Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin üzerinden 16 yıl geçti. Dink suikastinin ardından başlayan ve 14 yıl süren dava, 2021’de karara bağlandı. Dosya şu an Yargıtay’da.
Türkiye Ermenilerinin sesi olan, Cumhuriyet döneminin Türkçe-Ermenice yayımlanan ilk gazetesi Agos’un kurucusu Hrant Dink, katledilmeden önce defalarca ırkçı tehditlere maruz kaldı. Tehditleri, yargılandığı davalar izledi. 2002’de konuşmacı olarak katıldığı bir sempozyumda, “Türk değilim, Türkiyeliyim ve Ermeni’yim” sözleri nedeniyle “Türklüğü aşağılamak” suçlamasıyla hakkında dava açıldı.
Hrant Dink, Agos gazetesinde 12 Ocak 2007’de yayımlanan “Niçin Hedef Gösterildim” başlıklı yazısından bir hafta sonra İstanbul Şişli’deki Agos gazetesi binası önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Yazıda, “Ermeni olduğum için birçok ayrımcılık yaşadım. Bu ülkenin bir yurttaşıyım ve ısrarla herkesle eşit olmak istiyorum. Hayatım boyunca hep tehlikelerin etrafında dolaşmıştım. Ve işte yine uçurumun kıyısındaydım” demişti.
Mahkeme “Örgüt yok” dedi
Cinayetin ardından “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz” sloganlarıyla binlerce kişi sokaklara döküldü. Başlatılan soruşturma sırasında devlet görevlilerinin Dink’in öldürüleceği bilgisine sahip oldukları ama koruma tedbiri alınmadığı ortaya çıktı.
20 sanıklı davanın ilk duruşması, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 Temmuz 2007’de görüldü. Yargılama beş yıl sürdü. Mahkeme, “Örgüt yok” dedi. 18 yaşını doldurmadığı için dosyası çocuk ağır ceza mahkemesine gönderilen Ogün Samast 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yasin Hayal, “tasarlayarak öldürmeye azmettirmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Eski polis muhbiri Erhan Tuncel ise “cinayete yardım ve yataklık etme” ve “silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından beraat etti.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2013 yılında cinayetin örgüt kapsamında işlenmediği kanaatine karşı çıkarak kararı bozdu ve yargılama yeniden başladı. 85 sanıklı ana dava, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti.
Kamu görevlilerinin yargılanmasına 2016’a başlandı
Devam eden ana davaya ek olarak, aralarında jandarma ve emniyet görevlilerinin olduğu 77 kişi hakkında iddianame düzenlendi ve böylece kamu görevlilerinin yargılanmasına 2016 yılında başlandı. Kamu görevlilerinin yargılandığı ana davadan zaman aşımı ihtimali nedeniyle dosyaları ayrılan dokuz sanıklı davada 2019 yılında karar çıktı. Erhan Tuncel 99 yıl 6 ay, Yasin Hayal 7 yıl 6 ay, Ogün Samast ise 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Kamu görevlilerinin yargılandığı davada ise 15 Aralık 2020’de esas hakkındaki mütalaasını açıklandı. Dink ailesi avukatları dört yıldır devam eden davada mütalaaya karşı beyanda bulunmak için iki ay süre talep etti ancak mahkeme başkanı Akın Gürlek avukatlara hazırlanmak için sadece iki gün verdi.
Karar, 26 Mart 2021 tarihinde açıklandı. 37 kamu görevlisi beraat etti, 26 sanığa çeşitli sürelerde hapis cezaları verildi. Tutuklu sanıklar eski emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek, “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Tutuksuz sanıklar eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun ve eski İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah hakkındaki dava dosyası zaman aşımı nedeniyle düşürüldü. Fethullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, Ekrem Dumanlı, Adem Yavuz Arslan’ın da aralarında bulunduğu 13 sanığın dosyası ayrıldı. Mahkeme ayrıca, Ogün Samast, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal hakkında “FETÖ üyeliğinden” İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Dink ailesi avukatlarının taleplerine rağmen bugüne kadar cinayette sorumluluğu olan İstanbul Valiliği ve İstanbul ve Trabzon Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Bölge Başkanlığı görevlileri hiç soruşturulmadı.
“Sorumluluğu olanların yargılanma olanağı ortadan kalktı”
Kararın ardından Dink ailesi tarafından yapılan açıklamada, “Bu dava bu haliyle kapatılıp yılların derin devlet mekanizmasına ‘FETÖ’ deyip geçilir ve etkili bir soruşturma yürütülmezse, bundan sonraki yıllarda kaybedilecek başka canların sorumluluğu kimin olacaktır? Bu mekanizmanın başka canlar almaya devam etmesine müsaade edilmemeli” denildi.
Temmuz 2021’de gerekçeli karar açıklandı. 4 bin 532 sayfalık gerekçeli kararda, “Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Faruk Sarı’nın FETÖ’nün çıkarlarını gözeterek birlikte hareket ettikleri, konumları nedeniyle gereken tedbirleri alıp müdahale etmek yerine cinayetin gerçekleşmesini sağladıkları, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü personelinin büyük bölümünün 15 Temmuz 2016’dan sonra çıkan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile görevlerinden ihraç edildiği, Dink’e yönelik koruma önlemlerinin alınması konusunda ellerinde yeterli bilgi mevcut olmasına rağmen Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığınca gerekli değerlendirmelerin yapılmadığı” gibi ifadeler yer aldı.
Dink ailesi avukatları, bazı sanıklar için verilen beraat kararlarına ve soruşturmanın yürütülme şekline itiraz ederek kararın bozulmasını talep etti. İstinaf mahkemesi talepleri reddedince dosya geçen sene Haziran ayında Yargıtay’a taşındı.
“Soruşturma derinleştirilmedi”
Avukatlar, Yargıtay’a sundukları 130 sayfalık dilekçede, Hrant Dink’e yönelik linç sürecini örgütleyenler hakkında etkili bir soruşturma yürütülmediği, cinayete giden süreçte yer alan kişilerin cinayet ile bağlarını açığa çıkartmaya yönelik soruşturmanın derinleştirilmediği, cinayette sorumluluğu olan devlet görevlilerinin bir bölümünün cinayete dair soruşturmanın yürütülüşünde görev aldığı, istihbarat görevlilerinin soruşturulmadığı, Dink’in yaşamına yönelik tehdit olduğu bilgisinin yanı sıra somut olarak öldürüleceği bilgisine sahip olunmasına rağmen korunmasına yönelik tedbirlerin kasıtlı olarak alınmadığını savundu. “Somut olarak cinayetin kim veya kimler tarafından ve hangi süreçlerden geçirilerek karara bağlandığı açığa çıkarılamamıştır” denilerek, cinayette sorumluluğu olan kişilerin tamamının yargılanma olanağının ortadan kalktığı ifade edildi.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – BURCU KARAKAŞ