Sayıştay’da görev yapan bir denetçinin, Sayıştay Başkanı Ahmet Baş, Sayıştay İletişim Koordinatörü Kemal Yavuzyiğit ve eski Selçuk Üniversitesi rektörü Mustafa Şahin hakkında, “Kamu kaynaklarını kötüye kullandıkları” gerekçesiyle şikâyetçi olduğu öğrenildi.
CİMER üzerinden yapılan şikâyetin 25 Şubat itibarıyla Adalet Bakanlığı’nca beklemeye alındığı bildirildi. Sayıştay bünyesinde, teşkilat şemasında yer almamasına rağmen Kurumsal İletişim Koordinatörü pozisyonunda istihdam edildiği belirlenen Mustafa Kemal Yavuzyiğit ile Sayıştay Başkanı Ahmet Baş ve eski Selçuk Üniversitesi Rektörü Mustafa Şahin’e yönelik kurum içinden şikayet başvurusu yapıldığı ortaya çıktı. Sayıştay’da denetçi pozisyonunda görev yapan bir ismin CİMER üzerinden yaptığı başvuru, üç ay geçmesine karşın halen sonuçlandırılamadı.
KİŞİSEL İLİŞKİLER
Başvuruda, üç isme yönelik çarpıcı iddialar sıralanırken bu isimlerin, “Görevlerini yerine getirirken kendilerine ve yakınlarına menfaat sağladıkları” da öne sürüldü. 15 Ocak’taki başvuruda, İletişim Koordinatörü olarak görev yapan Yavuzyiğit’in, eski Selçuk Üniversitesi rektörü Mustafa Şahin ile kişisel ilişkisi nedeniyle üniversitede iilgisiz bir kadroya öğretim görevlisi olarak atandığı belirtildi. Yavuzyiğit’in, Sayıştay Başkanı Baş ile de arasının iyi olduğu savunulan başvuruda, “Bu kişi sosyal medyada hayali unvanıyla sosyal medya hesapları açmakta, sanal platformlarda kendisini Sayıştay’ın asli unsuru gibi pazarlamaktadır” denildi. Şikayeti yapan denetçi, Sayıştay’ı yalnızca başkanın temsil edebileceğinin altını çizerek, şunları kaydetti: “Yavuzyiğit, Sayıştay’ı temsil eden biri gibi bürokratları ziyaret etmektedir. Kurumdaki odasının kapısına, ‘İletişim Koordinatörü’ diye plaka yaptırmıştır. Başkan Baş’ın olanlardan haberi vardır. Mevzuata aykırı olarak bu kişiye lojman da verilmiştir. Aynı şey, Selçuk Üniversitesi’nde de yaşanmıştır. Bu kişi üniversitedeyken ‘Basın Müşaviri’ diye bir kadro olmamasına karşın bu unvanı kullanmış ve kartvizit yaptırmıştır.”
Başvuruda, şikâyet dilekçesinde ismi geçen kişilerin, “Kamu kaynaklarını kötüye kullandığı, kendilerine ve yakınlarına menfaat sağladığı” savunuldu. Başvuruda sıralanan mevzuata aykırılıklara ses çıkarmayarak, “Suça iştirak eden” kişilerin de yaşananlarda sorumluluğu olduğu ifade edildi.
KAYNAK: BİRGÜN / Mustafa M. BİLDİRCİN
