Türkiye Barolar Birliği (TBB) deprem sonrasında başta Hatay olmak üzere güvenliğin sağlanması ile ilgili olarak “ciddi zafiyet” yaşandığını belirtti.
Deprem bölgesinde incelemelerde bulunan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili açıklamasında güvenlik konusuna dikkat çekti. TBB Başkanı Erinç Sağkan imzalı açıklamada, deprem sonrasında başta Hatay ve ilçeleri olmak üzere güvenliğin sağlanması hususunda “ciddi zafiyet yaşandığı” ifade edildi.
“Her ne koşul altına olursa olsun, yurttaşlarımızın can ve mal güvenliklerinin sağlanamaması kabul edilemez. Devletin birinci varlık sebebi, tam da böyle zamanlarda bu güvenliği sağlamaktır” ifadelerine yer verilen açıklamada şöyle denildi:
“Bu zafiyetin bir sonucu olarak, çeşitli hırsızlık ve yağma iddiaları gündeme gelmekte; ayrıca bu suçların faili olduğu ileri sürülen kişilere işkence ve kötü muamele yapıldığı yönünde görüntüler, kamuoyunun gündemine gelmektedir. Bu duruma, birlik ve bütünlüğümüzü ve hukuk devleti ilkemizi zedeleyecek ayrımcı bir nefret dili de eşlik etmektedir. Altını çizerek ifade etmek isteriz ki, işkence ve kötü muamele yasağı mutlaktır. Bu yasağın ihlali, hiçbir koşul altında kabul edilemez bir insanlık suçu olup bu suçlarda zamanaşımının işlemediğini de hatırlatırız.”
Hukuk devletinde kanun önünde herkesin eşit olduğu ve suçu ispatlanana kadar masumiyet karinesi, suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin geçerli olduğu hatırlatılan açıklamada, “Bu hususlara ilişkin etkili soruşturma yürütülmesi, faillerin açığa çıkarılarak cezalandırılmaları devletin en önemli yükümlülüklerindendir” denildi.
Avukatlara yönelik engellemelere dikkat çekildi
Deprem bölgesindeki ceza ve tutukevleriyle ilgili olarak kamuoyu gündemine de yansıyan, isyan ve bazı tutuklu ve hükümlülerin işkence ve kötü muamele gördüğü ve hatta yaşamını kaybettiğine dair iddialara da değinilen açıklamada, “Hukuk devleti olmanın gereği olarak ilgili kurumlarca bu iddia ve olaylara ilişkin ayrıntılı, açık, tatmin edici bilgilendirme yapılmalıdır” ifadesine yer verildi.
Konuyla ilgili olarak kamuoyunu tatmin edecek en önemli bilgilerin avukatlardan geleceğinin unutulmaması gerektiği belirtilen açıklamada, avukatların müvekkilleriyle ceza ve tutukevlerinde görüşmelerinin önüne çeşitli şekillerde zorluklar çıkarılmaması istendi.
ÇHD’den “karakolda ölüm” vakasıyla ilgili açıklama
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) de dün yaptığı açıklamada Hatay’da “yağmacı” olduğu iddiasıyla gözaltına alınan Ahmet Güreşçi’nin jandarma karakoluna götürüldükten sonra öldüğünü duyurmuştu. ÇHD’den yapılan açıklamada, avukatların Altınözü Jandarma Karakolu’nda Ahmet Güreşçi ile birlikte gözaltına alınan Sabri Güreşçi ile görüşme yaptığı ve ardından şu bilgileri verdiği belirtilmişti:
“Gözaltında Sabri Güreşçi ve aynı köyden dört kişinin daha bulunduğu, Ahmet Güreşçi’nin gözaltında dövülerek öldürüldüğü, görüşme yapılan kişinin kötü durumda olduğu, kaburgalarında kırık, el ve yüzde yara berenin tespit edildiği, kişiye haya burma işkencesi yapıldığı, ıslatarak dövüldükleri, tecavüz tehdidinin olduğu bilgisi aktarılmıştır.”
ÇHD, gözaltındaki kişilerle görüşme yapan avukatların da jandarma görevlileri tarafından tehdit edildiğini ifade etmişti.