CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TV100’de katıldığı programın yayını sırasında verilen SADAT reklamına ilişkin olarak, “Silahlı insanların olduğu reklamla güya beni tehdit ediyorlar, ‘sizin için geleceğiz’ diyorlar. Akıllarınca son uyarılarını yapıyorlar. Uzun süredir bu tehditler var. Bu mafyaya, bu paramiliter yapılara seslenmek istiyorum: Be şerefsizler, be müptezeller, be çakallar siz mi beni korkutacaksınız! Sizin önünüzde diz çöküp yaşamaktansa ayakta ölmeyi tercih ederim! Hodri meydan!” açıklamasını yaptı.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. SADAT’ın reklamına çok sert tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Bu paramiliter artıklar, daha büyük bir resmin sadece bir parçası” diye konuştu.
“Beşli çete” diye tabir ettiği oluşumlardan binlerce olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bu saray iktidarı sırasında Hazine’den bunlar 418 milyar dolar para çaldılar! Tahsil edeceğim rakam budur, defterinize yazın” dedi.
Kılıçdaroğlu ayrıca, “vasiyetimdir” diyerek, şunları söyledi:
“Trolleriniz beni yolumdan çeviremez. Eğer bana bir şey olursa, halkıma emanetimdir, o 418 milyar doları siz tahsil edeceksiniz! 418 milyar doları bunlardan alacaksınız!”
Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından satır başları şöyle:
“Çözüm odaklı bir politika izlediğimizin herkes farkında. Hangi sorunun nasıl çözüleceğini en iyi bilen partinin CHP olduğunu herkes biliyor. Siz sorunu dile getirin, çözümü de söyleyin, saray iktidarı çözümü bilmiyor siz bizi dertten kurtarın diyorlar. Türkiye’de yaşayan her vatandaşı yaşadıkları dertten kurtaracağız, bu ülkeye huzuru, adaleti getireceğiz.
Vatandaş önce ekonomide istikrar bekliyor. Yarın sabah hangi ürünün fiyatı kaç olacak kimse bilmiyor. Maaşına zam yapıyorsunuz, peynire, ete çok daha yüksek zamlar yapıyorsunuz.
Ev kiraları çok yüksek. Çocuklarımız gencecik, filiz gibi evlatlarımız işsiz.
Vatandaşlarıma söz veriyorum, geliri olmayan, düşük gelirli hiçbir hanenin elektriği, doğal gazı, suyu kesilmeyecek. Bütün vatandaşlarım bir köşeye yazsın. Aile destekleri sigortasıyla kimse donmayacak, susuz, elektriksiz kalmayacak. İktidar sahipleri bu sözü veremezler. Sarayda elektrik, su, doğal gaz kesilmez. Herkes orada çok rahat. Sıradan bir yurttaşın bu sorunları var, onları çözeceğiz.
Vatandaş emeğinin karşılığını istiyor, eşitlik istiyor, hak istiyor. Adamına göre muamele istemiyor. Torpil yoksa kamuda iş bulamazsın, bu artık toplumun her kesimine yerleşmiş bir kural halinde. 20 yıllık iktidarın, Türkiye’yi getirdiği nokta bu. Buradan Türkiye’yi çıkarmamız lazım.
Mültecilerden, sığınmacılardan şikayet var. En geç 2 yıl içinde onları özgür iradeleriyle ülkelerine göndereceğiz. İktidar sahipleri, yabancıların burada kalmasını istiyor. Bu, Türkiye’nin geleceği için çok büyük bir sorun, asıl ‘beka’ sorunu budur. Bunlar, yarın çoğalacaklar ve bu insanların hiçbirinin sosyal güvenliği olmayacak.
Bütün vatandaşlarıma sesleniyorum: 3 milyon 600 bin Suriyelinin buraya gelişine kim imkan verdi? Yabancılardan şikayet ediyorsan, işimi elimden aldı diyorsan, sandıkta Altı Ok’un altında mührü basacaksın. Göreceksin mülteciler, 2 yıl içinde ülkelerine gidecekler.
SMA’lı çocuklar var… Sosyal devlet dediğiniz kendi evladına, işsizine, fakirine sahip çıkar. SMA’lı çocukların iyileşmesi için ilaç kullanması lazım. Hangi aile, 2 milyon dolar ödeyebilecek. Sizin için de az kaldı diyorum. Meraklanmayın, çocuklarınız, SGK tarafından tedavi edilecek. Onların yaşaması için her çabayı göstereceğiz. Evlilik öncesi kan testlerinin yapılması lazım. İlk uygulamayı da Mansur Başkan başlattı. Türkiye geneline yaygınlaştırılması da arzumuzdur.
Sınırların korunması lazım. Korunmadığı için mafya geliyor, Türkiye’de hesaplaşıyorlar, adam öldürüyorlar. Ellerini sallayarak geziyorlar, bunların hepsini biliyoruz. Fotoraman Süleymanlar değil, memur Teomanlar olmalı. Fotoroman Süleymanlar yol geçen hanına döndürdüler. Memur Teomanların sayısını artıracağız.
Cumhuriyet’in 100. yılında 100 bin öğretmen atayacağız. Arkasından köy okullarını açtıktan sonra 100 bin daha atayacağız. Endişe etmeyin.
Okulda beslenme işini tamamen devlet yapacak. Kantincilerle iş birliği yapılacak. Ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen diye ayrımcılık olmayacak, hepsi kadrolu olacak.
Devlete olan güven sarsılıyor; uyuşturucular, baronlar, mafyalar var. Devlete olan güveni yeniden sağlamak için liyakati yeniden gerçekleştireceğiz. Valiler, kaymakamlar, sarayın değil devletin memuru olacaklar. Rüşvet alan büyükelçileri de çağıracağız buraya!
Borsa şu an soygun düzenine dönüşmüş vaziyette. Küçük tasarruf sahiplerini koruyacağız, borsayı yeniden inşa edeceğiz.
Bizim iktidarımızda yolsuzluklar tarihe karışacak. Her kuruşun hesabını veren bir iktidar olacak.
Sözleşmelilere kadro verilmesi teklifinde eksiklikler var.
Çaykur’daki mevsimlik işçilere de kadro verilmesi için çalışma yapacağız. Kaçak çay girişini engelleyeceğiz, yakaladıklarımızı Rize meydanında yakacağız.
TSK bünyesinde sözleşmeli çalışan uzman erbaşlar, çavuşlar var. Onlara da kadro verilmesi lazım.
Araştırma görevlileri var, bunların da kadroya alınması lazım. Aile Bakanlığı bünyesinde ek ders karşılığı çıkan öğretmenlerin kadroya alınması lazım. Şehir tiyatrolarında çalışan sanatçılar, işçiler var onlara da kadro verilmesi lazım.
Biliyorsunuz bir TV programına katıldım. Uğur Dündar davet etti. Sonra olanlar hepinizin malumu. Silahlı insanların olduğu reklamla güya beni tehdit ediyorlar, o resimdeki mesaj net. ‘Sizin için geleceğiz’ diyorlar. Beyefendiler benim için gelecekmiş! Vatandaşımızın ne olup bittiğini anlamasını istiyorum:
Bu paramiliter artıklar, daha büyük bir resmin sadece bir parçası. Her şeyin temelinde aslında tek bir şey var. Bu da para! Doymayacakları kadar çok para. Halkımızdan çalınan bir para. Bu parayı çalan beşli çeteler var. Beşli çete dediğime bakmayın, bunların kod ismi beşli, aslında sayıları binlerce. Kuruşu kuruşuna uzman arkadaşlarıma hesaplattım. Bu saray iktidarı sırasında Hazine’den bunlar ne kadar para çaldılar? 418 milyar dolar! Bu iktidar döneminde mafya artıklarının çaldığı, 418 milyar dolar… Sonra çıktım çok açık ve net şekilde söyledim. Tahsil edeceğim rakam budur, defterinize yazın.
Önce benimle konuşup anlaşmak istediler, kapıyı yüzlerine kapattım. Bir sonraki aşamaya geçtiler. Bu işin içinde bazı medya organlarını da soktular. Bunların hapislerden çıkan mafya artıkları var. Satın alınan araştırmacıları, medya ünlüleri, gazetecileri var. Muhalefetten görünüp bunların değirmenine su taşıyan insanlar da var. Anlamadıkları bir şey var: Bay Kemal yolundan asla ve asla dönmez!
Silah ve suikast tehditleri aşamasına geldiler… Akıllarınca son uyarılarını yapıyorlar. Uzun süredir bu tehditler var. Bu mafyaya, bu paramiliter yapılara seslenmek istiyorum: Be şerefsizler, be müptezeller, be çakallar siz mi beni korkutacaksınız! Sizin önünüzde diz çöküp yaşamaktansa ayakta ölmeyi tercih ederim! Hodri meydan!
Allah nasip eder de yaşarsak, hayatınız boyunca görüp göreceğiniz en büyük kabus olmaya devam edeceğim. Trolleriniz beni yolumdan çeviremez. Eğer bana bir şey olursa, halkıma emanetimdir, o 418 milyar doları siz tahsil edeceksiniz! Gençlerimizin parasıdır o para. Her kuruşunu tahsil edeceksiniz. Benim size vasiyetimdir bu! 418 milyar doları bunlardan alacaksınız!”