Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi gören 4. evre Ewing Sarkom kemik kanseri hastası Yusuf Kerim Sayın’ın (6) doktoru, cezaevinde bulunan anne Gülten Sayın’ın çocuğunun yanında olmasının tedaviyi ilerleteceğini söyledi. Doktor, “Biz en ağır tedavileri uyguluyoruz ama geceleri anne diye sayıklayan bir çocuk, kemoterapiden fayda görebilir mi?” diye sordu.
P24 Blog’dan Aslıhan Gençay’a, Yusuf Kerim’in tedavisiyle ilgili konuşan HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Yusuf Kerim’in Çapa Tıp Fakültesi’ndeki doktoruyla yaptığı konuşmayı aktardı.
‘GECELERİ ANNE DİYE SAYIKLAYAN BİR ÇOCUK KEMOTERAPİDEN FAYDA GÖREBİLİR Mİ?’
“Bir hekim olarak konuştum” diyen Gergerlioğlu, “İlk üç kemoterapinin iyiye gitmediğini söyledi. Çocuk zayıflıyor ve hastalık kötüye gidiyordu” dedi. Gergerlioğlu’nun aktardığına göre doktor, “Benim de çocuğum var, serviste tüm kanser hastası çocukların anneleri başlarında, bir tek bu çocuğun annesi yanında yok. Bir anne olarak ben de çok üzülüyorum bu duruma. Annesi yanında olsa iyiye gidebilir. Biz en ağır tedavileri uyguluyoruz ama geceleri anne diye sayıklayan bir çocuk, kemoterapiden fayda görebilir mi?” ifadelerini kullandı.
‘AKP’LİLERDEN SES ÇIKMADI, ÇÜNKÜ HAZRETİ ERDOĞAN TALİMAT VERMEDİ’
Yusuf Kerim için Adalet Bakanlığı’nın, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın adım atmamasını da eleştiren Gergerlioğlu, TBMM’deki AKP’li kadın milletvekillerinin suskun kalmasına da tepki gösterdi. Gergerlioğlu, ““AK Partili milletvekillerinin tüm konuşmaları ‘Asrın lideri ya da dünya lideri cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın talimatlarıyla’ diye başlar. Bu cümlenin dışında başka da bir şey bilmiyorlar. Biz bu cümleyi her gün bin defa duyuyoruz mecliste. Böyle kukla olmayı nasıl kabul ediyorlar? Kendi adıma bir defa bile ‘Asrın lideri Mithat Sancar Hocamızın emirleriyle’ demedim, ki diyemem de. Böyle şey mi olur? Ben milletvekiliyim, liderin vekili değilim. Komik bir durum. Koca koca adamlar, kadınlar abartıyorlar da abartıyorlar ve kim en iyi abartırsa o öne çıkıyor. Tek bir AK Partili vekilden Yusuf Kerim için ses çıkmadı, çünkü hazreti Erdoğan bu konuda onlara bir talimat vermemişti” ifadelerini kullandı.
‘KILIÇDAROĞLU’NA BİLGİ VERDİM, ÜZÜLDÜ’
Gergerlioğlu, Yusuf Kerim için destek veren ve vermeyen siyasi partiler içinse şu bilgileri verdi: “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu aradım. Ona daha önce de bazı hasta mahpusların durumlarını anlatmıştım. Her zaman yardımcı oldu. Yusuf Kerim’i anlattım ve bilgilerini verdim. O da üzüldü. Aynı hafta grup toplantısında gündeme getirdi ve CHP’li milletvekilleri de duyarlılık göstererek Yusuf Kerim’i sosyal medyada paylaştılar. Sonra Sayın Temel Karamollaoğlu, Yusuf Kerim’i hastanede ziyaret etti.
‘İYİ PARTİ’NİN HİÇ KATKISI OLMADI, MERAL HANIM HAYAL KIRIKLIĞIYDI’
İyi Parti’nin bu konuda hiç katkısı olmadı. Sürekli etiketlendiler ama hiç adım atmadılar. Bunu çok insafsızca ve vicdansızca buluyorum. Zaten Meral Hanım, çıplak arama konusunda da çok soğuk davranmıştı ve büyük bir hayal kırıklığıydı. Bu çocuğun durumunun siyasetle hiç ilgisi yok. Çocuğa sahip çıkmak kadar kutsal bir şey var mı? Çocuğun ideolojisi, dini, ırkı mı olur? Ama Meral Hanım ısrarla durdu. Ona rağmen büyük bir kamuoyu oluştu.”
‘BEN GÜVENMİYORUM BUNLARA, TALEBİMİZ KAMUOYUNUN TAKİPÇİ OLMASI’
Yusuf Kerim’in son olarak annesiyle görüşmesinin ardından uygulanan tedaviye olumlu yanıt verdiğini aktaran Gergerlioğlu, Adalet Bakanlığı’nın çocuğu olan mahpus annelere infaz erteleme çalışmasıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Bakanlığın düşüncesi, nasıl olsa anneyi Bakırköy’e getirdik, arada bir çocuğunu görür, şeklindeydi ama biz durmadık. Bakanlık bazen hazırlıklarını basına sızdırır. Elbette pakete eklenen cümleden, yeni düzenlemenin Yusuf Kerim için olduğunu anlıyoruz. Bugün mecliste de AK Partili vekiller beni durdurup ‘Senin Yusuf Kerim için meseleyi hallettik. Getireceğiz yasayı, merak etme’ dediler. Başlarının etini yiyor, onları yerden yere vuruyorduk. Bu baskıyı biraz dindirmek için basına sızdırdılar. Tabii sıkışık bir meclis trafiği var ve henüz ortada 7. Yargı Paketi yok. Getirecekseniz hemen şimdi getirin, oylayalım ve yürürlüğe girsin. Ben çok güvenmiyorum bunlara ve bu yüzden talebimiz, çağırımız; kamuoyunun da konunun takipçisi olmasıdır. Herkes sahiplenirse oyalayamazlar.”