Resmi olmayan ikinci tur seçim sonuçlarına göre üçüncü kez Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Külliyesi’nde gelenek haline getirdiği “balkon konuşmasını” yaptı.
Erdoğan, kampanya döneminde mitinglerinde sıkça söylediği “Duyanlara duymayanlara” şarkısını söyleyerek konuşmasına başladı. Beştepe’de toplanan kalabalık, “İşte ordu, işte komutan” sloganları attı. Ayrıca, “Apo’nun p…leri yıldıramaz bizleri” sloganları da atılırken, Erdoğan’ın 6 buçuk yıldır tutuklu olan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı hedef aldığı sırada “Selo’ya idam” diye de bağırıldığı duyuldu.
Erdoğan’ın konuşmasının ardından Cumhur İttifakı bileşenlerini oluşturan partilerin liderleri (MHP lideri Devlet Bahçeli, BBP lideri Mustafa Destici, Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve Ata İttifakı’nın birinci turdaki adayı Sinan Oğan, sahneye çıkarak halkı selamladı.
Erdoğan’ın açıklamasından satır başları şöyle:
“Bu millet sevilmez mi? Biz severiz. Kandil’dekiler sevmez. Onların uzantıları sevmez. Ama biz severiz. Şu andaki tablo sevgililerin tablosu. Resmi rakam 320 bin kişi şu anda burada. Havalimanından buraya kadar yollar tıklım tıklımdı.
Siz Cumhur İttifakı’nı mahçup etmediniz, yalnız bırakmadınız. Bu yolda beraber yürüdük. Gece gündüz demeden yürüdük ve sizler bu görevi yine bizlere verdiniz. İnşallah ‘Türkiye Yüzyılı’nı beraber inşa ve ihyaya devam ediyoruz.
İkinci tur, kayda değer sıkıntı yaşanmadan tamamlanmıştır. Gayriresmi sonuçlara göre, milletimiz cumhurbaşkanı görevini 5 yıllığına bizlere tebliğ etmiştir. Ülkeyi yönetme sorumluluğuna bizleri tekrar layık gören milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum.
14 Mayıs’ta, 28 Mayıs’ta tercihini hangi partiden, hangi adaydan yana kullanmış olursa olsun sandık başına giderek iradesine sahip çıkan her vatandaşıma teşekkür ediyorum.
Çok partili siyasi hayatın en önemli seçimlerinden birinde milletimiz kararını Türkiye Yüzyılından yana kullanmıştır.
İlk turda milletimiz TBMM üyelerinin çoğunluğunu Cumhur İttifakı’na vererek, yasamadaki tercihini zaten ortaya koymuştur. Bugün yapılan ikinci tur seçimi ile milletimizin cumhurbaşkanlığındaki yani yürütmedeki tercihi de kesinleşmiştir. Milletimizin her iradesi gibi bu sonucun da başımızın üstünde yeri vardır. Fakat kazanan sadece biz değiliz, kazanan Türkiye’dir! Kazanan tüm kesimleri ile milletimizin ta kendisidir! Kazanan, demokrasimizdir.
Hatırlarsanız biz her fırsatta kazandığımızda ülkemizde kimse kaybetmeyecek demiştik. Yine aynı şekilde biz kazandığımızda tek kaybeden ülkemizle ilgili kirli senaryoların sahipleri ile onların aparatları olan terör örgütleri ve tefeciler olacak demiştik.
Aynı sözü bir kez daha veriyoruz. Bugün, kimse kaybetmemiştir; 85 milyonun tamamı kazanmıştır. Milletimizin bize verdiği sorumluluğun gereği olarak kimseye kırgın, küskün, kızgın öfkeli değiliz. Seçim dönemine dair tüm tartışma ve çekişmeleri bir kenara bırakarak milli hedeflerimiz etrafında birleşme, bütünleşme vaktidir. Biz bu çağrıyı laf olsun diye değil, tüm kalbimizle yapıyoruz. Biliyoruz ki Türkiye’nin gücü 85 milyonun hep beraber olmasından kaynaklanıyor.
Ben hesap uzmanı değilim… Ama hesap uzmanının hesabında galiba bir yanlışlık var.
2018’de CHP’nin vekil sayısı 146 idi. 2023’te vekil sayısı 169. Gördüğünüz gibi bir artış var. Fakat, burada kiralık vekiller var. 40 tane kiralık vekil… Yüzde 1 oy alan partilere 40 tane kiralık vekil verdi. Sayı 129’a düştü.
Kandil’dekilerle, bir video çekimi ile onları arkaya alıp ‘haydi’ diyebilirsiniz ama bu millet yutmuyor. 17 vekil düşmüş durumda.
Ne diyordu? Selo’yu dışarı çıkarmak istiyorsanız oyu bana vereceksiniz diyordu. Benim sevgili milletim ne dedi? Milletim iyi biliyor… Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bu terörist Selo’dur. Hak ve hukukun egemen olduğu Türkiye’de sen 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan Selo’yu istediğin gibi dışarı çıkaramazsın. Bizim iktidarımızda böyle bir şeyin gerçekleşmesi mümkün değildir. Bizim iktidarımızda adalet, mülkün esasıdır! Bu değiştirilemez!
Menderes’in ‘Yeter söz milletindir’ diyerek yeni bir dönemin kapılarını açtığı badirelerin gerisinde Türkiye’nin gücünün zayıflatılması vardır. Darbeler bunun için yapılmıştır. Muhtıralar bunun için verilmiştir, koalisyonlar bu yüzden kurulmuş ve yıkılmıştır. Köken farklılıklarımız bu yüzden ayrıştırılma sebebine dönüştürülmeye çalıştırılmıştır. Muazzam ekonomik potansiyelin hayata geçmesi bu yüzden engellenmiştir. Doğu’daki Güney’deki Kuzey’deki Batı’daki güç ve etki alanlarının üzeri bu yüzden örtülmüştür. Üzerimize giydirilen ve bize dar gelen deli gömlekleri içinde bizi boğanların korkusu, bugün müjdesini verdiğimiz Türkiye Yüzyılının bir gün kapılarına dayanacağıdır. Bugün, o gündür. Siz onun için bugün varsınız.
Bugün hem kendi vatandaşlarımızın hem de kendi geleceklerini bizimle birlikte gören dost ve kardeşlerimizin zafer ve şükür dualarının arşa ulaştığı gündür. Sandıklar kapandı, telefon zincirleri akmaya başladı. Körfez’den İngiltere’ye ve Rusya’ya kadar hepsi tebriklerini bildirdiler ve yarın da yine bu tebriklerin devam edeceğini görüyoruz. Türkiye’nin 10 yıldır önüne koyulan tüm tuzaklar, tüm oyunlar, sırtına saplanan tüm hançerler, ayağına takılan tüm çelmeler bugünü engellemek içindir.
Alman, Fransız, İngiliz dergileri Erdoğan’ı yıkmak için kapaklar atmadılar mı? İşte onlar da kaybetti kardeşlerim! Aylardır kurulan ittifakları gördünüz. Terör örgütlerinden sapkın akımlara kimlerin karşımıza dikildiğini, kirli oyunları gördünüz. Buna rağmen ne oldu? Başaramadılar… İnşallah bundan sonra da başaramayacaklar. Bu millet mayasının ne kadar sağlam, basiretinin ne kadar güçlü olduğunu, yaşadığı her badirede tekrar ispatlamıştır. Bundan dolayıdırı ki Türk milletinin asla zaafiyetini yakalama, bulma gibi gayretin içine girenler yine kaybedeceklerdir. Sadece son seçimler boyunca şahit olduklarımız bile milletimizin onurlu duruşunu göstermiştir.
Milletimizle aramızdaki muhabbet köprüsü güçlü olduğu sürece üstesinden gelemeyeceğimiz mücadele, çözemeyeceğimiz sorun yoktur.
Şimdi, Rabbime beni böyle bir milletin evladı olarak dünyaya getirdiği için hamdediyorum.
Seçimler bittiğine göre artık tüm vaktimizi ve enerjimizi çalışmaya, eser üretmeye, hizmet vermeye tahsis edeceğiz.
6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak, yıkılan şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak, insanlarımızı hayata bağlamak, önceliklerimizin en başında yer almayı sürdürecek.
Kalbimiz de elimiz de deprem bölgesinin üzerinde olmaya devam edecek.
Enflasyonun yol açtığı fiyat artışlarından kaynaklanan sıkıntıları gidermek, refah kayıplarını telafi etmek, önümüzdeki günlerin en acil konu başlığıdır.
Bunlar laf ola beri gele. Yaparsak biz yaparız. Faiz 8,5… Enflasyon da inecek görürsünüz. Onlar bizimle yarışamaz, IMF’in kapısında nöbet tutarlar.
Bizler Davos’tan kopuşumuzu nasıl başlatmıştık biliyor musunuz? Davos’ta Babacan yanımdaydı o zaman. Davos’ta IMF Başkanı ile görüşüyoruz. O zaman bizim 23,5 milyar dolar borcumuz var. IMF Başkanı’na dedim ki, sen taksitlerini alıyor musun, Türkiye’nin siyasi kaderine müdahale edemezsin, başbakan benim, sen sadece taksitlerini alacaksın. Ne oldu? 2013’e kadar devam ettik, son taksidi ödedik, bizim IMF ile ilişkimiz bitti. Biz buyuz. Ama bu CHP ne diyordu? Hala IMF’ten borç almanız lazım. O sizin işinizdir, bizin değil. 10 sene geçti, biz IMF’ten borç almadık. MB’nin döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Bunlar İngiltere’den 300 milyar dolar getirecekmiş. Tefeci kime para vereceğini çok iyi bilir! Biz yolumuza emin adımlarla yürüyoruz, yürüyeceğiz.
Güven ve istikrar; bu iki kavram çok önemli. Güçlü bir ekonomi yönetimini bu iki kavramın üzerine kuracağız. Yatırım ve istihdam odaklı bir üretim ekonomisi pazarlıyoruz. Her alanda giderek artan üretim gücümüzün sağladığı imkanları, herkesi şaşırtacak yeni bir ekonomik lokomotifin adımı haline getireceğiz.
Bay bay Kemal’in ortakları ne diyordu? ‘Biz Güneyimizdeki terör örgütleri ile beraber olacağız.’ Bununla kalmadılar, oralardaki petrol kaynaklarını bu teröristlerle paylaşmanın adımlarını attılar. İşte Kamışlı bunlardan bir tanesidir. Vatandaşlarımızın talebi olan sığınmacıların gönüllü geri dönüşlerini de bu politikanın bir parçası olarak değerlendiriyoruz.
Milletimize yakışır yol ve yöntemlerle vatandaşlarımızın bu konudaki beklentilerini karşılamak görevimizdir. Güvenli bölgelere bugüne kadar 600 bine yakın kişinin gönüllü olarak geri dönmesini sağladık. Şimdi Katar ile iş birliği yaptık, yeni bir iskan projesi ile birkaç yıl içinde bir milyon kişinin daha dönüşünü temin edeceğiz.
Önümüzdeki dönemin her anını Türkiye Yüzyılına yakışır eser ve hizmetlerle değerlendireceğiz. Yarın 570. yıl dönümüne kavuşacağımız İstanbul’ın fethi, bir çağı açıp yeni bir çağı kapatmıştır. Yarın bu fetih İstanbulumuzda kutlanacak. Sizlerle iftihar ediyorum, inanıyorum, güveniyorum. Bu seçimleri giriş kapısı olarak gördüğümüz Türkiye Yüzyılı olarak tarihe böyle bir dönüm noktası olarak geçecektir. Türkiye bize, biz de milletimize emanetiz demiştik. Emanete sahip çıktığınız için şükranlarımı sunuyorum.
Büyük Türkiye zaferimiz hayırlı olsun!
Erdoğan, Arif Nihat Asya’nun “Dua” şiirini okuyarak sözlerini sonlandırdı.