İmamoğlu, “Korkmuyorsa iktidar, mertçe bir mücadele istiyorsa sayın Erdoğan bu işlere tenezzül etmesin. Muhalefet tarafından adam eksiltmekle seçim kazanmayı planlıyorsa bu mertçe bir mücadele değil” dedi. İmamoğlu, “Kumpas ve ayak oyunları sürecine aldanmayan 6’lı masa, iktidardakileri alabora etti. Beni rüyasında gördüğünü düşünüyordum ama bu saatten sonra onun için kâbusa döndüm” diye konuştu.
İmamoğlu’ndan Erdoğan’ın, “başka ebeveynler arıyor” ifadesine yanıt
Sözcü ve Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan İmamoğlu, gündemdeki iddialara dair açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik, kendisiyle ilgili, “başka ebeveynler arıyor” ifadesine, şu yanıtı verdi:
“Herkesin ebeveyni belli. Bunu da hakaret kabul edebilirim ama gündemime dahi almıyorum. Genel başkanımızın baba oğul ilişkisi ifadelerinden gurur ve onur duyuyorum. Yarın da abla kardeş ilişkisine takılabilir. Çünkü muhalefetteki bu dayanışma, işbirliği en zor anda bile ayakta kalabilmesi onların akıllarını karıştırdı. Böyle sataşmalara devam edecekler.”
“Muhalefet tarafından adam eksiltmekle seçim kazanmayı planlıyorsa bu mertçe bir mücadele değil”
İmamoğlu, “Erdoğan, ‘Ben burayı neden karıştıramadım’ şaşkınlığı yaşıyor. Bugünkü konuşmasından o anlaşılıyor. Tam amacıma vardım derken biri, ‘Baba, oğul’ dedi. Biri, ‘abla kardeş’ ilişkisini ortaya koydu. Erdoğan şimdi vahlanıyordur” dedi. İmamoğlu, iktidardakilere ve Erdoğan’a şöyle seslendi:
“Korkmuyorsa iktidar, mertçe bir mücadele istiyorsa sayın Erdoğan bu işlere tenezzül etmesin. Öyle Kasımpaşalıyım demek kolay değil. Biz hâlâ mertçe mücadelenin peşindeyiz. Yargı konusunda da netim. Çıkacak ve diyecekler ki, ‘evet bu hukuksuz bir karardır’ diyecekler. Ben sayın Erdoğan’ın cümlesine bakarım artık. Hiçbir açıklama yok. Var ama hâlâ mertçe bir açıklama bekliyoruz. Sahanın öyle olması lazım. Herkes çıksın, mücadelesini versin. Muhalefet tarafından adam eksiltmekle seçim kazanmayı planlıyorsa bu mertçe bir mücadele değil. Orada siyasi bir karar verildi. Siyasi kararın düzeltilmesi gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nın tavrını millet de izliyor, biz de izliyoruz. Hala makul bir tavır yok. Çıkıp, ‘mağdur edebiyatı yapmak kolay’ gibi kavramları kullanıyorlar. Bu parti mağduriyet edebiyatı hiç yapmadı. Bu kadar sıkıntı yaşamasına, bu kadar bedel ödemesine rağmen. Bu partinin genel başkanı suikast girişimine uğradı. Linç girişimine uğradı. Hiçbir zaman mağduriyet edebiyatı yapmadı. Dimdik ayakta mücadelesini devam ettirdi. Biz de şu anda o konumdayız ama öyle sağa sola meydan okumakla mertlik olmuyor. Mertlik bu kararın düzeltilmesiyle olur. ‘Evet kardeşim hepinizle mücadele edeceğim’ desin. Biz de çıkalım sahaya mücadele edelim. Bugün Ekrem’i eksiltmek, yarın bir başkasını eksiltmek üzerinden siyasi manevralarını hukuka alet ederek gerçekleştirmelerini utanç verici olarak görüyorum, Türkiye demokrasisi açısından. Bu saatten sonra meselem bu. Mertçe mücadeleyi 2019’da gördük. Gayet mertçe mücadele yaptık ikinci seçimde. Önlerinde son hamleleri vardı. Onu da yaptılar. Sonra da sonucu gördük. Yine aynı şekilde bilek kuvvetine hazırız. Millete kendini anlatırsın, millet de ona göre oyunu verir. Aradaki engelleri kaldırırsın… Ama bizi rahat bıraksın. Ki daha yeni hamlelerini de bekliyoruz biz bu arada. Daha neler çıkartırlar.”
YSK Başkanı’na: Bilinçaltındaki fikrinin tezahürü
İmamoğlu YSK Başkanı Muharrem Akkaya’nın, “Adayken cezası kesinleşirse seçilse bile mazbata alamaz” açıklamasına da şöyle tepki gösterdi:
“Bu neyi gösteriyor biliyor musunuz? YSK Başkanı’nın kafasında Ekrem İmamoğlu istinafta da cezayı yedi, Yargıtay’da da cezayı yedi. YSK başkanının bilinçaltındaki fikrinin tezahürü yani. Başka hiçbir şey değil. YSK, başka böyle cevap verir mi? Olursalar içinde hiç Ekrem İmamoğlu’nun beraatı yok mesela.”
“Kumpas iktidarın kumpasıdır, biz ona alet olmayız”
Kararın çıktığı gün Saraçhane’de İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile buluşmasına ilişkin yapılan, “Kılıçdaroğlu’na kumpas kuruldu” yorumlarıyla ilgili de İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bizim muhalefet bloğu olarak her birleşme anımızı, hem buluşma anımızı, her kaynaşma anımızı, her kucaklaşma anımızı, hatta partinin içinde bile güzel anlarımızı kirletme çabası bugünün iktidarında var. Yani bu kumpas iktidarın kumpasıdır. Biz ona alet olmayız.”
“Yasin okuyup hırsızlık yapanlara baksınlar, benle uğraşmasınlar”
İmamoğlu, sosyal medyada paylaşılan gizlice çekilmiş görüntüleriyle ilgili yapılan, “camide Yasin okuyordu, alkol alıyormuş” yorumlarına da şu yanıtı verdi:
“Yasin okuyup hırsızlık yapanlara baksınlar, benle uğraşmasınlar. Bu da MOBESE’nin başka bir usulü. MOBESE’yi unuttuğumu kimse zannetmesin. Unutmadım yani. ‘Bu kararla görevden almam’ diye açıklama yaptı ya bakan. Tekil konuştu. Kim oluyorsun derler o lafı edene. Hukuku açıklayabilirsin, kuralı açıklayabilirsin. Ama, ‘görevden almam…’ Dile bakar mısınız? Ne kadar çirkin bir dil. Bu kibirin üstenciliğin devlet insanlığına yakışmayan üslubun aslında tezahürü. Aynı akıl işte o gün devletin kameralarıyla Ekrem İmamoğlu’nu takip eden akıl… Bunların hepsinden kurtulacağız.”
“Hukuksuzluğa karşı mücadelede hiç kimseden korkumuz yok”
İmamoğlu, Gezi tutukluları ve eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la ilgili de şu çarpıcı açıklamayı yaptı:
“Ben, adaletsizliği sadece yaşadıkları üzerinden yorumlayan birisi değilim. Diyarbakır’da kayyum atandığında koşup oraya gidip ‘geçmiş olsun’ diyen bir insanım. Kendisine yapıldığında ciyak ciyak bağıran biri değilim. HDP’li belediyelere geçmiş olsun ziyareti yapmış, bunun karşısında olduğumuzu, ‘halkın verdiği kararın bir tane hukukla, adaletle ilişkisi olmayan bir bakanın iki dudağı arasından ya da bir imzasından görevden almasına şiddetle karşıyım’ diyen de bir belediye başkanıyım. Hukuksuzluğa karşı mücadelede hiç kimseden korkumuz yok. Milletimiz de korkmaz. Hâlâ hukuksuz yere içeride yatan bir sürü insan var. Benim çalışma arkadaşım Tayfun Kahraman var. Onunla beraber yatan diğer arkadaşlarımız var. Bunlar için de mücadele eden birisiyim. İçeride yatıp ayrı kalan ve üzüntülerini yaşayan Demirtaş’ın ailesi için de üzülen birisiyim. Gazeteci arkadaşlarım yattığında da onların da üzüntüsünü paylaşan birisiyim. Toplumun hukuksuzlukla mücadelesi noktasında hiçbir kişiye ayrım yapmaksızın aynı duyguyla bakıyorum. Aynı şeyi Ergenekon, Balyoz’da yaşadık. İnsanların hayatları heba oluyor.”
“I speech kürsü” açıklaması: O dilden anlıyorlar ne yapalım?
İmamoğlu, Google‘da ismi arandığında, “Eski İBB Başkanı” sonucu çıkması sonrasında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir konuşmasına atıf yaparak attığı, “I speech kürsü” paylaşımı ile ilgili de açıklama yaptı. İmamoğlu, “O dilden anlıyorlar ne yapalım? Komik bir durum yaşattılar. Türkiye’de dünya çapında itibarlı kurumların bile işleyişini, kurumsallığını bozma girişimleri var. Komik bir durumda ama sonunda çözdüler” dedi.
“Her CHP’linin doğal adayı kendi genel başkanıdır”
İmamoğlu, “Altılı Masa”nın cumhurbaşkanı adayı ile ilgili soruya da, “Her CHP’linin doğal adayı kendi genel başkanıdır. Benim de genel başkanım var. Kemal Kılıçdaroğlu. Özü budur. Mesele şu; gösterilen işbirliği ve birliktelik. O zaman her şeyin çok güzel gideceğini hissediyorum” yanıtını verdi.
“Oyuna girme ihtimali olan bir oyuncuyum” sözlerine açıklık getirdi
İmamoğlu, “Oyuna girme ihtimali olan bir oyuncuyum” sözleri hatırlatılarak kendisine yöneltilen, “Hangi mevkide oynamayı tercih edersiniz” sorusunu ise, “Kaleci olmayı tercih ederim” diye yanıtladı. İmamoğlu, şu açıklamayı yaptı:
“Benim, ‘oyuna girme ihtimali olan bir oyuncuyum’ derken verdiğim duygu şuydu. Takımdan oyuncu eksiltme çabasına bir benzetme yaptım. Takımda liderler de var, belediye başkanları da var. Hatta dedim ki, ‘Maça varmadan bizi sakatlamaya, ayak kırmaya, çelme takmaya çalışıyor. Mertçe mücadelenin tam tersi bir durumdalar. Oyuna girme ihtimali en yüksek oyunculardan birisiyim. Çünkü İstanbul Belediye Başkanıyım. Yaptıkları oyunun kuralına uygun değil. İfade ettiğim tam olarak oydu.”
“Hangi koşulda olursam olayım sezonu kapatır mıyım ben?”
İmamoğlu, Sözcü yazarı Aytunç Erkin’in, “sakatlanıp, sezonu kapattınız mı” sorusu üzerine de şöyle konuştu:
“Yok canım. Sakatlamaya çalışıyorlar tabii. Henüz bir şeyimiz yok, sakatlanmadık. Hangi koşulda olursam olayım sezonu kapatır mıyım ben? Bir futbol takımından örnekle anlattım. Ve dedim ki bırakın sahaya çıkıp oynarken sakatlamayı siz daha yolda maça gelirken yolda darp etmeye kalkıyorsunuz ya da bacağını kırmaya çalışıyorsunuz. Bu kadar kötülük dolusunuz yani. Centilmenliğin tamamen dışında bir kötülük bu.
… Hani o yanlış anlamayı da giderin. Biz takım oyuncusuyuz. Bu işte muhalefet bloğu, ‘Türkiye ittifakı’ diye bahsettiğim o büyük ittifak kazanacak. Kazanmalı demiyorum, kazanacak. Biz, o büyük ittifakın aktörleriyiz, önemli insanlarıyız. Ama maça çıkmadan bizi daha yolda sakatlamaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar… Ekrem İmamoğlu sakatlandı, hastanede yatıyor da olsa, tribünden izliyor da olsa, ne koşullarda olursa olsun ben bu sürecin en çalışkan neferi olacağım. Hatta iddiamı koyayım. Hangi koşulda olursam olayım en büyük mücadeleyi veren insan olacağım. Onun için boşuna uğraşıyorlar.”
Demirtaş’a: Diline, yüreğine sağlık
İmamoğlu, Demirtaş’ın açıklamalarıyla ilgili de şu görüşünü aktardı:
“Diline, yüreğine sağlık. Sürecin sekteye uğratılması, yapılan bu müdahale Türkiye’nin önünü tıkıyor, umutları kırıyor. Ama Türkiye’ye yapılan bir müdahale. Bu kararın altına imza atan hâkimin, savcının ve onun gibilerin eşleri çocukları için de kazanmak zorundayız. İleride onların da bir hukuksuzlukla karşı karşıya kalmamaları için, bu ülkenin tüm çocukları için kazanmak zorundayız.”