AYM’nin HDP’nin “kapatma davasının seçim sonrasına bırakılması” talebini reddetmesi sonrasında gözler dava sürecine çevrildi. HDP’deki beklenti, kapatma kararının seçim öncesi nisan ayında çıkması yönünde.
2023 seçimlerinin resmi olmayan ancak yapılan açıklamalara göre gerçekleşmesi beklenen tarih 14 Mayıs. Seçime giderken siyasetteki dengeleri etkileyecek süreçlerden biri de HDP kapatma davası. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Salı günü partisinin grup toplantısında, HDP’nin “dava seçim sonrasına bırakılmalı” başvurusuna tepki gösterip, “Anayasa Mahkemesi şehitlerimizin dökülen kanlarını da seçim sonrasına bırakmayı görüşecek midir? HDP kapatılmalıdır, hem de vakit kaybetmeksizin bu bölücü ve terör yatağı kurutulmalı, hukuken defteri dürülmeli, kapısına kilit asılmalıdır. HDP’nin isteğiyle Anayasa Mahkemesi’nin davayı sulandırması doğru değildir” açıklaması yapmıştı. Bu açıklamadan iki gün sonra AYM, HDP’nin kapatılması istemli davada sözlü savunma dahil tüm yargılama faaliyetlerinin cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri sonrası bir tarihe ertelenmesi talebini reddetti.
İki aylık süreye de ret
HDP, AYM’ye yaptığı başvuruda, “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Hazine hesaplarına tedbir talebini içeren dilekçesinde yer alan ve davanın esasını da ilgilendiren yeni delil mahiyetindeki bilgi ve belgelerin kapsamı dikkate alındığında, bu konuda davalı partiye verilen 30 günlük süre içerisinde savunma hazırlanabilmesinin mümkün olmaması sebebiyle 2 aydan az olmamak üzere ek süre verilmesini” de istemişti. AYM Genel Kurulu, bu talebi de görüştü ve oy birliği ile aldığı kararda partinin, hazine hesaplarına bloke konulmasına ilişkin karara karşı savunmasını hazırlaması için iki aylık ek süre isteği reddedilerek partiye 15 gün ek süre verilmesi kararlaştırıldı. AYM Genel Kurulu’nun kararı gereği HDP, 14 Mart’ta sözlü savunmasını yapacak
“Karar MHP grup toplantısından çıktı”
Karara ilk tepki HDP Sözcüsü Ebru Günay’dan geldi. Günay, basın toplantısında, kararın MHP grup toplantısından sonra çıktığını söyledi:
“Bu dava sürecinde karşımızda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ya da Anayasa Mahkemesi değil AKP ve MHP iktidarı vardır. Partimizin talebinin reddedilmesi kararı AYM’den değil salı günü MHP grup toplantısından çıkmıştır. Bu karar Türkiye’de hukukun tabutuna son çivinin çakılmasıdır. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar, esasen kapatma davası konusunda tavrının ne olacağını da göstermiştir.”
“Tedbir sürecek” beklentisi
Kapatma davası sürecinde, partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına 5 Ocak’ta bloke konulmasına karar verilmişti. HDP’nin Hazine yardımlarına bloke konulmasına ilişkin karara yapacağı itirazın ardından, Yüksek Mahkeme, bu kararı yeniden gözden geçirecek. AYM, ya tedbir kararını kaldıracak ya da tedbirin devamına karar verebilecek. HDP’deki beklenti ise tedbir kararının devamı yönünde karar çıkması. HDP sözcüsü Ebru Günay, buna karşın yeni bir kampanya başlattıklarını da söyledi:
“Bu müdahalenin iki önemli aşaması var. Birincisi HDP üzerinde kapatma davasını Demokles’in kılıcı gibi sallandırarak bir muğlaklık yaratmak istiyorlar. İkincisi ise partimizin anayasal hakkı olan hazine yardımını yine hukuk dışı yöntemlerle bloke ederek, partimizin hak olarak kazandığı maddi imkânlara el koyarak seçim çalışmalarını yürütemez hale getirmeyi amaçlamaktadırlar. Bizi para ile tehdit edenlere en net cevabı aramızdaki dayanışmayı güçlendirerek, büyüterek ‘Hazinemiz Halkımızdır’ şiarı etrafında kenetlenerek vereceğiz.”
“Gizli tanık beyanı ile karar verildi”
Ebru Günay, tedbir kararının da alınması sürecinde sahte belge üretildiğini de iddia ederek bunu şöyle açıkladı:
“Bekir Şahin daha önce reddedilen talebini 13 Aralık 2022’de herhangi bir gerekçe ve somut delil göstermeden yineledi. AYM derhal reddetmesi gereken bu talebe karşı 29 Aralık 2022 tarihinde başsavcılığın talebini delillendirmesi için beş günlük süre tanıdı. Bekir Şahin, 3 Ocak 2023 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne yeni bir dilekçe sundu. Bu dilekçede Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada yer alan tanık ifadelerine bakıldığında daha önce dosyada tanıklık yapmayan bir gizli tanık ifadesinin yer aldığı ve bu ifadenin 31 Aralık 2022 tarihinde alındığı tespit edilmiştir. Yani yılın son tatil gününde savcının talebinden sonraki gün. Söz konusu gizli tanık ifadesi ‘HDP başta parti olmak üzere hazineden aldığı bütçe yardımını örgütü üyelerine dağıtmakta’ diye başlamaktadır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı partimiz aleyhine kapatma davası açarken sunmadığı delilleri, iddianamesinde yer vermediği fiilleri davayla ilgili kararın verileceği dönemlerde mahkemeyi etkilemek, yanıltmak üzere delil üreterek sunmuştur.”
Süreçte ne olacak?
14 Mart’ta HDP’nin yapacağı sözlü savunmanın ardından davaya ilişkin bilgi ve belgeleri toplayacak Anayasa Mahkemesi raportörü, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Raporun, Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesine sunulması sonrası Yüksek mahkeme başkanı toplantı için bir gün belirleyecek. Üyeler belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak. AYM Genel Kurulu ise son kararını verecek. Kapatma, kapatmama ve Hazine yardımından men etme gibi karar seçenekleri bulunuyor. Kararlar 3’te 2 çoğunluk ile alınıyor. Bu durumda 15 üyeden 10’unun kapatma yönünde oy kullanması gerekiyor. Bu süreçte kapatma ile birlikte “siyasi yasak” kararı da verilebiliyor.
Serhat Eren: Bu fiili bir kapatma kararıdır
Seçime giden süreci etkileyecek önemli davaların başında gelen kapatma davasında HDP yönetiminin beklentisi ise kapatma kararı çıkması. 2018 seçimlerinde yaklaşık 6 milyon kişiden destek alarak yüzde 11,7 oy oranına ulaşan HDP’nin seçime girip girmemesi ya da kapatma kararı çıkması durumu da 2023 seçimlerini etkileyecek önemli faktörlerin başında.
DW Türkçe’ye konuşan HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve kapatma davası avukatlarından Serhat Eren, alınan kararın “fiili bir kapatma kararı olduğunu” söyledi:
“Anayasa Mahkemesi maalesef, siyaseti seçimi dizayn etme çalışmalarına aracılık etmiş oldu. Aslında iki gün önce Meclis’te Bahçeli’nin yaptığı açıklama sonrası boyun eğdi. Hukuki değil siyasal bir karar verdiğini düşünüyoruz. Cumhurbaşkanının 10 Mart’ta seçim kararı alacağını açıklamasının ardından 14 Mart’ta partimiz sözlü savunmasını yapacak. YSK’ya aday listeleri sunulduktan sonra da Nisan ayı gibi HDP’ye dair nihai kararını AYM’nin açıklamasını bekliyoruz. Biz partimiz aleyhine bir karar bekliyoruz. Aday kesinleştiği tarihten sonra denk getirip karar verilmesi bile mühendislik gerektirir. AYM’nin iktidarın bu hesaplarına uygun karar vermesi ne yazık ki dizayn etme politikasının bir ürünüdür.”
“Üç gün de sürebilir bir ay da”
14 Mart’taki savunma sonrası AYM raportörünün raporunun hazırlaması için bir yasal takvim olmadığını belirten Serhat Eren, şöyle devam etti:
“Bu tamamen AYM ve raportörün hızına oturmuş bir uygulama. Üç günde de bir ayda da raporunu hazırlayabilir. Hacimli bir dosya, iddianamesinden tutun da dosyanın hazırlanma süreci Yargıtay Başsavcısının süreç içinde yargılama içinde mahkemeye sunduğu kapsamlı deliller var, 60 klasör var. Ayrıca USB ile sunulan deliller var. USB içinde bile onlarca yüzlerce deliller var. Kısa süre içinde değerlendirip verebileceğini düşünmüyoruz. Delillerin kapsamına dahi bakınca kendisini incelemek birkaç haftayı bulabilir.”
“Daha güçlenerek çıkacağız”
Kararı aylardır beklediklerini ve bu nedenle tüm olasılıklara karşı önlemlerini aldıklarını kaydeden Eren şöyle konuştu:
“Belirsiz bir süreç gibi görülüyor, belirsiz bir alan ama muğlak sürecin farkındaydık bunu da değerlendirdik hazırlık yaptık. Seçeneksiz değiliz. Sonuç itibarıyla partimizle ilgili karar Türkiye demokrasisini tamamını ilgilendiriyor. Seçime hazırlık yapma süreçlerini de etkileyecek. Bu yönüyle sadece HDP değil bütün partileri etkileyecek. Daha önce mirasçısı olduğumuz partiler kapatıldı, kapatma kararı sonrası hiçbir zaman önceki durumdan daha zayıf olmadık, daha da üzerine koyarak inşa ederek üstesinden geldik. Yani mevcut durumun gerisine bir milim düşmüş olmayacağız.”
Her ne kadar etkilenmeyeceklerini düşünse de Eren, seçim çalışması yapamama gibi seçeneklerle karşı karşıya olmalarının bir kayıp olacağını da sözlerine ekledi ve “Partiler hazine yardımı aldı şimdi program çıkarıyorlar seçim bildirgesi hazırlıyor, siyasi süreç işletiyorlar. Bizim bu süreçlerimize engel olundu” değerlendirmesi yaptı.
HDP’nin yol haritası ne?
HDP olası kapatma kararına karşın yol haritasını da netleştirdi. DW Türkçe’nin edindiği bilgiye göre tüm senaryolar masaya yatırıldı. Her ne kadar beklenti seçim öncesi olsa da seçim sonrası Anayasa Mahkemesi’nden olası bir kapatma kararı çıkması durumunda seçilecek milletvekilleri siyasi yasak kapsamına alınsa dahi milletvekillikleri düşmüyor. Ancak bir partiye üye olamıyor. Bu süreçte yeni bir parti kurulsa dahi siyasi yasak gelen isimler bu partiye katılamayacak, üye olamayacak. Bu durumda Meclis’te siyasi yasak kapsamında 20’den fazla isim olması durum siyasi parti grubu kurulabilecek. HDP’nin listelerini yaparken en az 20 ismi buna göre siyasi yasak almayacak isimler içerisinden belirlemesi planlanıyor.
Seçim öncesi kapatılırsa ne olacak?
Anayasa Mahkemesi seçimden önce yani 14 Mayıs öncesi kapatma kararı verirse de vereceği tarih kritik bir önem taşıyor. YSK takvimine göre “listelerin sunulma”, “listelere itiraz” ve “listelerin kesinleşmesi” süreçlerine göre farklı durumlar ortaya çıkacak. Eğer listelerin sunulma aşaması öncesi bir kapatma kararı çıkarsa HDP’den siyasi yasak almayan isimler başka partilerden aday olabilecek. Ancak YSK’nin milletvekili aday listelerini kesinleştirdikten sonra bir parti kapatma kararı verilirse HDP listesindeki tüm milletvekilleri düşecek ve seçime giremeyecek. Bu durumda HDP’nin seçmene seçime giren bir partiye oy verilmesi çağrısı yapması bekleniyor. Olası bu partinin de “Emek İttifakı” bileşenlerinden biri olabileceği gibi Demokratik Bölgeler Partisi ve Yeşil sol Parti gibi seçenekler olduğuna da dikkat çekildi.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – KIVANÇ EL