yılın Eylül ayında, Türkiye hâlâ F-16 modernizasyonu için Kongre kararını beklerken Yunanistan, güncellenmiş ilk iki F-16 Viper uçağını alarak pilotların eğitimine başladı.
F-16’ların Yunanistan’a ulaştığı gün ABD’nin Atina Büyükelçisi George Tsunis, ülkenin ihtiyaç duyduğu tüm F-16 güncellemelerinin 8 yıl süreceğini ve 1,5 milyar dolara mal olacağını açıkladı.
Tsunis, ABD’nin tutumunu ortaya koyan ifadeler kullandı:
“F-16 Viper’lar NATO’nun 4 ve 5. nesil uçaklarıyla ortak olarak çalıştırılabilecek ve ittifakımızın güvenlik çıkarlarımızı savunmasında önemli bir yer tutacak.”
Bu arada ABD Temsilciler Meclisi, Türkiye’nin talep ettiği F-16 modernizasyonu yapılması karşılığında ABD Başkanı Joe Biden’ın “Türkiye’nin bu uçakları Yunanistan hava sahasında kullanmasının önüne geçmesi için somut adımları belirlemesini” istedi.
Şu an Avrupa genelinde 6 ülkede toplam 120 adet F-35 kullanılıyor. 2030’larda bu sayının 600’ü geçmesi ve jetlerin 10 Avrupa ülkesinin envanterine girmesi planlanıyor.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – ECE GÖKSEDEF