Haberdar
  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER
    • GENEL
    • ANALİZ HABERLER
    • BİLİM TEKNOLOJİ
    • ÇEVRE
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR SANAT
    • MAGAZİN
    • MEDYA
    • MODA
    • RÖPORTAJ
    • SAĞLIK
    • SOSYAL MEDYA VE TEKNOLOJİ
    • DÜNYA
    • SPOR
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER
    • GENEL
    • ANALİZ HABERLER
    • BİLİM TEKNOLOJİ
    • ÇEVRE
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR SANAT
    • MAGAZİN
    • MEDYA
    • MODA
    • RÖPORTAJ
    • SAĞLIK
    • SOSYAL MEDYA VE TEKNOLOJİ
    • DÜNYA
    • SPOR
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Haberdar
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Ana Sayfa Gündem

Türkan Elçi Hrant Dink için yazdı: 'Yıldönümleri acının adıdır'

2021-01-17
Türkan Elçi Hrant Dink için yazdı: 'Yıldönümleri acının adıdır'
Share on FacebookShare on Twitter

Elçi, yıldönümlerin acının adı olduğunu belirterek, “Gidenlerin arkasında hangi kalem hakkıyla yazabilir ki” dedi. 

 

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan Dört Ayaklı Minare’nin önünde açıklama yaptığı 28 Kasım 2015’te katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, 19 Ocak 2007’de katledilen Hrant Dink’in ölüm yıldönümü dolayısıyla Genel Yayın Yönetmeni olduğu Agos Gazetesi’nde bir yazı kaleme aldı.

 

Elçi’nin “Taş avlulu evin kadınları” başlıklı yazısı şöyle: 

 

“Dedim ki:kasımpatılar gidenlerin kokusuna kasımpatılar iyi gelir dedim ki:kasımpatılar karın altında bizi bekler, gitmez bir yerlere, biz gideriz, dedim

 

dedim ki:bizim de kapı önü olan bir evimiz, sabahlara çıktığımız, gecesinde içimize döndüğümüz, çatısı rüzgârlı, dünyanın kenarında bir evimiz, evimizin kenarında kasımpatılar vardı

 

dedim ki:kasımpatılar açınca birileri gider

 

dedim ki: biz sevince birileri kaybolur

 

Agos, Hrant Dink’in yıldönümü için bir yazıyla katkıda bulunmamı isteyince yıl dönümlerini anlatmanın zor olacağını bildiğim halde hayır diyemedim. Agos’un bizim yanımızda ayrı bir yeri vardır. Yıldönümlerinin adım adım yaklaştığını hissedince günler öncesinden kara bir bulut gibi göğsümüzün üzerine çöken ağırlığı anlatmaya sözcük bulamaz insan, gidenlerin ömrübillah unutulmayacak bir zulümle aramızdan koparılışını hangi kalem hakkıyla yazabilir ki?

 

Kaybettiklerimizin yıldönümleri, acımızın halkasına bir halkanın daha eklendiği, bir çırpıda elimizden kayıp giden zamanların ve elimizden alınanların çetelesinin tutulduğu, bir yanımızın diri, bir yanımızın ölü olduğunu fark ettiğimiz anın diğer adıdır.

 

Yıldönümleri, dünyanın kenarında inşa ettiğimiz yarım kalan eski hayatımızı, bizlere diğer günlere oranla daha ziyadesiyle hatırlattığı zamanların adıdır. Dünyanın kenarı diyorum, evet, kenarı. Dünyanın kenarındaki evlerimizde kendi halimizde içimize dönerek herkes gibi sabahları bekleyen gecelerden geçen sıradan insanlar olarak, bir anda kendimizi acının ortasında bulduğumuz zamanların adıdır yıldönümleri.

 

Yıldönümleri evimizdeki saksılarda değil, sevdiklerimizin göğsünün ortasında yeşeren çiçekleri sulamaya gittiğimiz anların, karın altında günden güne kök salan kasımpatıların, gidenlerin bir daha dönmeyeceklerini bize bir kez daha hatırlattığı,  kaybolup kaybolmamakta karar kılamayan usumuzun sığınacak başka mekanlar aradığı zamanların adıdır.

 

Katledilenlerin yıldönümleri, daha başka, başka başka katledilenlerin de hatırlandığı, haksızlığın zulmün büyüyen dalgası karşısında birbirimize kenetlendiğimiz; yüreğimizdeki duygunun kollarımızda dolaşan gücün diğer adıdır.

 

Ben Hrant Dink’i her hatırladığımda aklıma çocukluğumun sokakları düşer. “Silah, çatışma operasyon istemiyoruz” haykırışıyla uğruna ölünen sokaklar. Ebeveynimin uzun süre, benim ise dört yaşıma kadar kaldığım Suriçi ‘nin, uzun yıllar farklı etnik kökenden ve dine mensup kişilerin meskun olduğu bir yer olduğunu bilmeyen yoktur herhalde. Koca yürekleriyle dar sokakları genişleten, birbirlerine müsamaha içinde olan taş avlulu evlerdeki sakinlerden biri de babaannemdi. Süryanileri, Keldanileri,  Ermenileri ilk ondan duymuştum. Babaannemin son zamanlarına kadar dostluk bağıyla bağlı olduğu en yakınındaki kişi – bugünkü tabiriyle kankası -Ermeni bir kadındı.

 

Evimizden biri gibiydi, hatta ben uzun süre bizim akrabalarımızdan biri olduğunu zannediyordum. Ermeni olduğunu yıllar sonra öğrenmiştim. Sur dışına taşındıktan sonraki zamanlarda evimize gelirken babaannemle sobanın başına geçip birbirlerine içlerini döktükleri sohbetlerini, beraber yemek pişirip sofra kurduklarını hatırlarım. Tabii o zamanlar samimi misafirlerle sobanın başına oturulur, alevlerin kırmızılığı, ateşin küle dönüşü seyredilirken sohbet koyulaşır, dostluk bağları o sıcaklıkla daha da pekiştirilirdi.

 

Odun sobasının çıtırtılarını dinlerlerken birinin kulağı ezanda, diğerininki de çan sesindeymiş meğerse. Başkalarının kirli dünyasından çok uzakta, kendilerinin yarattıkları bir dünyada dar sokaklara açılan taş avlulu evlerin kadınlarıydı onlar. Tumas’ın fırınından ekmek kokusu yayılan mahallede her bir göz odada yaşayanların ortak olarak kullandıkları taş avlularda, kardeşlik meskun mahaldi o zamanlar. Kiliselerden, camilerden, mezarlıklardan, her gün herkesin ayak izinin değdiği sokaklardan, evlerin duvarlarından, tokmaklı tahta kapılardan, acıdan, kederden süzülmüş ağıtlardan, aşkla bezenmiş türkülerden bilcümle ortak bir hafıza yaratılmıştı, geçmişte her ne kadar kötü şeyler yaşanmışsa da görmezlikten gelmeyi becerebiliyordu o insanlar. En azından ebeveynlerimden duyduklarımdır anlatmaya çalıştığım. 

 

Birbirlerinden farklı renklerle kara taşlara nakışlanmış ve birlikte yaşamanın emaresini bulabileceğimiz, yarınlara elimizden geldiğince taşımaya çabaladığımız kardeşlik duygularımızın resmi olan mahalleydi bizimki.

 

Ben ne zaman Hrant Dink’i hatırlasam çocukluğumun o sıcak, huzurlu, eşsiz taş avlulu evleri gelir aklıma. O barış içindeki yaşam birilerini rahatsız etmiş olacak ki bizi bize hatırlatan ortak hafızadan müteşekkil tarihî yerleri yıkıp yok etmek istediler. Bizim gibi sırt sırta yaslanan evlerin duvarları daracık sokaklara devrildi evvela, birbirimize ulaşacağımız yollar kapandı. Bahçelerimize diktiğimiz dut ağaçlarımız kurudu,  kırık dökük hayatlarımızın yalnızlığını pencerelerde kalan susuz fesleğenler anlattı.

 

Bu tarihî bölgede silah, çatışma, operasyon istemiyoruz” denildi, duyan olmadı. Çocukluğumuzun geçtiği yerlerle aramıza perdeler gerildi, ayan beyan öldürüldük, üstü örtüldü.

 

Dışarıda öldürücü zemheri, damımıza kadar kara batmışız, ortada yanan odun sobası, camı buğulanmış penceremizi düşlüyorum, çocuk parmaklarım cama bir şeyler yazıyor. Taş avlulu evlerin kadınlarının hoşgörüsü, taş avlulu evlerin kadınlarının hoşgörüsü. Özlemek, hoşgörüyü özlemek.”

ShareTweetShare
Önceki Haber

Pandemi döneminde milyarlık müteahhit sevdası

Sonraki Haber

SADAT: Gayri nizami harp eğitimi verebiliriz

BENZER HABERLER

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın 2023 seçimleri için Millet İttifakı olarak hazırladığı “Ortak Politikalar” metni açıklandı.
Gündem

İşte Millet İttifakı’nın “mutabakat metni” | 9 ana başlık, 2 binden fazla somut hedef: Sığınmacılar geri gönderilecek, Varlık Fonu kapatılacak, askeri hastaneler yeniden açılacak

2023-01-30
CHP, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi genel başkanları, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in ev sahipliğinde bir araya geldi.
Gündem

Altılı Masa’dan ortak açıklama: Erdoğan 14 Mayıs’ta aday olamaz 

2023-01-26
AYM'nin HDP’nin "kapatma davasının seçim sonrasına bırakılması" talebini reddetmesi sonrasında gözler dava sürecine çevrildi. HDP'deki beklenti, kapatma kararının seçim öncesi nisan ayında çıkması yönünde.
Gündem

AYM’nin HDP kararı: Bundan sonra ne olacak?

2023-01-26
Eski Ülkü Ocakları Başkanı, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş cinayeti şüphelilerinden Tolgahan Demirbaş ve MHP'li özel kalem müdürü Emre Y., çıkarıldıkları Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği'nce tutuklandı.
Gündem

Sinan Ateş cinayetinde 3. kez gözaltına alınan Tolgahan Demirbaş ile MHP’li özel kalem müdürü, tutuklandı

2023-01-26
Anayasa Mahkemesi (AYM), Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP), "kapatma davasının seçim sonrasına bırakılması" başvurusunu reddetti. AYM, Hazine hesaplarına bloke konulmasına ilişkin karara karşı savunmasını hazırlaması için HDP'ye, 15 gün ek süre verilmesini kararlaştırdı.
Gündem

Anayasa Mahkemesi’nden HDP’ye ret

2023-01-26
İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri için Türkiye ile başlatılan süreç son gelişmelerle olumsuz etkilenirken, Türkiye'den beklenen onayın seçimden önce gelmesine çok ihtimal verilmiyor.
Gündem

NATO genişlemesine onay seçimden sonraya mı kaldı?

2023-01-25
Sonraki Haber
SADAT: Gayri nizami harp eğitimi verebiliriz

SADAT: Gayri nizami harp eğitimi verebiliriz

Hayatlarına sahip çıkan kadınlar: Meşru müdafaa hakkı nedir?

Hayatlarına sahip çıkan kadınlar: Meşru müdafaa hakkı nedir?

TESK’den çağrı: ‘Zamları geri çekin’

TESK’den çağrı: ‘Zamları geri çekin’

Please login to join discussion
Haberdar

Gerçekler Sadece Gerçekler

MENÜ

  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER
    • GENEL
    • ANALİZ HABERLER
    • BİLİM TEKNOLOJİ
    • ÇEVRE
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR SANAT
    • MAGAZİN
    • MEDYA
    • MODA
    • RÖPORTAJ
    • SAĞLIK
    • SOSYAL MEDYA VE TEKNOLOJİ
    • DÜNYA
    • SPOR

Gerçekler Sadece Gerçekler