Erzincan’ın İliç ilçesinde altın madeninin bulunduğu geniş bir alanda, toprak kaymasının meydana gelmesinin ardından, Yer Bilimci Prof. Dr. Süleyman Pampal, HaberTürk yayınında konuştu. Pampal, “Bu bizim için sürpriz değil. Bu konuları camiada sıklıkla gündeme getiriyoruz. Son yıllarda Türkiye’de altın madenciliği yaygın şekilde gündemde. Özellikle bu zararlı kimyasallar nedeniyle protestolara neden oluyor. Bu bölge de öyleydi. Bu heyelan konusu maalesef çok büyük bir heyelan. Gördüğüm kadarıyla çok büyük. Bu beklenmedik bir şey değil. İnşallah can kaybı yoktur” dedi.
Pampal, açıklamalarında, “Bu işlenmiş topraktır. Altının çıkarılması için işlenen zehirli siyanürlü madde ve onun için kimyasal kullanılan, altını ayırmak için işlemden geçirilen toprak bu maalesef. Üst üste yığılmış bir dağ gibi bir yığın olmuş. Bu mevki Fırat Nehri’ne de 700-800 metre mesafede, çok yakın. Fırat’a karışması demek bütün yaşamın bitmesi demek. Fırat’a ulaşması acilen önlenmelidir. O vadinin önü kapatılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Yer bilimci, Pampal açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“Bölge Kuzey Anadolu Fayı’nın üstünde. Aletsel dönemin Türkiye’deki en büyük depremi 1939. Dünyanın en aktif faylarından biri. 10’un üzerinde 1939’dan beri deprem oldu. Erzincan’dan başlayıp Marmara’ya kadar sürekli depremler üreten bir fay bu. Bir de deprem olsa düşünün.”