Çin’in Uygur Türklerine yönelik uyguladığı baskılar ve işlediği insan hakları ihlalleri uluslararası kamuoyunun gündeminde. Emeklilik işlemi için 2016’da Fransa’dan Çin’e giden Gülbahar Haitiwaji, kızının sosyal medyadaki Doğu Türkistan bayraklı fotoğrafı nedeniyle tutuklandı. Üç yıl boyunca kaldığı Pekin zindanında kalan Haitiwaji, yaşadıklarını kaleme aldı.
Uygur Türkü Gülbahar Haitiwaji’nin Fransız gazeteci Rozenn Morgat ile birlikte kamplarda yaşadığı korku dolu anları anlattığı kitabı ‘Doğu Türkistan kampından kaçış’ Fransızca olarak yayımlandı.
Haitiwaji, kitabında yaşadığı işkenceyi ve tanık olduğu sorgulamaları, açlığı, propagandayı, kadınların kısırlaştırmalarını ayrıntılarıyla anlattı.
Haitiwaji, “Bir sabah nöbetçi geldi ve beni tek kelime etmeden yatağın parmaklıklarına zincirledi, iki hafta metal yatağın yanında, hayata tutunmaya çalıştım” diyor.
Kadınların aşılama bahanesiyle kısırlaştırılmaya götürüldüklerini söyleyen Haitiwaji, “Boş zamanlarında, çoğu bana güvenerek artık adet görmediklerinden utanıyordu. Aşının hemen ardından adetlerinin durduğunu söylediler. Adet görmeyi bırakmış olan ben, onları rahatlatmaya çalıştım ama derinlerde korkunç bir düşünce şekillenmeye başladı: Bizi kısırlaştırıyorlar mı?” ifadelerini kullanıyor.
Kamplarda akıl sağlığını kaybeden insanların olduğunu anlatan Haitiwaji, “Tecrübe ettiğim hiçbir şey, bir mahkumun durumunu abarttığı hastalıklı bir fantezi değil. İşkence yapan, Uygur vatandaşlarını öldüren Çin’dir” diyor.
Kasım 2018’de, tutuklanmasından iki yıl sonra ve dokuz dakikalık duruşmanın ardından Haitiwaji yedi yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ağustos 2019’da yerel mahkeme hakimi Haitiwaji’nin masum olduğunu ifade ederek onu serbest bıraktı.
Baskılara daha fazla dayanamayan Haitiwaji önce Kazakistan’a, ardından da Norveç’e gitti, iltica başvurusunda bulunduğu Fransa’ya yerleşti.