İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Maden ocağında aradığımız arkadaşlardan 5’inin konteyner içerisinde, 3’ünün araç içerisinde ve aynı bölgede yer aldığı, diğer şoförümüzün de kamyon içerisinde farklı bölgede olduğu değerlendiriliyor.” dedi.
Erzincan’da altın madeninin bulunduğu bölgede dün yaşanan toprak kaymasının ardından kaybolan 9 kişi için yürütülen arama faaliyetleri hakkında açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İliç ilçesindeki maden ocağındaki 9 işçinin kütle altında kaldığını belirterek, başlatılan arama ve kurtarma çalışmalarının aralıksız devam etiğini söyledi.
“Şu an itibarıyla bölgede AFAD, TSK Arama Kurtarma, JAK, PAK, madenciler ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan 339’u arama kurtarma personeli, diğer görevlilerle 1708 personel görev yapıyor.” diyen Yerlikaya, “Ayrıca 626 araç, 97 aydınlatma kulesi, 32 iş makinesi, 6 dron, 44 jeneratör, 3 KBRN aracı, 5 metale duyarlı radar cihazı ile çalışmalarımız devam ediyor.” diye konuştu.
İçişleri Bakanı Yerlikaya, insan kaynakları ve personel açısından hiçbir ihtiyacın bulunmadığını belirterek, şunları söyledi:
“Aradığımız işçilerle ilgili bir detayı paylaşmak istiyorum. Yapılan tüm değerlendirmelerde, aradığımız arkadaşlardan 5’inin konteyner, 3’ünün araç içerisinde ve aynı bölgede yer aldığı, diğer şoförümüzün de kamyon içerisinde farklı bölgede olduğu değerlendiriliyor. Buraya dikkati çekmek istiyorum. Biliyorsunuz 100 dönüme yayılmış 9-10 milyon metreküp toprak kaymasından bahsediyoruz.”
“Bilim insanlarımız bilgileri anbean değerlendiriyor”
Bilim insanlarının, işçilerin 2 araç ve konteyner içerisinde bulunmalarının avantaj sağladığı değerlendirmesini yaptığını aktaran Yerlikaya, “Metal radar tespitleriyle bu kütle üzerinde tarama yapmaya başladık. Dolayısıyla daha hızlı aksiyon alabilmek adına, radar taramalarıyla araçlar ve konteynerle ilgili iz alır almaz daha çok oraya odaklanıp mesafe almak istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Arama kurtarma personelinin çalıştığı bölgelerde toprak kayması ihtimalinin bilim insanları tarafından yer radarlarıyla araştırıldığına dikkati çeken Yerlikaya, “Bilim insanlarımız bilgileri anbean değerlendiriyor. Bu doğrultuda AFAD koordinasyonunda yaptığımız arama kurtarma çalışmalarının güvenliğinden hiç taviz vermeksizin devam etmek istiyoruz.” ifadesini kullandı.
Bakan Yerlikaya, bölgede olumsuz hava koşullarının da etkili olduğuna işaret ederek, “Kütlenin kaydığı yer belli. Arama kurtarma faaliyetlerinde en ufak risk olmaması adına Sivas Cumhuriyet Üniversitemizden gelen bilim insanları, AFAD’taki arkadaşlarımız, devamlı orayı izliyorlar ve arama tarama çalışmalarını yapan arkadaşlarımızla telsizle anbean iletişim halindeler.” dedi.
Binali Yıldırım: Şartlar bizden yana değil
Eski Başbakan Binali Yıldırım da, memleketi Erzincan’da yaşanan felaketin ardından çalışmaları yerinde takip etmek için bölgeye gitti. Burada gazetecilere açıklama yapan Yıldırım, “Toprak altında 9 işçinin kaldığı değerlendiriliyor. Bölge tamamen kontrol altına alındı. Termal cihazlarla aramalar yapılıyor. (…) Zamanla adeta yarışılarak olağanüstü bir gayret göstermekle beraber olayın büyüklüğü dikkate alındığımızda şartların bizden yana olmadığını da söylemekte fayda var” diye konuştu.
“Siyanür Fırat Nehri’ne sızdı” iddiası
Toprak kaymasının ardından Fırat Nehri’ne siyanür sızıntısı yaşandığı iddialarına ilişkin olarak da konuşan Yıldırım, “Kimyasal ayrı bir yerde tutuluyor. Orada heyelan veya hareket yok. Kayan yer açık kazının yapıldığı yerden çıkarılan ve madenin ayrıştıktan sonra yığılan toprak kayıyor. Bu toprakta ola ki zehirleyici bir madde olabilir diye ummadığı düşünülüyor ama binde bir ihtimalde olsa buna karşılık arkadaşlar tedbir alıyor” dedi.
Muhalefetten sert tepkiler
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Salı akşamı TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada iktidara tepki göstererek, “Bu şirket kimin? Yüzde 80 Kanadalı bir şirket, yüzde 20 Çalık Grubu ve bu Çalık Grubunun şirketi Lidya Anonim Şirketi. Bir de ödül olarak işçilerin katili bu şirketin 209 milyon vergi borcunu silmişiz. Neden? Çünkü insan sizin için önemli değil, doğa sizin için önemli değil, çevre sizin için önemli değil. ‘Nereden gelirse gelsin, patronları koruyalım’ anlayışındasınız” ifadelerini kullandı.
Dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un, 2022 yılında söz konusu maden alanı ile ilgili olarak, “ÇED raporuna gerek yoktur” dediğini belirten Başarır, “Nereye aday şimdi? İstanbul’a. İstanbulluyu, 16 milyonu ne kadar güvenli bir isme teslim edeceksiniz” dedi.
Erkan Baş: Partimizin suç duyurusuna takipsizlik verdiler
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş da X hesabından yaptığı açıklamada, “Erzincan’daki göçükte herhangi bir can kaybı yaşanmamasını temenni ediyorum. Ayrıca dikkatinizi çekmek istiyorum: 2022 yılının Temmuz ayında bu madenle ilgili partimizin yaptığı suç duyurusuna takipsizlik verdiler; üstüne bu şirketin maden kapasitesini arttırıp 209 milyon TL vergi borcunu da sildiler. Şimdi buna kader ya da kaza diyebilir miyiz? Oysa bu facianın sorumluları olarak patronları ve onların hizmetkarı siyasetçileri saymalıyız” ifadelerini kullandı.
Kanada Büyükelçisi: İşletme Kanada’ya ait değil
Kanada’nın Ankara Büyükelçisi Kevin Hamilton, Erzincan’ın İliç ilçesindeki siyanürlü toprak kaymasının yaşandığı Çöpler Altın Madeni’ni işleten Anagold Madencilik’in ortaklarının arasında Kanada’nın bulunmadığını açıkladı. “Bazı medya kuruluşlarının toprak kaymasının meydana geldiği madenin Kanada’ya ait olduğunu bildirdiğini gördük” diyen Hamilton, bunun doğru olmadığını, söz konusu madenin Türk ve Amerikan şirketleri arasında bir ortak girişime ait olduğunu belirtti.
Türkiye Barolar Birliği: Gerekli önlemler alınmadı
Türkiye Barolar Birliği (TBB) İliç’teki toprak kaymasıyla ilgili yaptığı açıklamada, daha önce yapılan uyarılara rağmen gerekli önlemlerin alınmadığını belirtti. Açıklamada, 2023 Temmuzu’nda TBB Çevre Komisyonu’nun hazırladığı, “İliç Altın Madeni Raporu”nun açıklandığı hatırlatılarak, “Konu ile ilgili tüm çaba ve uyarılarımıza rağmen bu elim olayın gerçekleşmesinden derin üzüntü duyuyoruz. Bir an önce madende çalışan işçilerin kurtarılmasını ve bölge çalışanları ile tüm vatandaşlarımızın can güvenliklerinin sağlanmasını istiyoruz” ifadesi kullanıldı.