Millet ittifakının cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin milletvekili aday listesinde yer alması eleştirilen eski AKP’li Sadullah Ergin için, ”Başka partinin adayı, iç işlerine karışamayız” dedi.
Eski adalet bakanı Ergin, CHP listesinde DEVA Partisi’ne ayrılan kontenjandan Ankara 1’inci bölge 4’üncü sıra adayı.
Eski alışkanlıklar…
Çanakkale mitingi sonrası gazetecilere konuşan Kılıçdaroğlu, Gerçek Gündem’in aktardığına göre şunları söyledi:
*İlk kez beş parti, bir parti logosu altında seçime gidiyor. Herkes sanki ‘O CHP’li değil. Nasıl bizim listede yer alır?’ diyor. Eski alışkanlıklardan kurtulunmayan bir atmosfer var. Zaman içinde son bulacaktır.
*Bugün mesela sahnede İYİ Parti milletvekili adayı, Gelecek Partisi milletvekili adayı, CHP milletvekili adayı hep beraber bir arada durduk. Zaman içerisinde taşlar yerine oturacak.
*Sadullah bey başka bir partinin adayı, diğer arkadaşlar da başka bir partinin adayı. Dolayısıyla oyların heba olmaması çin böyle bir akılcı politika izleniyor.
*Burada partilerden çok ülkenin geleceği konusunda temel endişelerimiz var. Bu temel endişeyi gidermek için de altı parti bir araya geldik. Asıl mesele, Türkiye ve Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunları bir an önce aşmak.
*Biz onların iç işlerine karışamayız. O zaman çok büyük sıkıntı çıkar. Onlar bizim iç işlerimize karışamazlar. Onlar ayrı partiler biz ayrı partiyiz. Onlar kendi adayını seçerler, biz kendi adaylarımızı seçeriz, biri birbirimizin alanına girip üstü örtülü ya da açık eleştiri yaparsak asla doğru olmaz.”
Erdoğan’ın yapması gereken…
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da, ”Biz ne dersek, acaba oradan ne kapsam da ben bunu yapacağım desem, noktasına geldi” diyerek yüklendi.
Erdoğan’ın dün cumhur ittifakı adına duyurduğu bazı vaatlerin, millet ittifakının vaatleriyle örtüşmesi dikkat çekmişti.
”Benim vaatlerimin Erdoğan tarafından tekrarlanması güzel bir şey. Çünkü en azından benim ne kadar doğru ve sağlıklı hesap yaptığımı o da anlamış vaziyette” diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
*Dolayısıyla Erdoğan’ın yapması gereken vaat vermek değil, izzeti ikbal ile bab-ı hükümetten (hükümet kapısı, dairesi) çekilmek yani. Doğrusu odur. Çünkü hem Türkiye’yi yordu, hem kendisi yoruldu. Türkiye’yi o kadar yordu ki Türkiye’yi bir sorunlar yumağı haline getirdi. İşin içinden çıkamıyor.
*Eskiden hep eleştirirdi. Ama benim şimdi söylediklerimi tekrar ediyor. Çünkü o nasıl yönetileceğini bilmiyor ama ben nasıl yönetileceğini biliyorum. Hem de çok iyi biliyorum.
*Başka bir şey daha var: Sorun alanlarını da bilmiyor. Yani ülkede pek çok sorun var. Sorun alanlarını, tarımda sorun var, sorunun nasıl çözüleceği üç aşağı beş yukarı bellidir.