Gökhan Güneş, gün içinde İnsan Hakları Derneği’nde düzenlenen basın toplantında yaşadıklarını anlattı.
Kendisini kaçıranların kim olduklarına dair bilgi vermediğini belirten Güneş, işkenceye maruz kaldığını söyledi.
‘Zorla araca bindirdiler, elektroşok verdiler’
Güneş, 20 Ocak günü işyerine gitmek üzere bindiği otobüsten indiğinde bir grup tarafından karşılandığını belirtti:
“Kaldırımda, durakta bekleyen ortalama dört kişi vardı. Bir tanesi “Pardon bakar mısın? dedi. Bu sırada hep birlikte üzerime çullandıklarını gördüm. Bu sırada sayı da arttı. Araca bindirmeye çalıştılar. Direndim. Bu direnci ortadan kaldırmak amacıyla elektroşok verdiler.”
Araçta kendine geldiğinde, başında siyah bir çuval olduğunu söyleyen Güneş, nerede olduğunu bilmediği bir yere götürüldüğünü söyledi.
‘Elektrik, kaba dayak, soğuk su’
Güneş, burada kendisine işkence yapıldığını anlattı:
“Girdikten sonra gerek sistematik olarak gerek ara ara işkence yöntemleri uygulandı. Elektrik vermedir, kaba dayak… Bunun yanı sıra ara ara soğuk suyla ıslatarak şiddet uygulama… Genelde bu uygulamalar gerek çıplak olarak bazen üzerimizde iç çamaşırı olabilecek şekilde uygulanıyor. Bazı anlarda mezar dedikleri bir bölüm var. Sadece ayakta durabildiğiniz, elinizi, kolunuzu hiçbir şekilde kıpırdatamadığınız, gözünüzün bağlı ve elinizin kelepçeli olduğu bir yere hapsediliyorsunuz.”
Güneş, burada “tecavüzle tehdit edildiğini” ve kendisine “işbirliği teklifi yapıldığını” söyledi.
‘Biz görünmeyenleriz’
Güneş, kendisini kaçıran kişilerin kim olduklarına dair bir bilgi vermediklerini, aralarında konuşurken “Biz bilinmeyenleriz” dediklerini aktardı:
“Bizim kim olduğumuzu biliyor musun?’ gibi söylemleri oldu. Benim onlara ‘Muhtemelen istihbaratçısınız’ demem üzerine herhangi bir ‘Evet’ ya da ‘Hayır’ gibi bir cevapları olmadı fakat bazı konuşmalarında “Biz görünmeyenleriz” gibi söylemleri oldu hep.”
Güneş, oradan çıkmadan önce vücudunun temizlenip üzerinin giydirildiğini, üzerine parfüm sıkıldığını, gözleri bağlı bir şekilde bir araca bindirildiğini, araçtan indirilmeden önce kafasındaki bezin çıkarıldığını, indirildikten sonra kendisine “İleri doğru yürü” dendiğini söyledi:
“Sonra gözümü açtım. Gözlerimi pamukla kapatıp bantla sarmışlardı. Telefonum olmadığı için…Sabah erkenmiş, akşam sanıyordum. Ulaşım aracı bulamadım. Bir güvenlik görevlisinden taksi çağırmasını rica ettim ve evime geldim.”
Güneş, açıklamanın sonunda, “Bu saldırıların amacının taşıdığımız kimlikten olduğu biliyoruz. Sosyalist kimlikli kişilere bu tür saldırılar çok gerçekleşti” yorumunu yaptı.
Güneş için kampanya başlatılmıştı
Güneş’ten 20 Ocak’tan beri haber alınamaması üzerine aile üyeleri ve avukatları, “Güneş’in seyahat ettiği otobüsten indikten sonra bir araca konup kaçırıldığını” savunmuştu.
Buna kanıt olarak da elde ettikleri kamera kayıtlarını göstermişlerdi.
Aile üyeleri İkitelli’deki Şehit Zeki Kaya Polis Merkezi’ne ve sonra da savcılığa başvurmuştu.
Konuyla ilgili İnsan Hakları Derneği’ne de başvuran aile üyeleri, gerçekleştirdikleri protestolarda Güneş’in nerede olduğunu soruyordu.
Ayrıca sosyal medyada da #GökhanGüneşnerede etiketiyle paylaşımlar yapılmıştıdı.
Güneş’in avukatları ise tedbir talebi için Anayasa Mahkemesi’ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapacaklarını ve olayı Birleşmiş Milletler Zorla veya İrade Dışı Kaybetmeler Çalışma Grubu’na taşıyacaklarını açıklamıştı.